"على الصعيد" - Translation from Arabic to Turkish

    • olarak
        
    • genelinde
        
    • açısından
        
    • ülke
        
    • çapında
        
    Bence, birey olarak hepimiz için, özel ve mesleki hayatlarımızda olduğu kadar, toplumsal olarak tamamımızı etkileyen bir sorun. TED انها مشكلة كبيرة لنا على الصعيد الفردي والشخصي والعملي والاجتماعي واعتقد ان هذه المشكلة هي أمرٌ تراكمي نتاج ثقافتنا
    Gizliliğin evrensel ve içgüdüsel olarak çok istenmesinin bir nedeni var. TED الآن، هناك سبب لماذا الخصوصية مشتهاة جداً على الصعيد العالمي وبالفطرة.
    "Son olarak eğer hareketlerim herhangi bir rahatsızlık yarattıysa en içten özürlerimi iletirim." Open Subtitles و على الصعيد الشخصي ان تسببت أفعالي بالضيق لأي أحد أنا اعتذر بصدق
    ülke genelinde %29 oranında, Georgia'da ise ondan bile fazla. Open Subtitles ..أو للتمليك في الإطارات تسعة وعشرين بالمئة على الصعيد الوطني وأكثر من هذه النسبة في ولاية جورجيا
    Toplumsal yapı nüfus açısından değişiyor. Open Subtitles على الصعيد السكّاني، الأمّة برمّتها تتغيّر
    ülke çapında bir perakende satış zinciri kurmaya hazırlanan bir şirkette çalışıyordum. Open Subtitles أعمل في مكتب المبيعات الرئيسي بشركة تنشئ محلات بيع بالتجزئة على الصعيد الوطني
    Bunu yapmak için, ajanlar ulus çapında sayıları 15 bini geçen muhbir ağını işe koydular ve hepsi tehlikeli olabilecek birilerini aradı. TED للقيام بهذا، جند العملاء شبكة من أكثر من 15000 مخبر على الصعيد الوطني يبحثون جميعا عن أي شخص قد يكون خطيراً
    Teknik olarak trepanasyon hâlâ tıbbi bir prosedür olarak görülüyor. Open Subtitles على الصعيد الطبي، لا يزال نقب الجماجم يعتبر إجراءً طبياً.
    Küresel olarak, her gün, tahmini 100.000 çocuk sigara içmeye başlıyor. TED على الصعيد العالمي، كل يوم، من المتوقع أن يبدأ 100,000 طفل في التدخين.
    Küresel olarak daha fazlasını yapmalı ve bu yeni doktorlara azimlerini kanıtlamaları için fırsat vermeliyiz. TED نحتاج أن نقوم بالمزيد على الصعيد العالمي لإعطاء هؤلاء الاطباء المزيد من الفرص لإثبات حماسهم.
    Esasen, insan hakları davalarını temsilden kaçınmama rağmen, çünkü bunun beni profesyonel ve kişisel olarak nasıl etkileyeceği konusunda cidden endişeliydim, bu durumu daha fazla görmezden gelemeyeceğime ve adalete olan ihtiyacın önemli olduğuna karar verdim. TED و بينما تورعت في الحقيقة عن تمثيل حالات حقوق الإنسان لأنني كنت قلقة حقاً حول كيف ستلقي عليّ بظلالها على الصعيد المهني والشخصي قررت أن الحاجة للعدالة كانت كبيرة جداً حتى أنني لم أستطع مواصلة تجاهلها.
    Teknik olarak, nasıl kodladığımız önemli. TED على الصعيد الفني، يوجد أهمية لكيفية التشفير.
    Sizi de psikolojik olarak etkiliyor mu? TED هل يطول التغير المناخي الأسر على الصعيد النفسي حقًا؟
    Ulaşılabilirlikte bir artış görüyoruz, bunun arkasında mobil cihazların yaygınlaşması var, küresel olarak, tüm sosyal katmanlarda. TED نحن نشهد ارتفاعا فى الوفرة بسب انتشار الاجهزة النقالة ، على الصعيد العالمي ، في جميع الطبقات الاجتماعية.
    Diplomatik bir yaklaşım olarak, karşılıklı veya Birleşmiş Milletler vasıtasıyla görüşmek te masadaydı. Open Subtitles وفي الوقت نفسه تتخلص ،من هذه الصواريخ اقترح أيضًا الحل الدبلوماسي، سواء على الصعيد الثنائي أو من خلال الأمم المتحدة
    Buna rağmen ülke genelinde 10 kişinin 4'ünden fazlası salındıktan sonra üç yıl içinde hapse geri dönüyor. Open Subtitles بعد أكثر من أربعة الي عشر المجرمين على الصعيد الوطني يعودون إلى السجن في غضون ثلاث سنوات من إطلاق سراحهم.
    ülke genelinde... Open Subtitles على الصعيد الوطني
    ülke genelinde... Open Subtitles على الصعيد الوطني
    İyileşme sürecine dair notlar belki terapi açısından önemli olmayabilir... Open Subtitles ملاحظات العلاج قد لا تكون مفيدة على الصعيد العلاجي
    Güvenlik açısından muhteşem. Open Subtitles إنّه ممتاز على الصعيد الأمنيّ.
    Hatta 89 araştırmayı ele alan büyük bir meta analize göre, sağlık açısından hiçbir farklı sonuç getirmiyor ama bunun yanı sıra, beslenme düzeninde omega-6 yağ asidini azaltmak daha iyi olmaz mı? Open Subtitles في الحقيقة، بيّن "تحليل ميتا" الذي بحث في 89 دراسة أنّها لم تحدث أيّ فارق على الصعيد الصحّي، لكن إضافة لذلك،
    Ah, bir de siz ikiniz ülke çapinda bir avin basrolüsünüz. Open Subtitles اوه, وأنتم الاثنين نجوم على الصعيد الوطني
    Yerel kontrolünüz olmak zorundaydı, çünkü memleket çapında kullanılabilir bilgi yoktu, çünkü seyahat oldukça kısıtlıydı. TED هل كان لديها سيطرة المحلية بسبب عدم وجود المعلومات المتاحة على الصعيد الوطني لأن السفر كان مقيد جدا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more