| Sıçanlarla işim bitti. Bu şimdiye kadar Bardaki en berbat işti! | Open Subtitles | انا انتهيت من امور الفئران هذا يعتبر اسواء عمل في الحانة |
| Bir önemsiz e-posta hesabından ama cinayet saati civarlarında bir Bardaki buluşmadan bahsediyor. | Open Subtitles | .إنها من حساب ملغم ولكنها تذكر .لقاء في الحانة في نفس وقت الجريمة |
| bara yerleştirilecek gizli kamera ve dinleme cihazlarına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى زرع بعض أجهزة التصنت والكاميرات في الحانة |
| Bayan Rogers, ifadenize göre Judson Bailey'yle Carelli restoranda karşılaştığınızda kendisi barda bir adamla konuşuyormuş. | Open Subtitles | أنسة روجرز, قلتي بأنكِ عندما قالبتي جيسون بيلي في كوريلي كان يتحدث مع رجل في الحانة |
| Hayatın hem kitap, hem film olacak, The Bar'ın şubeleri açıIıyor. | Open Subtitles | حصلت على كتاب يحكي قصتك وفلم ولك حصة في الحانة .. |
| Ve onu, yaşı tutmayan bir kızla bardan beraber çıkarken gördüm. | Open Subtitles | وخرج مع تلك الفتاة، التي لا يُسمح لها بالتواجد في الحانة |
| Bardaki bir müşteri kül olmuş, ama hala bir ceset arıyorlar. | Open Subtitles | ان رجلا في الحانة اندلعت به النار لكنهم ما زالوا يبحثون على الجثة |
| Biliyor musun Jules, bu gece Bardaki en güzel kadınsın. | Open Subtitles | أتعلمين جولي أنت أجمل امرأة في الحانة الليلة |
| Ve Bardaki hemen hemen her erkek bana asıldı. | Open Subtitles | وكل الرجال في الحانة كانوا يتشاجرون عليّ |
| Her neyse, bir Bardaki tesadüfi saldırganlık sıradışı değildir. | Open Subtitles | على اي حال ، العدوانية في الحانة ليست شيء غير عادي |
| Peki ya şu Bardaki saçmalık neydi? | Open Subtitles | ماذا عن ذلك الكلام الفارغ عندما كنا في الحانة |
| Bardaki bol makyajlı ihtiyar kadını gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت تلك المرأة المتصابية في الحانة بكلّ ذلك المكياج |
| Tabii, istiyorsanız oturabilirsiniz, ama önce bara bakmalısınız. | Open Subtitles | يمكنك الجلوس لو شئت لكن يجب ان تكون قد سجلت اسمك في الحانة |
| Yani, şimdi buralardasın ama yani, eğer yolun düşer ve bara gitmezsen... | Open Subtitles | كنت أبدا في البلدة أعني، أعرف بأنّك في البلدة الآن لكنّي أقصد.إذا كنت أبدا في البلدة وليس في الحانة |
| Ayrılmadan önce yöneticinin bara indiğinden emin ol. | Open Subtitles | تأكد من وجود أمين الصندوق في الحانة قبل ذهابك |
| Yani, baban seni beysbol maçının tümünde barda bir başına bırakıyor ve yabancı bir kadınla üst kata çıkıyordu? | Open Subtitles | إذاً، والدكَ، يترككَ وحيداً في الحانة وثـمَّ يـذهبُ للأعلـى مـعَ امرأةٍ غريبة للعـبة بيسبول كاملـة؟ |
| Bazen, bir kadın, barda bir adamı kaybediyorsa bu kadının, bir anda onunla bir barda tanıştığını hatırlamasındandır. | Open Subtitles | أحيانا المرأة تبتعد عن الرجل في الحانة لأنها تتذكر أنّها قابلته في حانة |
| Bar kavgası nedenini açıklayacakmısın. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنكِ ستشرحين لي سبب المعركة في الحانة |
| Arabandan aldığımız örnek, bardan ayrıldığını söylediğin saatten 45 dakika sonra barda olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | إضافةً إلى أن العينة التي أخذناها من سيارتك تضعك في الحانة 45 دقيقة بعدما قلت بأنك تركت الحانة |
| - Barda cüzdanını bulduğumuz adam. | Open Subtitles | من هذا؟ الرجل صاحب المِحفظة التي وجدناها في الحانة. |
| - Bu hafta bitmeden Alibi'da seninle içki içeğe benziyor. | Open Subtitles | يبدو أنها ستنضم معك للشراب في الحانة بنهاية هذا الأسبوع تبا |
| Belki de barda başımıza gelenlerle bir ilgisi vardır. | Open Subtitles | ربما هذا له علاقة بما حدث معنا في الحانة |
| Arkadaşlarla bir bardayım. | Open Subtitles | أنا في الحانة مع بعض الأصدقاء. |
| - bardaydık ve ona istiridye istediğimi söyledim. | Open Subtitles | إذا ، فإذا بنا في الحانة ، أخبرته إني أرغب في أكل المحار |
| Bir önceki geceydi. Öldürecek zamanım vardı. meyhanede oturmuş, tüyle parşömene yazıyordum. | Open Subtitles | قبل هذه الليلة ، كان لديّ بعض من ساعات الفراغ جلست في الحانة أصنف المخطوطات بريشة |
| Bunları dün gece kulüpte çektik. Tanıdın mı? | Open Subtitles | التقطتهم في الحانة ليلة أمس هل تتعرفين عليهم ؟ |
| Ama ben bu iş için geldim ve bir barda çalışıyorum. | Open Subtitles | لكن اتيت إلى هنا لأباشر في هذا وانا اعمل في الحانة |