| O alanda her ne varsa sonsuza kadar öylece kalıyor, kendi evreninde. | Open Subtitles | أياً كان في المجال سوف يتحمل يبقى للأبد ، في كونه الخاص |
| Kısmen bunun tek nedeni alanda çalışan ve bu konuda sorular soracak yeterince kadın bilim insanının olmaması. | TED | جزئيًا، ذلك فقط لأنه ليس هناك الكثير من العلماء في المجال من النساء، لطرح أسئلة حول الموضوع. |
| Bu iki rol bağdaşmıyor ve bu psikolojik alanda yapılan çalışmalarla da uyumluluk gösteriyor. | TED | الأدوار متضاربة، وهو ما يتسق مع الكثير من البحوث في المجال النفسي. |
| Şimdi size tıp alanında sadece odaklama ile, fiziksel odaklama ile gerçekleştirilebilen çeşitli uygulamaları göstereceğim. | TED | وسأبيّن لكم تطبيقات متعددة في المجال الطبي والتي يمكن تحقيقها فقط من خلال التركيز، التركيز الفيزيائي. |
| Mesele, adınız platin harflerle yazılana kadar oyunda kalmaktır. | Open Subtitles | إنها قضية البقاء في المجال بما يكفي حتى يصبح إسمك بلاتيني |
| Ancak, bu sadece sıkıcı bir akademik alan olan psikoloji için geçerli değil. | TED | ولكنها لا تحدث ببساطة في المجال الأكاديمي الجامد لعلم النفس. |
| Bu işteki en önde gelen stüdyolardan birinin yöneticisi ve ben onun asistanıyım. | Open Subtitles | هو من أفضل المدراء التنفيذيين في المجال أنا مساعده |
| STEM'deki beyaz olmayan kadınlar, günümüzün en zor ve en heyecan verici sosyo-teknolojik meselelerinden bazılarında bulunmaktadırlar. | TED | تتولى النساء ذوات البشرة الملونة في المجال العلمي بعض القضايا الإجتماعية والتكنولوجيا الأكثر صعوبة وإثارة في عصرنا. |
| Biomedikal alanda çok iş yapıyoruz. | TED | نقوم بكثيرٍ من المشاريع في المجال الطبّي الحيوي |
| Bu alanda uzman sayılır. Yardım edip edemeyeceğini bir öğreneyim. Tamam. | Open Subtitles | وهو خبير في المجال لنرى ما يستطيع المساعدة |
| Manyetik bir alanda tamamen asılıdır ve bir yolcu uçağının kullandığı enerjinin %2'sinden daha azına ihtiyaç duyar. | Open Subtitles | وهو معلق تماما في المجال المغناطيسي ويتطلبأقلمن اثنينفيالمئةمنالطاقة المستخدمةلسفرالطائرة. |
| Manyetik alanda kapana kısılan tüm enerji 100 milyon derecede bir ısıyla patlar. | Open Subtitles | كافة الطاقة المحبوسة في المجال المغناطيسي تنفجر عند مئة مليون درجة |
| Bu adamın tıbbi bir alanda çalışma ihtimali var mı? | Open Subtitles | هل هناك اي احتمال ان هذا الرجل يعمل في المجال الطبي؟ |
| Efendim, manyetik alanda ufak bir anomali tespit ettik. | Open Subtitles | سيدي , هناك شيء غير اعتيادي في المجال المغناطيسي |
| Bu, biz insanlara tıp ve bilim alanında inanılmaz keşifler getirmiş bir süper güçtür. | TED | بالنسبة لنا نحن البشر، إنها قوة عظمى أنتَجَت اكتشافات مذهلة في المجال الطبي والعلمي. |
| SağIık alanında çalışan birine göre, kendine çok iyi bakıyorsun. | Open Subtitles | للرجل الذي يعمل في المجال الطبي، كنت لا تأخذ الرعاية جدا بنفسك جيدا. |
| Kız kardeşim de tıp alanında çalışıyor sayılır. | Open Subtitles | أتعلمين شقيقتي تعمل في المجال الطبي ايضاً نوعًا ما |
| Hala oyunda olduğunu ve iyi savaş verdiğini göster bana. | Open Subtitles | أظهرت لي أنك ماتزال في المجال وتكافح بكل جدية |
| Hala oyunda olduğunu ve iyi savaş verdiğini göster bana. | Open Subtitles | أظهرت لي أنك ماتزال في المجال وتكافح بكل جدية |
| İnanıyorum ki bu şekilde devam edersek dil açısından çok önemli ama mütevazi bu alan içinde bizden sonraki nesillere daha iyi bir gelecek bırakacağız. | TED | لدي قناعة أننا لو فعلنا ذلك في المجال اللغوي المتواضع لكن ذي أهمية عظمى، سوف نترك مستقبل أفضل للأجيال القادمة. |
| Bu saat şimdi FDA tarafından da nörolojide onay alan ilk akıllı saat olarak onaylandı. | TED | وقد حصل على موافقة إدارة الغذاء والدواء كأول ساعة ذكية تحصل على موافقة في المجال العصبي. |
| Bu işteki en iyi çip tedarikçileri var karşında. | Open Subtitles | أنت تنظر لأفضل فني رقاق في المجال |
| Bunun da ötesinde, STEM'deki beyaz olmayan kadınlar, diğer kadınları ile ya da diğer insanlar ile aynı sıkıntıları yaşamıyorlar. | TED | فوق ذلك، وعلى الرغم من أنه يؤكد أن النساء ذوات البشرة الملونة في المجال العلمي لا تواجه نفس المصاعب والحواجز التي قد تواجهها أي إمرأة أو شخص من ذوي البشرة الملونة. |