"كان هناك هذا" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir
        
    • vardı
        
    • varmış
        
    bir keresinde amcalarımdan biri peynir cemiyeti kurup, peynirce konuşmaya başlamıştı. Open Subtitles عندما كان هناك هذا طبق الجبنِ الكبيرِ وعمّي تَكلّمَ في الجبنِ.
    Para meselelerini bir tarafa koyarsak, bir de anlamsız bir kıskançlık vardı. Open Subtitles وبصرف النظر عن الأمور المالية , كان هناك هذا غيرة غير عقلانية.
    Onu son gördüğümde sanki bir şeyler vardı, bilirsin işte. Open Subtitles آخر مرة رأيته فيها، كان هناك هذا النوع من، تعرفي
    Bu klişe ama bir tünel vardı ve güzel bir ışık. Open Subtitles هو امر مبتذل لكن كان هناك هذا النفق وهذا النور الجميل
    O zamanlar çok sert bir polis amiri varmış. Open Subtitles فقد كان هناك هذا العريف ..وقد كانصارمجدا.
    bir ev vardı ve ufak bir oğlan çocuğu vardı. Open Subtitles كان هناك هذا المنزل وكان هناك صبي صغير وعاصفة قادمة
    Zaman içinde bir soruşturma oldu, ve sonunda rapor da oldu. Open Subtitles فى هذا الوقت كان هناك تحقيق واخيرا كان هناك هذا التقرير
    bir sürü Aqua Teen Hunger Force bir adam, -çoğu erkekti zaten- sarı kapşonlu bir pelerin giymeyi seviyordu Open Subtitles الكثير من الشخصيات الكرتونية كان هناك هذا الشاب كان معظمهم شباب كان يحب أن يرتدي لباس أصفر بغطاء رأس
    1945 yılında, Vannevar Bush adında bir adam vardı. TED في عام 1945، كان هناك هذا الرجل ، فانيفار بوش.
    New York Times'da harika bir yorum vardı TED كان هناك هذا الاستعراض الرائع في صحيفة نيويورك تايمز
    Ah, sıska, siyah bir adam da vardı. En yaşlıları, onunla konuşuyordu. Open Subtitles كان هناك هذا رجل اسود نحيف وكان أكبرهم قد تحدث إليه
    Hep içimde bir his vardı, sanki... böyle tanımlanamaz bir bağ... bir yerlerde beni bekliyormuş gibi. Open Subtitles كَانَ عِنْدي هذا الشعور دائماً ذلك كان هناك هذا الإتّصال المتعذر وصفه هناك فقط يَنتظرُني
    Fakat orda bir Teğmen vardı - Teğmen Colin Thorn. Open Subtitles ولكن كان هناك هذا الرائد الرائد كولين ثورن
    1950'li yıllarda, bir adam varmış saksafon çalarmış. Open Subtitles سابقاً في الخمسينات كان هناك هذا الرجُل الذي كان يعزف الساسكفون
    Öyle biri varmış. Dışarıda bekliyormuş. Open Subtitles كان هناك هذا الملاحق الموجود فعلاً لقدكانتتنتظربالخارج.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more