| Çocuklar, bu harika bir şey. Belediye Başkanı ile tanışacağım. | Open Subtitles | ولد , هذا شيء عظيم أحصل على لقاء لرئيس البلدية |
| Doğu Yakası Televizyon ve Mikrodalga Programlama'nın yeni Başkan yardımcısıyım. | Open Subtitles | أنا النائب الجديد لرئيس تلفزيون الساحل الشرقي ومبرمج فرن المايكرويف |
| Bu nisan devlet başkanına özel hizmette bulunanlara verilir. | Open Subtitles | أنت تدركين بالطبع إن هذا الوسام يُعطى فقط لمن يقدم خدمة جليلة للغاية لرئيس الدولة |
| Tercümanın talimatlarını doğru şekilde deşifre edebilseydim baş rahipe parşömenin bir kopyasını çıkarmadan teslim edecek kadar aptal olduğumu düşünmedin, değil mi? | Open Subtitles | إذا تمكنت من فك شفرة مترجم اليونانية بشكلٍ صحيح لست أحمقاً حتى أسلم الرق لرئيس الدير بدون أن أعمل نسخة منه ؟ |
| Eski bir başkana karşı daha saygılı olmalısın salak. | Open Subtitles | يجب أن تعطى مزيد من الإحترام لرئيس سابق ، يا متسكع |
| Hiçbir devlet başkanının böyle birşey yapmasına, ya da böyle bir poziyonda olmasına güvenlikler tarafından izin verilmez. | TED | لا يمكن لرئيس دولة ان يسمح له بواسطة فريق الامن و لا ان يكون في الموقع ليفعل هذا |
| Burada Kennedy, Genelkurmay başkanlığı sözcüsü General Lemnitzer'e şöyle der.. | Open Subtitles | ذكر فيها أن كينيدي قال : للجنرال لرئيس هيئة الأركان المشتركة جين لمنتزر |
| Ahh, bir güzellik abidesi. Meksika Başkanı için üretmişlerdi. | Open Subtitles | إنّه جميل، تمتّ صناعته خصيصاً لرئيس المكسيك |
| Henry Addison. Şimdi belediye Başkanı için çalışıyor, inanabiliyor musun? | Open Subtitles | هنرى أديسون يعمل الأن لرئيس البلدة إذا أنت يمكنك أن تصدق ذلك |
| Summer da, Birleşik Devletlerin ilk kadın Başkanı olacak. | Open Subtitles | سمر, ستصبح الإمرأة الأولى لرئيس الولايات المتحدة الأمريكية |
| Güzel sanatlar bölümü ve kamu fonu belediye komisyonunda vekil Başkan yardımcısı. | Open Subtitles | هو النائب الثاني لرئيس لجنة رئيس البلدية الخاصة بمناهج الفنون والتمويل العام |
| Artan tehlikeyi görmezden gelen iradesiz bir Başkan'ın sıkıcı kuklası. | Open Subtitles | دمية تافهة لرئيس ضعيف الشخصية الذي يرفض مواجهة التهديد المتزايد |
| Toplantıdan hemen sonra bilim ve teknoloji başkanına gönderilen mesaj. | Open Subtitles | هذه رسالة أرسلت لرئيس العلماء والتقنيين بعد الإجتماع مباشرة |
| Antika şeyler satıyordu. Ayrıca Belediye başkanına danışmanlık yapıyordu. | Open Subtitles | كانت تبيع التحف وكانت مستشارة لرئيس البلدة |
| Bir tam bir tane de Yüksek Mahkeme baş Yargıç bileti. | Open Subtitles | تذكرة لعجوز وتذكرة لرئيس القضاة في المحكمة العليا |
| Mode Brazil'in baş editörlüğüne terfi de alacak mıyım? | Open Subtitles | ترقية لرئيس تحرير مجلة الموضة البرازيلية |
| Sürekli diyorlar ki: "Amerika siyah bir başkana hazır mı? | Open Subtitles | يظلون يقولون هل " أمريكا " مستعدة لرئيس أسود ؟ |
| Şimdi, Karcistan başkanının özel güvenlik servisinde çalışıyor. | Open Subtitles | و يعمل حاليا فى الحرس الخاص لرئيس كارجستان |
| ..ve ben Amerika Birleşik Devletleri başkanlığı'na adayım. | Open Subtitles | وانا مرشح لرئيس ألولايات المتحدة ألأمريكية |
| Her ne kadar yıkım bir süredir planlanıyorduysa da ekibin şefine göre müzik ve havaî fişekler "kesinlikle planda olmayan" bir durummuş. | Open Subtitles | لقد تم التخطيط للدمار في نفس الوقت مع الموسيقى و الألعاب النارية و وفقاً لرئيس الطاقم لم تكن أبداً على جدول الأعمال |
| K-Directorate, Rambaldi defterini Sark'ın patronu "Adam"a teslim etmezse Saint Petersburg'a daha çok balık gidecek gibi görünüyor. | Open Subtitles | حتى تحضر ك.ديروكتوريت المخطوطه لرئيس سارك,الرجل يجب أن يتوقعو المزيد من السمك المجمد فى سان بيترسبرج |
| Bir personel Şefi için öğretmen bulmak çocuk oyuncağı değil mi? | Open Subtitles | اليس ايجاد معلم لصف الابوة مثل بطاطا صغيرة بالنسبة لرئيس الطباخ؟ |
| Teri Purcell'in otelinin güvenlik şefiyle konuşmuş. | Open Subtitles | لقد تحدّث للتوّ لرئيس الأمن في فندق السيدة تيري بيرسل |
| Zaman, şirketimizin karşılaştığı trajik ve utanç verici bu kaybı teknolojiden sorumlu başkanımıza... | Open Subtitles | و الآن ليس الوقت لتحمل الخسارة المخزية و الفادحة ... لرئيس القسم التكن |
| İsrail'deki insanlar ve diğerleri sadece Trump'a yönelik sert bir eleştiri diyor, karikatürde Trump, İsrail başbakanını görmeden takip ediyor. | TED | آخرون، بما فيهم إسرائيل، يقولون كلا، إنه مجرد نقد لاذع لترمب، الذي يظهر كتابع أعمى لرئيس وزراء إسرائيل. |
| Eğer bu işse, şefe gitmeniz gerekiyordu, ama onun ne söyleyeceğini biliyorsunuz. | Open Subtitles | إن كان بخصوص العمل، لكنتِ ذهبتِ لرئيس الجراحة، لكنك تعلمين ماذا كان سيقول. |