| Neden saklanacak hiç bir yer olmayan yere kaçsınlar ki? | Open Subtitles | لماذا لا يهربون لمكان شديد الإضاءة بحيث لا يمكنهم الإختباء؟ |
| Bize acil kalacak bir yer lazım. Otel filan olmaz. | Open Subtitles | إننا بحاجة لمكان نبقى به لا يمكن أن يكون فندق |
| Bıraktığımız yerlere geri dönüp, onu asla aynı şekilde bulamayız. | TED | لا يمكن أن نعود لمكان ما ونجده تماما كما تركناه. |
| Rosie Larsen'ın bu tip bir yerde ne işi olur bilemedim. | Open Subtitles | أنا لست متأكده من سبب قدوم روزي لارسن لمكان مثل هذا |
| Şu dedektif kayıtları bir ay önce polisler olay yerine varmadan almış. | Open Subtitles | ذلك المحقق أخذها مسبقاً حتى قبل أن يصل رجال الشرطة لمكان الجريمة |
| Bir mezar yeri için ödeme yaptığını gösteren resmi bir belge var. | Open Subtitles | أوه، هذه وثيقة رسمية نوعا ما تقول أنها دفعت مقدم لمكان دفن |
| Evet, bir sürü yer var. Beğenmiyorsan başka yere git. | Open Subtitles | أجل، هذا مكان للمزاح إذهبي لمكان آخر إذا كنّا نُزعجك. |
| Eğer istediğin şey balsa gideceğin yer, arıların olduğu yerdir. | Open Subtitles | إذا كنت تبحث عن العسل، عليك أن تذهب لمكان النحل |
| Üzülerek sizden başka bir yer bulmanızı rica etmek zorundayım. | Open Subtitles | يؤسفني ان اقول انك بحاجة ان تنقلي ابنتك لمكان اخر |
| Sen yarın onları bir yerlere götürür müsün diye soracaktım. | Open Subtitles | وأتساءل عما إذا كان بإستطاعتك اخذهم للخارج لمكان ما غداً |
| Düşünsene, kimsenin seni tanımadığı bir yerlere gitmek ne kadar güzel olurdu. | Open Subtitles | فقط تخيلي كم سيكون رائعا أن تذهبي لمكان لا يعرفك أحد فيه. |
| Bir yerlere gidelim istemiştim. Kahve içelim belki dondurma yiyelim. | Open Subtitles | أردت الذهاب لمكان ما وربما أتناول بعض المثلجات أو القهوة. |
| Bir plan bulana kadar güvenli bir yerde kalmamız gerek. | Open Subtitles | انظر، نحن فقط بحاجة لمكان آمن حتى يمكننا ايجاد خطة |
| Louis, ya bu kararı kabul edersin ya da kemanını alır başka yerde çalarsın. | Open Subtitles | لويس, تقبّل هذا القرار أَو إحزم كمنجتك ومسرحيتك لمكان آخر |
| Bir dahaki tatilimi kesinlikle başka yerde geçireceğim. | Open Subtitles | العطلة القادمة يجب أن أذهب حقاً لمكان آخر |
| Tutuklu bulunduğunuz yerden, yasalara uygun şekilde infaz yerine götürülecek ve ölünceye dek boynunuzdan asılacaksınız. | Open Subtitles | ستذهبين لمكان الأعدام حيث ستشنقين حتى الموت |
| Onun saklandığı yeri bul ve bana dönüp nereye saklandığını göster. | Open Subtitles | اسمح لرؤيتك بأن تقودك لمكان تخبئته ثم عد بعدها إلي وأخبرني أين يكون؟ |
| Ryuzaki, Yagami Light, L'in yerini çaldığında tekrar Kira olacağını düşünüyor. | Open Subtitles | ريوزاكي اعتقد أن ياغامي لايت سيصبح كيرا عند أخذه لمكان إل |
| Sizi rahatsız etmek istemedim. Uh, özel bir yere mi gidiyorsunuz? | Open Subtitles | لم أقصد مضايقتك هل أنت ذاهب لمكان محدد ؟ |
| -Gelen yankıya ve hava kalitesine bakarsak, yerin oldukça altındayız. | Open Subtitles | ونوعيّة الهواء ، إنه لمكان عميق جداً تحت سطح الأرض |
| Bize hala cinayet saatinde nerede olduğunuzla ilgili bir açıklama vermediniz. | Open Subtitles | ما زلت لمْ تُعطنا تفسيراً لمكان تواجدك خلال وقت وُقوع الجريمة. |
| nereye olursa. Bu duvarların dışında kitapların olmadığı bir yere. | Open Subtitles | اياً يكن, خارج هذ الجدران لمكان لا يوجد فيه كتب |
| Jonny Mchale gelmezse inanın bana, gidip daha önemli işlerimi göreceğim. | Open Subtitles | ان لم يظهر جوني ماكيل اعدك سأخذ مشترياتي السخية لمكان اخر |
| Sizi alıp buradan başka biryere götürmeliydim. | Open Subtitles | كان علينا أن نبتعد من هنا ونذهب لمكان آخر |
| - Üzgünüm. Çok acelem var. - Bir yerlerde bir şey içemez miyiz? | Open Subtitles | أسفة ، أنا فى غاية الأستعجال ألا يمكننا الذهاب لمكان نتناول شراب |
| Çıkıp iş yerime gelmen hiç de uygunsuz değildir tabi. | Open Subtitles | حسناً، هذا غير لائق البته أن تأتي لمكان عملي |
| Anneme daha yakın bir yere taşındım, eşim artık benimle seyahat ediyor. Çocuklar tatildeyken eve gelemiyorlarsa ben onlara gidiyorum. | TED | انتقلت لمكان أقرب من والدتي، عادةً تسافر زوجتي معي، وعندما يكون أطفالي في إجازة، إذا لم يأتوا للمنزل، فإني أذهب إليهم. |