"لم يفهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • anlamadı
        
    • anlamayan
        
    • anlayamadı
        
    • anlamamıştı
        
    • anlamıyordu
        
    Ama bir gün, bir insan mağarayı buldu ve gördüğü şeye güldü; çünkü anlamadı. TED ولكن في أحد الأيام، وصل بشري إلى الكهف وضحك على ما رآه لأنه لم يفهم.
    Ama tekrar edeyim, bedenlere dair anlayışın sınırlılığı yüzünden doktorum farkı anlamadı. TED لكن مرة أخرى، بسبب نقص فهم الأجساد، لم يفهم أطبائي الفرق.
    Stalin onu duymadı veya anlamadı sandı. Open Subtitles أعتقد ترومان أن ستالين لم يكن يسمع أو لم يفهم ما يقوله
    Ağzına bir tokattan ya da .45'lik kurşundan anlamayan bir kadına daha rastlamadım. Open Subtitles لم أقابل فى حياتى أحد لم يفهم معني الخيانه او سبيكه 45 ..
    Yine de interseks bireylerle ilgili bilgi az olduğundan doktorlarım aradaki farkı anlayamadı. TED لكن لأن هناك نقص في المعلومات عن ثنائيي الجنس، لم يفهم أطبائي الاختلاف قط.
    Hayır değil. Whitey ben oynarken de bunu anlamamıştı. Open Subtitles ويتي لم يفهم هذا عندما كنت ألعب له , أنه لن يفهمه الأن
    Neden, sadece yalnız kalmak istediğimi anlamıyordu? Open Subtitles لماذا لم يفهم أني أردت أن أترك وحدي وحسب؟
    Kafası karışıktı ve yaptığım işin ne kadar onurlu olduğunu anlamadı. Open Subtitles بالتأكيد فهو مشوش هو لم يفهم الشرف وراء ماكنت أعمله
    Beni öyle görmesine dayanamayacağımı anlamadı. Open Subtitles ..هو لم يفهم أنه لم أكن لأحتمل أن يراني على هذه الحال..
    Confessor ile Arayıcı arasındaki bağı anlamadı ve bana ihanet etti. Open Subtitles انه لم يفهم الرابطه التي بين المؤمنه والباحث. وخانني.
    İma ettim, ipucu verdim, dergilerde çiçek resimlerini önüne koydum, ama hiç bir zaman anlamadı. Open Subtitles قد ألمّح, وأعبس بوجهه, أطالع المجلات التي تحوي صور الورود, إلا أنّه لم يفهم أبداً التلميح.
    Eleman olayı anlamadı. Hey... İyi misin sen? Open Subtitles هذا الشاب فقط لم يفهم هل أنتي على مايُرام ؟
    Şirket, kıyafetlerini anlamadı, kişiliğini anlamadı, bakış açısını anlamadı. Open Subtitles السجل لم يفهم ملابسه, أو شخصية أو وجهة نظرها.
    Ağzına çakılan bir tokattan ya da .45'lik bir mermiden anlamayan bir kadın daha tanımadım. Open Subtitles لم اقابل فى حياتى شخص لم يفهم ذلك سبيكه 45 سبيكه 45 : هي اغنيه امريكيه
    Ve birisinin, ne olduğunu anlamayan birine şunu dediğini duydum, "Şimdi birkaç saattir buradasın arkadaşlarınla tartışıp ne olduğunu anlamaya çalışıyorsun. TED وللرجل الذي لم يفهم,سمعت احدهم يقول, "لقد بقيت هنا لعدة ساعات تحاول الفهم ,والنقاش مع زملاءك.
    Fransız ordusu bir an için durakladı. Amerikalılar bunu anlayamadı. Open Subtitles حسناً، فى لحظة ما توقف الجيش الفرنسى عن التقدم لوهلة وهو ما لم يفهم الأمريكان سببه
    Dr. Wong, Dr. Thompson tam olarak anlayamadı. Open Subtitles سيد ونج , الدكتور ثمبسون لم يفهم طريقة العلاج بالابر
    matematik üzerinde çalışan, şühelenenler de dahil diğer herkese o kadar uzaktı ki hiç bir meslektaşı az önce ne söylediğini anlamamıştı. Open Subtitles عما كان يعمل عليها شخص آخر، وعمّا شكّ فيها أي شخص آخر، بحيث لم يفهم أيّ من زملائه ما أخبرهم به.
    Kimse onu niye istediğimi anlamamıştı ama Rita denen kızla o ara çıkmaya başlamıştım. Open Subtitles لم يفهم احد لم اردتها ولكن كنت قد بدأت مواعدة ريتا للتو
    Fransızca bilmiyordu, ne söylediğini anlamıyordu ve birdenbire olağanüstü oldu. Open Subtitles انه لا يتحدث الفرنسيه لم يفهم ما كان يغنيه و فجأة , لقد كان عظيما
    Niçin tekrar uçmak istemediğimi ya da evden uzakta Tanrı bilir neler yaptığımı ve neden lanet bir ergen gibi davrandığımı anlamıyordu. Open Subtitles إنه لم يفهم سبب عدم تلهفي للطيران مرة أخرى و سبب إبتعادي عن المنزل و قيامي بما لا يعلمه إلا الله مع من لا يعلمه إلا الله و كأنني مراهق حقير

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more