| Civar otobüs seferlerinden birinin şoförü benzer bir eşkal hatırlıyor. | Open Subtitles | السائق من أحد طرق الحافلات المحليّة يتذكّر وصف رجل مماثل |
| Boğazımızda buna benzer etkide bulunacak bir cin şişem var. | Open Subtitles | لدي جن معين الذي لديه تأثير مماثل جدا على الحنجرة |
| Çağları ve kültürleri birbirine karıştırarak birbirine benzer uzlaştırılamaz farklılıkları arasında ahenk getirmeyi başardım. | TED | من خلال مزج العصور والثقافات، استطعت تحقيق الانسجام، كما كان، بشكل مماثل لاختلافاتهم المتنوعة. |
| İhtiyacım olan şey aynı gen çifti ve bunu sadece oğlumdan alabilirim. | Open Subtitles | ما أحتاجه هو جين مماثل ولا يمكنني الحصول عليه سوى من أبني |
| Eskiden Frank kralının kızı için de aynı bedel verilmiş. | Open Subtitles | إبنة ملك الفرنجة تم المساومة عليها من قبل بسعر مماثل |
| Böyle bir çarpışmanın yankısı evrendeki erken Büyük Patlama döneminden kalma bir radyasyon çorbası olan kozmik mikrodalga arka planında görülebilir. | TED | قد يظهر صدى تصادم مماثل في إشعاع الخلفية الميكروي: فيض من الأشعة تقطع الكون والتي تعتبر بقايا من حقبة الانفجار العظيم. |
| Bu soru, aynen şunun eşdeğeri, Microsoft Word'un birebir aynısı gibi çalışacak yazılabilecek en küçük bilgisayar programı nedir? | TED | هذا مماثل للسؤال , ما هو أصغر برنامج أستطيع كتابته والذي سيتصرف تماماً مثل مايكروسوفت وورد؟ |
| Satın aldığım düğme, tasarım ve stil olarak cinayet mahallinde bulunana çok benziyor. | Open Subtitles | حلق الكبك الذي إشتريت مماثل جداً في التصميم والأناقة إنعطف في مسرح الجريمة. |
| Nijerya'da da benzer bir durum: %16 dan %8 e inen tek haneli bir enflasyon oranı. | TED | نيجيريا، وضع مماثل: من 16 بالمائة إلى 8 بالمائة. |
| Daha önce kullandığım işaretçiye benzer bir şekilde bunu sistemde bir girdi olarak kullanabiliriz. | TED | مماثل للمؤشر الذي استعملته سابقا، يمكننا استخدام هذا كمدخلات للنظام. |
| İkili kodda da sayılara mı yoksa bir metne mi bakıyor olduğunuzu anlamak için benzer bir bağlam gereklidir. | TED | وأنت بحاجة إلى سياق مماثل لمعرفة ما إذا كنت تنظر إلى أرقام ثنائية أو نص ثنائي. |
| Araba da benzer bir nesnedir, arabaya binebilir ve onu sürebilirler. | TED | السيارة هي شيء مماثل ويمكنهم ركوب السيارة وقيادتها |
| benzer şekilde, evrim, bizi hayatta tutan algısal simgelerle şekillendirdi. | TED | وبشكل مماثل فإن التطور قد شكلنا برموز حسية صممت لتحفظنا احياء |
| Bu süreç, birisinin bizim yaşantımızı bir videoda izlemesine çok benzer. | TED | هذا تماما مماثل لما سيراه شخص يشاهد فيديو تسجيلي لتجربتنا. |
| ama aynı şeyi, Bertrand Russell da Mars etrafında dönen varsayımsal bir çaydanlıktan bahsederek söyler. | TED | ولكن إستخدم برتراند رسل تشبيه مماثل.. بافتراض إبريق شاي يحوم حول المريخ. |
| Ancak bir yandan da aynı hevesle hiçbir şekilde bu görüşümüzle bağdaşmayan bir şeye daha inandık, teknoloji girişimcilerimizi çok sevdik. | TED | ولكن في الوقت ذاته، اعتقدنا وبحماسٍ مماثل بشيءٍ آخر يختلف بالمطلق مع المبدأ السابق، والذي هو أننا نحب رواد الأعمال التقنيين. |
| Her iki aslanı ilk seferde göndermek olan çözüm de aynı şekilde işliyor ve onda da 11 sefere ihtiyaç var. | TED | الحل الذي يشمل إرسال أسدين في الخطوة الأولى سيعمل بشكل مماثل وسيأخذ أيضاً 11 رحلة |
| Eğer çocuklarınızla sürekli mesajlaşarak iletişim halindeyseniz, bu orada olmakla aynı olabilir mi? | TED | هل هذا التواصل مماثل لتواجدك في نفس المكان لو كنت مثلاً في تواصل مستمر مع أطفالك من خلال المراسلة؟ |
| karşıt hikâyeler de aynı anlatı yapısına sahipti. | TED | القصص المعكوسة مع هيكل سردي للقصة مماثل. |
| Yani, genç bir kızken Böyle bir şeyi hayal edemezdim. | TED | تعلمون ، ما كنت لأحلم بشئ مماثل عندما كنت شابه. |
| Asıl soru Böyle bir şeyin ne kadar muhtemel olduğu? | Open Subtitles | السؤال هو : ما هي إمكانية حدوث أمر مماثل ؟ |
| Dediğine göre, üzerinde buna çok benzeyen yazılar bulunan neredeyse aynısı bir el yapımı eşya bulmuş. | Open Subtitles | قال بأنّه يجد مصنوعة يدوية التي كانت تقريبا مماثل إلى ذلك بالكتابات المماثلة عليه. |
| Beynin bir bölgesinde gerçekleşen bu güç kesintisi, bölgesel bir elektrik kesintisine benziyor. | TED | هذا مماثل لانقطاع الكهرباء في منطقة في الدماغ، انقطاع كهربائي موضعي |
| Ve bunun benzeri bir şey de, çoklu evrende Higgs bozonu kütlesi için olabilir. | TED | و شيء مماثل قد بيحدث لكتلة جسيم هيقز بوزون في الاكوان المتعددة. |
| Çünkü bundan önce buna benzeyen hiç ama hiçbir şey yapılmamıştı. | Open Subtitles | كانت هذه مختلفة لأنه لم يظهر شيء مماثل لها قبل ذلك |