| Sonra umutsuz bir hastalığa yakalandı. | Open Subtitles | ثم أصيب بمرض ميئوس. لم أكن أستطيع زيارته حتى. |
| Ama bugün için durumu umutsuz. umutsuz vaka, değil mi? | Open Subtitles | لكن الآن,هو ميئوس منه حالته ميئوس منها,اليس كذلك؟ |
| Bu, on haftadan fazladır süregelen ve 200.000'den fazla Leh'in hayatına mâlolan umutsuz bir savaştı. | Open Subtitles | لقد أصبحت معركة ميئوس منها الأن ذلك أنها استمرت لعشرة أسابيع طويلة وحصدت بالفعل ما يزيد عن أرواح 200 ألف بولندى |
| Etrafımı çılgın kediler sarmıştı, gidici olduğumdan emindim. | Open Subtitles | مجموعة من القطط المجنونة على يميني، لقد كان الأمر ميئوس منه |
| Güzellik uykuma ihtiyacım var. Neden umutsuzca olduğunu düşünüyorsun, sadece biraz... | Open Subtitles | لماذا تظنين إنه أمراً ميئوس منه ... فقط لسبب إنه |
| Görebileceğin en şeker sorunlu erkek. ümitsiz vaka. | Open Subtitles | أنه أجمل فوضى لم تريها من قبل إنه ميئوس منه |
| - Bu hiç iyi görünmüyor. - umutsuz. Kesinlikle umutsuz. | Open Subtitles | الأمر لا يبدو علي غير ما يرام ميئوس منه,ميئوس منه تماما |
| - Bu hiç iyi görünmüyor. - umutsuz. Kesinlikle umutsuz. | Open Subtitles | الأمر لا يبدو علي غير ما يرام ميئوس منه,ميئوس منه تماما |
| Oh Corky, seni çok seviyorum ama gerçekten umutsuz vakasın! | Open Subtitles | اوه يا كوركى, انا احبك فعلا, ولكنك ميئوس منك |
| Ama sen, bana ve kardeşlerine ihanet ettin, anılarında yaşayan umutsuz bir aşkı korumak için. | Open Subtitles | ولكنك خنتني وخنت اخوانك لحماية حب ميئوس منه موجود في ذكرياتك |
| Seninle konuşmadım, çünkü sana umutsuz olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | . لم أتحدث معكى لأننى أعرف أن شعورى تجاهك ميئوس منه |
| umutsuz bir durumda kapana kısıldığını düşündüğünde, tetiği çekmek, hap almak ya da kendini asmak tek çare gibi görünebilir. | Open Subtitles | عندما يشعر شخص ما بأنه محبوس في موقف ميئوس منه إطلاق النار على نفسه أو تناول الحبوب أو الشنق يبدو له أنه المخرج الوحيد |
| umutsuz vakayım, anne. Bırak kendi ilişkilerimi kendim halledeyim. | Open Subtitles | أنا حالة ميئوس منها يا ماما دعيني أتدبر أموري |
| Hardscrabble ile anlaşma yaptın. umutsuz vaka olan bir takımı şampiyon yaptın. | Open Subtitles | أنت عقدت الصفقة مع هاردسكرابل ، أنت من جعل من فريق ميئوس منه أبطال |
| O umutsuz vaka ve ben buna neden şaşırdığımı bilmiyorum. | Open Subtitles | إنه ميئوس منه , و أنا لا أعلم لما أنا مندهشة. |
| Zaman geçirmek için bazı umutsuz jestlere odaklanmış olarak. | Open Subtitles | يصبّون تركيزهم على شئ ميئوس منه لإضاعة الوقت. |
| Sağ ı içinde çılgın kediler bir paket emin ı gidici oldu. | Open Subtitles | مجموعة من القطط المجنونة على يميني، لقد كان الأمر ميئوس منه |
| Tek ilgilendikleri gidici olduğum. | Open Subtitles | إنني شخص ميئوس منه طالما هم قلقين |
| Bu umutsuzca. | Open Subtitles | إنه أمراً ميئوس منه |
| Ayrıca umutsuzca acısının... bir amacı olduğuna inanmaya... ihtiyacı olan Abigail'e. | Open Subtitles | و (أباجيل) التي بـشكلٍ ميئوس منه تريد أن تظنّ أنّ هُنالك سببٌ لـ ألمها. |
| Ve bir tanesi şöyle yazdı: "Durum ümitsiz. Nokta. | TED | كتب أحدهما فيها " الوضع ميئوس منه،انتهى |
| Hayır, şu lanet şarapnel parçasından hala umut yok. | Open Subtitles | لا ، الشظية اللعينة ميئوس منها إذا أجروا لى العملية فقد أصاب بالعمى تماماً |
| Sen tamamen umutsuzsun ahbap. | Open Subtitles | انت ميئوس منك بالفعل يارجل |