| Hayır müfettiş. Onu geriye canlı götürmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | لا تفعلها أيها المفتش علينا أن نأخذه معنا |
| Onu hastaneye götürmeliyiz. Bu tarafta mıydı? | Open Subtitles | ويجب إنه نأخذه إلى المستشفى أهي من هذا الطريقِ؟ |
| İçeri alıyoruz, fotoğraftakiyle değiştiriyoruz ve oradan çıkıyoruz. | Open Subtitles | نأخذه, نبدله بالبراد الموجود في الصورة ونخرج من هناك |
| O bir mahkum, biz de onu hapishaneye götürüyoruz. | Open Subtitles | أنه سجين، ونحن سوف نأخذه للسجن. وأنت لديك رغبة لتنسى هذا. |
| Havaalanı birimine söyle sağlam bir iş yaptılar. Onu ordan alacağız. | Open Subtitles | أخبر ادارة المطار ان ادائهم كان صلبا سوف نأخذه من هنا |
| Onu kovdukları mekana götüreceğiz. | Open Subtitles | سوف نأخذه الى ذلك المكان حيث يلقون به الى الخارج |
| Yanımıza alırız ve yardım edilmezse ölür. | Open Subtitles | نستطيع ان نأخذه و اذا لم يجد المساعده سوف يموت |
| Bize yiyeceklerin yerini söyle biz de onu yerden alalım. | Open Subtitles | فقط أخبرينا مكان الطعام و سوف نأخذه بأنفسنا |
| Onu bir sokağın kenarına götürüp, kafasından vurabilirdik. | Open Subtitles | يمكن أن نأخذه إلى جانب الطريق ونطلق النار في الدماغه |
| Birkaç saat içinde o aleti almamız için bize yalvarırlar. | Open Subtitles | بعد ساعتين , سوف يتوسلون إلينا حتى نأخذه من أيديهم |
| Ameliyat için derhal Fencton Memorial'a götürmemiz lazım. | Open Subtitles | يجب أن نأخذه إلى مُستشفى بيتشلي موميريال لإجراء عملية جراحية في أقرب وقت ممكن. |
| Onu hastaneye götürmemiz gerekmediğine emin misin? | Open Subtitles | حسناً, هل أنت متأكداً أنه لا يجب علينا, أن نأخذه فحسب للمستشفى؟ |
| Bunu adli bilişim laboratuvarına götürmemiz gerek. | Open Subtitles | يجِب أن نأخذه إلى الطب الشرعي الخاص بأمور الحاسِب |
| Hemen hastaneye götürmeliyiz yoksa ölecek. | Open Subtitles | يجب علينا أن نأخذه إلى المستشفى قريبا أو سيموت ماذا؟ |
| Çocuklar bu çok aptalca. Onu hastaneye götürmeliyiz. | Open Subtitles | يا رفاق, هذا غباء علينا فقط أن نأخذه للمستشفى |
| Ekselansları, Viyana'dan gelen MacGuffin'inizi mütevazı kumarhanemizde sergileme onurunu son derece ciddiye alıyoruz. | Open Subtitles | فخامتكم، بما أن ماكجوفين فيينا الخاصة بك على العرض في الكازينو المتواضع الخاص بنا إنه لشرف أن نأخذه بكل جديه. |
| Pekâlâ Çavuş, onu eve götürüyoruz. | Open Subtitles | حسناً، أيها الرقيب. سوف نأخذه إلى المنزل. |
| Onu ön yoldan alacağız. Git ve arabayı getir. | Open Subtitles | . سوف نأخذه من الطريق الأمامي . اذهب و أحضر السيارة |
| Bir sürü ajan ve polisin kaynadığı şehre götüreceğiz, öyle mi? | Open Subtitles | أن نأخذه إلى مدينة مزدحمة بالشرطة و المباحث الفيدرالية؟ |
| Sahip olmadıklarımızı, çıkıp alırız. | Open Subtitles | ما لم يكن فى حوذتنا ، نذهب و نأخذه |
| Bize yiyeceklerin yerini söyle biz de onu yerden alalım. | Open Subtitles | فقط أخبرينا مكان الطعام و سوف نأخذه بأنفسنا |
| Onu eve götürüp envantere koymalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نأخذه إلى المنزل لنجري لها عملية جرد |
| Eğer bunu yapacaksak, ciddiye almamız gerekiyor. | Open Subtitles | إن أردنا أن نفعل هذا، يجب أنا نأخذه على محمل الجد |
| biz onun koruma düşürmek için alınamıyor biz modeli, açamıyorum ise, biz, çocuğun çevirmek mümkün olacak ya olmayacak. | Open Subtitles | إذا لم نستطيع أن نحول التمثال إذا لم نستطع أن نأخذه إلى الأسفل فلن نستطيع أن نحوّل الطفل أيضاً |
| Bunu elinden almak onu ilk görüşte vurmakla aynı şey. | Open Subtitles | نحن نأخذه منها ربما يمكننا أن نطلق عليها في مكانها |
| Eğer kriptoyu kırabilirsek, bu FBI'ya götürmek için yeterli olabilir. | Open Subtitles | سنقوم بفك تشفيره , قد يكون كافيا لكي نأخذه للفيدراليين |
| Halk O'nu almamıza izin vermez. | Open Subtitles | الناس لن تتركنا نأخذه |
| Yapabileceğimiz birşey yok, Şef onu almamızı ve birlikte götürmemizi istedi. | Open Subtitles | هذا لا يرجع لنا , المأمور قال أن نأخذه معنا |