| bu çözüm için Norton Sound Health Corporation adında kabile şeklinde faaliyet gösteren bir sağlık örgütüyle işbirliği yapıyorum. | TED | هذا الحل هو نتاج لشراكتي مع منظمة صحة قبلية تدعى مؤسسة نورتون ساوند للصحة. |
| siyasi olarak, bu çözüm son derece ağır olabilir onun çözümü nedir? | Open Subtitles | سياسياً هذا الحل سيكون حرجاً جداً يا سيدي الرئيس |
| bu çözüm de insan vücudunun en hassas hareketli parçalarından birinde yatıyor. | Open Subtitles | و هذا الحل يعتمد على بعض من الأجزاء المتحركة الأكثر حساسية في جسم الإنسان. |
| Ama şunu bilmeli ve inanmalıyız ki, bir çözüm var, bu çözümün bir parçası olmak bizim görevimiz. | TED | لكن دعونا ننتبه ونقتنع بوجود حل. وبواجب أن نكون جزءً من هذا الحل. |
| Ama bu çözümün işe yarayabilmesi için İşletmenın kendisini nasıl gördüğünü değiştirmek zorundayız ve bu çalışmalar, şükürler olsun ki, yolunda gidiyor. | TED | لكن في سبيل عمل هذا الحل. يجب علينا الأن ان نغير الطريقة التي ينظر بها العمل التجاري إلى نفسه وهذا يحدث حالياً لحسن الحظ. |
| Tek problem, ekonomik olarak etkin olan bu çözümü insanlara sunarsanız bundan nefret edeceklerdir. | TED | المشكلة الوحيدة هي لو قدمت هذا الحل الكفء اقتصادياً سيكرهه الناس |
| Bu uçarken manevra yapabilen küçük bir nesne için çok pahalı bir çözüm değil mi? | TED | أليس هذا الحل هو حل مكلف جداً بالنسبة لآلة طائرة صغيرة قابلة للمناورة. |
| bu çözüm, hemşire gibi daha az vasıflı sağlık çalışanlarının kırsal kliniklerde kullanabileceği kullanımı kolay tıbbi cihazları temel alır. | TED | ويستند هذا الحل على بساطة استخدام الأجهزة الطبية حيث أنّ أقل العاملين الصحيين المؤهلين مثل الممرضات يمكنهم استخدامها في العيادات الريفية. |
| bu çözüm aslında Çin pazarı için tasarlanmıştı ama şu an daha düşük maliyete kaliteli tedavi sunmak için baskı altında olan Amerika'daki ve Avrupa'daki hastanelerde peynir ekmek gibi satıyor. | TED | وقد تم تصميم هذا الحل في البداية للسوق الصينية، ولكن الآن إنّها تباع بسرعة في الولايات المتحدة وأوروبا، حيث المستشفيات تضغط لتقديم الرعاية الجيدة بتكلفة أقل. |
| Peki bu çözüm, dünya için ne ifade ediyor? | TED | مع هذا الحل, ماذا يعنيه الى العالم؟ |
| bu çözüm Almanya'daki geçtiğimiz G20 toplantısında tanındı ve sonunda, günümüzde eğitim uluslararası gündemde. | TED | تم تقديم هذا الحل في قمة G20 الأخيرة في ألمانيا، وأخيرا أصبح التعليم على طاولة الأجندة العالمية. |
| "Muhtemelen bu yüzyılın en büyük tıbbî ilerlemesi" diyenler oldu bu çözüm için. | TED | و قد تمت تسمية هذا الحل ، بواسطة بعضهم ، " يحتمل ان يكون أهم تقدم طبي في هذا القرن " |
| Saçma! bu çözüm Libya için yeterince cüretkar değil. | Open Subtitles | هراء, هذا الحل ليس كافيا لليبيا |
| Ama bu çözüm tam olarak şehre uymuyor-- o kadar yükseklikteki bir bina hemen hemen 2,4 km genişliğinde olurdu ki bu binayı şehir merkezine sığdırmak zor olurdu. | TED | لكن هذا الحل لا يسري بالضبط على ناطحة السحاب... إذ أن هرمًا بذلك الطول سيبلغ عرضه تقريبًا ميلًا ونصف، ولن يكون من السهل إدماجه داخل مركز تجاري. |
| Ve eğer bu çözümü isyancı güç olarak bulamazsanız, var olamazsınız. | TED | إذا لم تجد هذا الحل كمجموعة مقاتلة فأنت غير موجود |
| Ama bu çözümü onaylamıyorum doktor. | Open Subtitles | ولكنني لا أوافق على هذا الحل أيها الطبيب |
| Ama bu çözümü onaylamıyorum doktor. | Open Subtitles | ولكنني لا أوافق على هذا الحل أيها الطبيب |
| Şahsen, bunun çok pahalı bir çözüm olduğunu sanmıyorum, ve şu an sahip olduğumuzdan çok daha iyi iş görecektir. | TED | ويبدو لي أن هذا الحل ليس مكلفا للغاية وأنه سيعمل بشكل أفضل مما لدينا بالفعل. |
| Bu yüzden bu bir çözüm olmayacak, bize bu doku işini global olarak yapmamızı sağlayacak bir şey lazım. | TED | لذا هذا الحل لا يعدُ حلاً ولا يمكن اعتباره حلا بيولوجيا عالمي يمكن استخدامه على نطاق واسع |