"هو أحد" - Translation from Arabic to Turkish

    • birisi
        
    • Gelmiş
        
    • biri olduğu
        
    • biridir
        
    • biri olan
        
    • birisidir
        
    Adli antropoloji doktoralarımdan sadece birisi, diğeri ise uygulamalı mühendislik üzerine. Open Subtitles نعم, علم الأشخاص هو أحد اهتماماتي الاهتمام الآخر هو الهندسة التطبيقية
    Ve bu, sorunun konuşulmasının bu kadar zor olmasının ana nedenlerinden birisi... ...ve bence genel olarak bu sorun hakkında konuşmanın... ...politik olarak kabul edilemez olmasının altındaki sebep. TED وهذا هو أحد الأسباب الأساسية التي تجعل هذه المشكلة من الصعب الحديث عنها ، وبصفة عامة أعتقد أنه السبب الأساسي أنه كان من غير المقبول سياسيا الحديث عن هذا.
    En eski örneklerden birisi bu, bu katlı şablon, bir Japon mühendis olan Koryo Miura tarafından incelendi. TED هذا النموذج هو أحد السباقين: هذا النموذج المطوي، درسه ميورا كوريو، مهندس ياباني
    Martin Short benim Gelmiş geçmiş favori oyuncularımdan. TED مارتن شورت هو أحد الممثلين المفضلين لدي.
    Hipertrofik Kardiyomiyopati ilaçlarının yan etkilerinden biri olduğu yazıyordu. Open Subtitles هو أحد الأعراض الجانبية للدواء الذى تتعاطاه بسبب حالتك القلبية
    Bu, genel olarak devlet istatistiklerinin özel istatistiklerden daha iyi olmasının sebeplerinden biridir. TED هذا هو أحد الأسباب الذي يجعل إحصائيات الحكومة أفضل بكثير من الإحصائيات الخاصة.
    Fiziğin en temel kanunlarından biri olan yeni bir kanun ortaya çıktı. Open Subtitles و قد قاد هذا إلي استنباط قوانين فيزيائية جديدة واحد منهم هو أحد أساسيات الفيزياء
    Frank tuhaf bir şekilde dehşetengiz, müstehcen olan bu babasal figürlerden birisidir. Open Subtitles في صحة بن فرانك هو أحد تلك الشخصيات الأبوية المرعبة السخيفة البذيئة
    Ve su çözümleri elde edersiniz. Su en acil sorunlardan birisi. TED وتحصل على حلول للماء. الماء هو أحد المشاكل الضاغطة.
    Bu şehirde insanları kızdırabilecek resmi belgesi olan 10,000 kişiden birisi. Open Subtitles هو أحد حوالي 10,000 شخص في البلدة التي لها رخصة رسمية لإزعاج ناس.
    Harmon Üniversitesi'nin kardeş okullarından birisi. Open Subtitles نعم. أوه، هو أحد كليَّة هارمون الأخت تَتعلّمُ.
    Bugünü onlardan birisi olarak hatırlamak istiyorum. Teşekkürler Sally. Open Subtitles حسنا ، أعتقد أن اليوم هو أحد هذه الأيام شكرا سالى
    Maiden'ın tutarlı olmaya çalıştığını düşünmüyorum, ve bu onları tutarlı yapan şeylerden birisi. Open Subtitles إييفينج عنه. لا أعتقد أن يهتم مایدن من أي وقت مضى عن كونها ذات الصلة. وهذا هو أحد الأشياء التي تجعلها ذات الصلة.
    Kayıp Çocuklardan birisi ikinci Sudan iç savaşı sırasında iki milyon insan ve yaklaşık 25.000 genç göç etti ya da yetim kaldı. Open Subtitles هو أحد الأطفال الضائعين. الحرب الأهليه السودانيه الثانيه خلفت 2 مليون قتيل وحوالي 25 ألف شاباً مشرداً او يتيماً.
    Gelmiş geçmiş en popüler bilgisayar oyunu karakteri. Open Subtitles كلّا، هو أحد الشخصيات الأكثر شهرة في عالم الألعاب على الإطلاق.
    Gelmiş geçmiş en popüler bilgisayar oyunu karakteri. Open Subtitles هو أحد الشخصيات الأكثر شهرة في عالم الألعاب على الإطلاق.
    Hipertrofik Kardiyomiyopati ilaçlarının yan etkilerinden biri olduğu yazıyordu. Open Subtitles هو أحد الأعراض الجانبية لعلاجات تضخم القلب
    Israrcılığın önemli özelliklerinizden biri olduğu söyleniyor. Open Subtitles يقولون أن إصرارك هو أحد صفاتك المميزة
    Atomun kuantum mekaniksel tanımı insan yaratıcılığının en parlak güzelliklerinden biridir. Open Subtitles وصف ميكانيكا الكم للذرة هو أحد الأمجاد التي تتوج إبداع الإنسان
    Benim idollerimden biri olan Bobby Kennedy Jr. isimli bir beyle paylaştım. TED شاركت بذلك مع رجل يدعى " بوبي كندي جونير" الذي هو أحد المُثل العليا لي .
    Biliyorsunuz, Andy Grove Intel'deki başkanlığından indiği zaman-- ve Andy akıl hocalarımdan birisidir, çetin birisidir-- TED و كما تعلمون, حين تنحى أندي جروف عن منصب رئيس مجلس إدارة انتل و هو أحد مرشدي و هو شخصٌ قوي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more