| Yani, aslında bizi şeker, tuz, yağ, x, y ve z ile bağımlı hale getiriyorlar. Ve Herkes de onlara bayılıyor, değil mi? | TED | أعني في الأساس أنهم فطمونا على هذه الجرعات السكرية، الملح والدهن، و أكس، واي، زي. والجميع يحبهم. صحيح؟ |
| Sonra on yaş daha küçük bir kızla evlendi ve millet... | Open Subtitles | من ثمَّ تزوج من سيدة تصغره بعشر سنوات، والجميع كانوا يقولون، |
| Derdi olan herkesi tanırdı, Herkes de onu severdi. | Open Subtitles | كانت تعرف كل الأشخاص المهمين والجميع كانوا يحبونها |
| Bakın, ofiste olmadığımızı ve herkesin çok stresli olmasını anlıyorum. | Open Subtitles | انظروا، أتفهم أننا لسنا في المكتب والجميع تحت ضغط كبير |
| Ben pek emin değilim, ama Mizura, ...Hokuto ve diğer herkes bu köye gerçekten değer veriyorlar gibi. | Open Subtitles | لست متأكد من نفسي لكن يبدوا أن هوكتو وميزرا والجميع يعتزون بهذه القرية |
| Bütün gerçekleri göz önüne serip kendimizi Tanrı'ya ve herkese ifşa edemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا فقط قول كل الحقيقة أن نكشف أنفسنا أمام الله والجميع |
| Telefonu açık bırak, evden ayrıl ve herkes hâlâ orada olduğunu düşünsün. | Open Subtitles | شغّل الهاتف في البيت، وأتركه هناك والجميع يعتقد أنّكَ لا تزال هناك |
| Derdi olan herkesi tanırdı, Herkes de onu severdi. | Open Subtitles | كانت تعرف كل الأشخاص المهمين والجميع كانوا يحبونها |
| Hiçbir şeyin geçtiği yok ve bunu buradaki Herkes de biliyor. Geri gelecektir. | Open Subtitles | لم ينتهي كل شيء , والجميع هنا يعرف ذالك , انه سيعود |
| millet baya gıcık kapmış olacak ki kızın peşine düşüp kişisel bilgilerini yayınlamışlar. | Open Subtitles | إذًا لقد استفزتْ الجميع، والجميع يسعى خلفها .ونشروا معلوماتها الشخصية وصورتها |
| Los Angeles bu gece rahat uyuyabilir, millet. | Open Subtitles | لوس انجليس أستطيع النوم الاستغراق في هذه الليلة، والجميع. |
| Ben biliyorum. millet biliyor. Bir sen bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تعرف ولكني والجميع يعرفون |
| Araba çarpmış ve yanmış... içindeki herkesi tuzağa düşürerek. | Open Subtitles | تتحطم الياره وتشتعل والجميع محتجز بداخلها |
| Hiçbir şey yapmadan durmayacağım. Gazeteleri, televizyonları, benzin istasyonlarını, herkesi arayacağım! | Open Subtitles | لن أتقبل هذا وسأتصل بالصحف ومحطات التلفاز ومحطات الوقود والجميع |
| Asıl istediğimiz gelişimin sürekli olması mucit ve mühendislerin ve üreticilerinde ve herkesin aynı anda çalışması, fakat bu verimsiz olabilirdi eğer bu paralel ve açık bir süreç olsaydı. | TED | ما نريده حقا هو أن يحصل هذا الابتكار باستمرار. المخترع والمهندسون والمصنعون والجميع يعملون في نفس الوقت، لكن هذا سيكون عقيما إن كان هذا يحصل في عملية موازية وغير متقاطعة. |
| O zaman, Tanrı ve herkesin önünde yeminimdir sana ve bebeğe hemen yardım ederdim. | Open Subtitles | حينئذٍ سأساعدك على انجاب الطفل داخل المصعد أمام الله والجميع. |
| Çünkü o ve diğer herkes, Zoe ve George'un biraraya gelmesini bekliyor. | Open Subtitles | لانه هو والجميع مازالوا ينتظرونه وزوي للعوده مجدداً معاً |
| Sanki bir koronun doruk noktasında olduğunu hisset ve herkese bunu hissettir. | Open Subtitles | أنت في ذروة جوقة والجميع بحاجة أن تشعر بأن العاطفة. |
| Telefonu açık bırak, evden ayrıl ve herkes hâlâ orada olduğunu düşünsün. | Open Subtitles | شغّل الهاتف في البيت، وأتركه هناك والجميع يعتقد أنّكَ لا تزال هناك |
| Herkesin başıyla onayladığını görüyorum. çünkü hepimiz bunun doğru olduğunu biliyoruz. | TED | والجميع يوميء، لاننا نعلم كلنا ان هذه حقيقة. |
| Ailesi, cemiyet ve diğerleri onun çoktan tahtalı köyü boyladığını biliyor. | Open Subtitles | عائلتها، المجتمع، والجميع يعتقدون أنّها في عداد الأموات. |
| Sadece onun ve diğer herkesin Noel'i evde geçirmesi için konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | انا فقط اريد التحدث ويمكننا ان ندعة يذهب هو والجميع لقضاء راس السنة |