"ودّي" - Translation from Arabic to Turkish

• dostça
• Arkadaşça
• arkadaş canlısı
• dostane
• dost canlısı

Baştaki isteksizlik daha sonra espritüel hareketlerle rahatlayacak ve tabiki, daha sonra dostça bir akşam yemeği davetine hayır diyemeyecek.
وما أن يزول الحرج، ببعض المرح اللعوب، والذي تعجز هي عن مقاومته، يتم تقديم دعوة إلى عشاء ودّي.

Daha ziyade, olaylara dostça göz kulak oluyordum.
بل الأمر أشبه بإشراف ودّي على مجرى الأمور

Bence artık Rus adamımız dostça bir sohbet için davet etsek iyi olacak.
أعتقد أنّنا يجب ان ندعو صديقنا الروسيّ لحديث ودّي.

Devam et, Arkadaşça davranma. Umurumda değil.
هيا استمر، كن غير ودّي أنا لا أهتم

Arkadaşça davranıyordum.
أنا كُنْتُ فقط أحاول أنْ أكُونَ ودّي.

FBI'da arkadaş canlısı biri olması işimize yarar.
بامكاننا الاستعانة من احد ودّي في الإف بي آي

Aylarca süren bu hukuk mücadelesinin sonunda dostane bir çözüm yolu bulunur.
بعد شهور من الجدال القانوني تم التوصل أخيراً إلى أتفاقٍ ودّي.

Herkes sizin kadar dost canlısı mı?
كُلّ شخصُ حول هنا ودّي مِثْلك إثنان؟

- Ben de. Avukatın dediğine göre dostça ayrılmışız.
ولكن المحامون قالوا .بأنهم سيحلّون الأمر بشكل ودّي

Birisi çatıdan aşağı düşmeden önce... ya da kendini ateşe atmadan önce... bence oraya gidip kapılarını çalıp ve... dostça bir komşu ziyaretine gitmeliyiz.
قبل أن يقع أحد على سطح أو يُضرم بنفسه النار... أظن أنه علينا الذهاب إلى هناك والقرع على بابهم... وإجراء حديث ودّي بين الجيران

Bu pek dostça değildi.
أيها الوغد السافل - هذا غير ودّي قليلاً -

dostça bir öğle yemeği manzarasıyla karşı karşıyayız.
حسناً، مالدينا هنا هو غداء ودّي

Bu hiç dostça bir karşılama olmadı, Jackie.
ذلك ليس ودّي جدا، جاكي.

dostça bir uyarı.
هذا مجرّد تحذير ودّي

Arkadaşça davranmaya çalışıyordum.
أنا كُنْتُ أحاول ان أكون ودّي.

selam vereceksen, Arkadaşça olsun, saygını göster.
كن ودّي عبر عن إحترامك

Arkadaşça ve yorumsuz mu?
ودّي , غير واضح ؟

Arkadaşça bir uyarı.
حسناً، تذكير ودّي:

Nashville'de arkadaş canlısı olmayan tek varlık.
المخلوق الغير ودّي الوحيد في ناتشفيل كلها .

Fazla arkadaş canlısı davranma, direkt köpek konusuna gir.
لا تَكُنْ ودّي جداً،

Huzurlu ve sakin, dostane çevreli, rahat konuşabilir.
في يُهدّئُ، ودّي البيئة، هي قَدْ تَنفتحُ.

Orada dost canlısı olduğunu sanmıyorum.
حسنا، أنا لا أعرف بأنّ ذلك ودّي هناك.