| Salı günü, mesai bitiminden önce burada ol o evrakları imzala ve buraya elveda dile yahut, siktiğimin sonuçlarına katlan. | Open Subtitles | إذن، كُن هنا قبل إنتهاء الأعمال يوم الثلاثاء و وقّع على تلك العقود.. و قُم بتوديع هذه البلدة وداعاً حاراً |
| Tedbiri imzala, Cumhuriyetçileri salondan çıkar ve derhâl oylamayı başlat. | Open Subtitles | وقّع على الإجراء و أبعد الجمهوريين و ابدأ التصويت الآن |
| İmzala ve ismi lanetli diye de onu suçlama. | Open Subtitles | وقّع الآن ولا تخش منه بسبب أن له اسما شريرا |
| Taahhütnameyi imzaladı ve sonra ne oldu emin değilim ama bırakıp gitti... | Open Subtitles | وقّع على المستندات الرسميّة ولستُ متيقّنة ممّ حدث لكنّه.. |
| İkinizin aynı rapora imza atması çok az görülen bir olaydır. | Open Subtitles | هو يوم نادر عندما الإثنان منك وقّع على نفس التقرير. |
| O ve Bobbie nin burada sözleşme imzalayacakalrını sanıyordum. oh, şuna bak kontratı imzalamış. | Open Subtitles | انظر, لقد وقّع على الورق الأمر رسمى الآن |
| Sadece bu formu imzala para senin olacak. | Open Subtitles | وقّع على هذه الاستمارة وستحصل على القرض. |
| Şurayı imzala, ya da kendin sayabilirsin. | Open Subtitles | وقّع هنا لكن بإمكانك أن تعدّها بنفسك إذا شئت |
| Şu an da sen temiz değilsin. İmzala. | Open Subtitles | ولكن الآن ليس لديك أي أمر إيجابي وقّع إذاً على هذا |
| Bu odadan çıkabilmem için formları imzala... ve Cumartesi akşamımı yaşayabileyim. | Open Subtitles | وقّع الإستمارة ، حتّى أتمكّن من خلع هذه السترة وأتمتّع بليلة السبت |
| Boşanma belgelerini imzala yoksa tüm dünyaya senin gerçekte nasıl biri olduğunu söylerim. | Open Subtitles | ... وقّع أوراق الطّلاق وإلاّ أخبرت العالم بِأكملِهِ من تكون أنت في الحقيقة |
| Kumarhanenin tapusunu bana veren bu kâğıdı imzala. | Open Subtitles | وقّع هذه الورقة التي تمنحني ملكية المقمرة |
| sonra bir adam vardı ve dedi ki: "Bunu imzala, imzala ... | Open Subtitles | كان هناك فجأة هذا الرجل ، وقال وقّع على هذا ، ووقع على ذاك |
| Evrakları ona gönderdik. Kontratı imzaladı ama son saniyede göndermemeye karar verdi. | Open Subtitles | لقد وقّع العقد، لكن بعدها، في آخر لحظة، رفض أن يعيدها. |
| Toprak sahipleri yemekte imzaladı. biftek biraz nadirdi. | Open Subtitles | .مالك الأرض وقّع على العشاء شريحة اللحم كانت نادرة نوعا ما |
| Yeniden işe başlamak için şirketimle kontrat imzaladı. | Open Subtitles | بالنهاية وقّع عقداً مع شركتي لاعادة توزيعه. |
| Krediye imza atan yatak odasını seçer. | Open Subtitles | الشخص الذي وقّع على القرض له حقّ إختيار غرف النوم |
| Mümkün hâle getirmemiz gerek. İmzalamış çünkü. | Open Subtitles | علينا أن نجعله ممكناً, لقد وقّع القد بالفعل. |
| Sen ve ben artık ortağız. Sözleşmeler vehilkarç tarafından imzalandı. | Open Subtitles | نحن شريكان الآن وقّع رئيس الخدم نفسه العقود |
| İşbirliği anlaşmasını imzalarsan sana bu cinayet suçlamasıyla savaşabilmen için bir avukat... | Open Subtitles | وقّع هذه الإتفاقية للتعاون وأعدك بفريق قانوني لمحاربة تلك القضية الملفقة |
| İmzalayın ve bütün sorunlarınız yok olsun. | Open Subtitles | وقّع على الأوراق فحسب وكلّ مشاكلك ستختفي. |
| Bu bizim balayımız. Hatta bak göbeğimde Larse'ın imzası bile var. | Open Subtitles | انظري، وقّع لارس حتى على حدبة طفلي |
| Burayı ve burayı imzalayıp aşağıya tarihi yazın lütfen. | Open Subtitles | وقع بالأحرف الأولى هنا وهنا وقّع وأرخ في الأسفل |
| İtirafını kendi rızasıyla imzaladığını bilmem lazım. | Open Subtitles | أحتاج لمعرفة بأنّه وقّع ذلك الإعتراف طوعا. |
| Olay şu ki, Lesley, Drecker Yayınevi ile sözleşme imzalayan bir tek Myra değil. | Open Subtitles | الأمر وما فيه يا (ليزلي) أن (ميرا) ليست الشخص الوحيد الذي وقّع على اتّفاقية مع (دريكر) للنشر |