| Sadece 500.000 dolara mâl olurdu, ama en azından değerli lambana sahip olurdun. | Open Subtitles | سيكلّفك هذا 500 ألف دولار فقط ولكن على الأقل ستحصل على مصباحك الغالي |
| Burası da havuz değil, ama en azından doğru zamana geldim. | Open Subtitles | هذا ليس المسبح أيضا ولكن على الأقل وصلت في التاريخ الصحيح |
| Bekle, bekle, doktor olamayabilirim ama en azından sana yardım edebilirim. | Open Subtitles | مهلاً، لعلّي لستُ مؤهلاً لأصبح طبيباً ولكن على الأقل بوسعي مساعدتك |
| Fakat bu olanlara rağmen, bazı büyük zorluklarla yüz yüze geldik. | TED | ولكن على الرغم من كل هذا الزخم نواجه بعض التحديات الضخمة. |
| ancak en azından bir anlamda kendimizi şekillendirme kapasitemiz de var. | TED | ولكن على الرغم من ذلك، نحن نمتلك القدرة على تشكيل أنفسنا. |
| Daha rahat bir yer ayarlamak isterdim ama en azından burada güvende olursunuz. | Open Subtitles | آتمى لو كان المكان أكثر راحة، ولكن على الأقل ستكونوا في أمان هنا. |
| Her şeyi anlatırız, ...ama en azından bunun işe yaradığını kanıtlamış oluruz. | Open Subtitles | ونشرح ما حدث كل شىء ولكن على الأقل سنثبت لهم أنها تعمل |
| Hayatım rezalet durumda olabilir ama en azından birilerini mutlu edebilirim. | Open Subtitles | حياتى أصبحت فوضوية . ولكن على الأقل أستطيع إسعاد شخص ما |
| ama en azından o adamlara gözükmeden buraya gelebildik, değil mi? | Open Subtitles | ولكن على الاقل دخلنا دون ان يلاحظ هؤلاء الاشخاص ذلك صحيح؟ |
| Hayatım tam bir fiyaskoydu, bundan eminim, ama en azından ölmeyi doğru yapabilirdim. | Open Subtitles | حياتي كانت فشل بالتأكيد ، ولكن على الأقل يمكنني الحصول على الموت حق. |
| Al bakalım. Hava buz gibi ama en azından biralar ısınmayacak. | Open Subtitles | تفضل، أعلم بأنّكم تشعرون بالبرد ولكن على الأقل، البيرة ستكون باردة |
| Belki sikik bir yer olabilir, ama en azından Nicole'u göreceğim. | Open Subtitles | قد يكون الأمر جحيمًا، ولكن على الأقل سيتسنى لي رؤية نيكول |
| Çok iyi değil ama en azından daha kötü hissetmiyorum. | Open Subtitles | ليس بذلك التحسن ولكن على الأقل لا أشعر بتدهور حالتي |
| Evet. ama en azından katilin sokaklardan uzakta olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | لا، ولكن على الأقل نعلم أن القاتل بعيد عن الشوارع |
| Asla gerçek rozet ve silah göremeyeceksin ama en azından bunları alabilirsin. | Open Subtitles | لن ترى شارة حقيقية أو مسدس ولكن على الأقل حصلت على هذا |
| Asla gerçek rozet ve silah göremeyeceksin ama en azından bunları alabilirsin. | Open Subtitles | لن ترى شارة حقيقية أو مسدس ولكن على الأقل حصلت على هذا |
| Fakat itiraf etmeliyim ki buraya gelmeden önce hayatı çok da kolay değildi. | Open Subtitles | ولكن على أن أعترف إنه لم يأخذ الأمر بسهولة قبل أن ياتى هنا. |
| Onun ne sevdiğini biz anlayamayız Fakat o bizi anlar. | Open Subtitles | ليس علينا أن نفهم ما الذي يحبه ولكن على العكس |
| Fakat internette herkes aynı hızda konuşuyor. | TED | ولكن على الانترنت نحن متساوون .. فيما يخص سرعة المحادثة |
| ancak zemin seviyesinde plaza adeta siyah bir cam kafes gibi. | TED | ولكن على المستوى الأرضي، تعطي الساحة شعور أنها سجن زجاجي أسود. |
| - Ama gerçek hayatta onların yanına oturmaya bile tahammülümüz yoktur. | Open Subtitles | قالت ه مثل هذا المسار ص ه مزعج الصورة ن تي تي، ولكن على أي حال، وقالت: |
| Birazcık acıyor Ama iyi. | Open Subtitles | وهناك القليل قرحة ، ولكن على خلاف ذلك جيدا. |