| - Görüyorsun ya bunu ben yapmadım, çünkü hatırlarsan beni teşhis edemedi? | Open Subtitles | ولكن أتعلم، أنا لم افعل ذلك لانه لم يتعرف عليّ، أتتذكر ؟ |
| O beni tanımadı ama ben onu gördüğümde ne yapacağımı şaşırmıştım. | TED | لم يتعرف عليّ، لكنني رأيته، ولم أكن أعرف ماذا أفعل. |
| - İlla ki tanıyan biri çıkacaktır. - Önce başka birine gösterelim. | Open Subtitles | لابد أن يتعرف عليهم أحدهم لنعرض هذه الصور في مكان آخر أولاً |
| Burada dört yıldır yaşadın ve kimse seni tanımıyor mu? KAYITI YENİLE | Open Subtitles | هل عاشت هنا لأربع سنوات , ولا أحد يمكن أن يتعرف عليك؟ |
| Tae Yong bana doğru baktığı halde beni nasıl tanımaz? | Open Subtitles | تاى يونج نظر الى ولكن كيف لم يتعرف على ؟ |
| Böylece, birileri bu eşyaları tanıyabilir ya da en azından bu fotoğraflar yaşananlara dair kalıcı, tarafsız ve eksiksiz birer hatırlatıcı olarak kalırlar. | TED | في هذه الحالة، يمكن لأحدهم أن يتعرف على هذه الأشياء أو على الأقل ستظل هذه الصور كمذكر دائم، غير منحاز ودقيق لما جرى. |
| Koca Bill, çelik fabrikasındaki iş arkadaşını tanır. | Open Subtitles | بيل الكبير يتعرف علي زميله الذي كان عاملا في مصنع الحديد |
| "John çoğu problemi uygun anlarda teşhis eder. | Open Subtitles | يتعرف جون علي معظم المشاكل في خلال وقت مناسب |
| Ama standart operasyon prosedürümüz sayesinde buluşacağın ajan, bunları görebilecek lensler takıyor olacak ve seni hemen teşhis edebilecek. | Open Subtitles | ولكن بفضل التكنولجيا العميل الذى ستقابلينه سيرتدى الايريديوم ليرى الموجات لكى يتعرف عليكى |
| Onu teşhis edecek birini bulana dek yanında kalmalısınız. | Open Subtitles | هل يبدو لكى المكان كملجأ حيوانات؟ الآن، يجب أن تبقى معه حتى نجد أحدا يتعرف عليه. |
| ve enteresan bir şekilde beni tanımadı, ve ben de bu zavallı çocuğu rahatsız etmek istemedim. | Open Subtitles | كما قال بأن السياسين هم الأسوء و لأسباب غريبة .. لم يتعرف علي |
| Bir daha ziyarete geldiğinde, kocam onu tanımadı, normalde tanıyor olmasına rağmen. | Open Subtitles | عندما قدمت المرة التالية لزيارتنا، لم يتعرف عليها، حتى أنه اعتقد بأنه يعرفها. |
| MP3 çalar için, müzik zevkini tanıyan bir uygulama. | Open Subtitles | برنامج لمشغلات الـ إم بي 3 يتعرف على ذوقك في الموسيقى |
| Ona ulaşmaya çalıştım ama beni tanımıyor gibiydi. | Open Subtitles | لقد إستمريت بمحاولة إقناعه، لكن يبدو أنّه لم يتعرف عليّ. |
| Tae Yong bana doğru baktığı halde beni nasıl tanımaz? | Open Subtitles | تاى يونج نظر الى ولكن كيف لم يتعرف على ؟ |
| Hayır, bence içeri girme. Birisi seni tanıyabilir | Open Subtitles | لا ، من الأفضل ألا تدخل لربما يتعرف عليك أحدهم |
| Geldiğim yerde insanlar birbirlerini bu şekilde tanır. | Open Subtitles | المكان الذي اتيت منه يتعرف الناس على بعضهم |
| O kadar süre bir adamı izleyince adamı karısından iyi tanımaya başlıyorsun. | Open Subtitles | تراقب رجل لمدة طويلة يمكن أن يتعرف عليه أفضل من زوجتة |
| Daha fazla nesneyi tanıyacak ve daha fazla kelimeyi anlayabilecek. | TED | وسوف يتعرف على العديد من الاشياء وسوف يتعرف على العديد من الكلمات |
| Ve evlenmeden önce seni tanımasını istiyorum. | Open Subtitles | وانا حقاً ارغب له ان يتعرف عليك قبل الزفاف |
| Üstün nitelikli bir tür. Avını tanımak için sinsice yaklaşıyor. | Open Subtitles | فصيلة رفيعة, يلاحق فريسته, يتعرف عليهم |
| Burası kampanya yeri değil, Kenny. Monk adamın kimliğini onaylamadı. | Open Subtitles | هذه ليست حملة ، توقف كيني ان مونك لم يتعرف على الرجل |
| Böylece, kimse bizi tanıyamaz. | Open Subtitles | ونذهب إلى المهمة متخفيين بهذه الطريقة , لا أحد سوف يتعرف علينا |
| Karga bokunu yemeden kalkıp üç saat makyaj yaptırıyordum, ama çok eğlenceliydi, çünkü şovun ilk zamanlarındaki gibi sokağa çıkıp insanlara eşek şakaları yapıyordum ve kimse beni tanımıyordu. | Open Subtitles | يجب أن تنهض مُبكراً و تقضي ثلاث ساعات في المكياج لكنها مُسلية للغاية، لأنه يمكنني الخروج في الشارع و مُضايقة الناس مثلما قمتُ لهذا عندما بدأت الفقرة و لم يتعرف أحدُ عليّ |
| Sanırım saatler sonra beni kimse tanımayacak. | Open Subtitles | أعني أن هذا بعد الساعات لن يتعرف علي أحد |