| Sorun yok. Bir satıcı ve hizmetlisi yollarda, kimse şüphe etmez. | Open Subtitles | لا تقلق ، بائع و خادمه على الطريق لن يشك أحد |
| İfade verenler Paul'ün ölümüne ilişkin bir bulgu veya şüphe belirtmiyordu. | Open Subtitles | وكل من شهد فى هذه القضية لم يشك بوجود دافع لجريمة |
| Bu hoş birşey, ama belki de o bir şeylerden şüpheleniyor? | Open Subtitles | هذا لطيف , لكن هل من المحتمل أنه يشك بشيء ? |
| Erkek de şüpheleniyor tabii. Kıskançlık bile duydu, şükürler olsun. | Open Subtitles | حسنا , فهو يشك بذلك , وقد اصبح غيورا بالفعل |
| çok zekice, bir beceriksiz gibi kıyafet değiştirmişti böylece... hiç kimse onun gerçek savaşçı doğasından şüphelenmedi. | Open Subtitles | متخفي بذكاء كشخص متردد ولا أحد يشك في طبيعته المحاربة |
| Merak etme. O bir mürekkep uzmanı. Hiçbir şeyden şüphelenmeyecek. | Open Subtitles | لا تقلق، إنه مجرد خبير بالأحبار ولا يشك في شيئ. |
| Emin, bir süre sonra bu olayın olduğundan bile şüphe etmeye başladı. | Open Subtitles | و سرعان ما بدأ أمين يشك أن كل ذلك لم يحدث مطلقا |
| Kararından şüphe duyan hiç mi bir bölge yok içinde? | Open Subtitles | أليس هناك اي جزء منك يشك في قرارك على الإطلاق? |
| Çok iyi, Lordum. Başkaları benden şüphe ettiğinde siz etmeyeceksiniz. | Open Subtitles | هذا كل شىء يا مولاي،عندما يشك بى الجميع،أنت لن تفعل |
| Söyle bana kardeşim, hiç bu insanlardan şüphe duydun mu? | Open Subtitles | تقول لي, شقيق, لقد سبق لك أن يشك هؤلاء البشر؟ |
| Prensesi çalmak için acele etmeliyiz. Moğol domuzu bizden şüpheleniyor. | Open Subtitles | يجب ان نسرع فى خطفها الخنزير المغولى يشك بنا |
| yalnızca bizden değil, bay Chopradan da şüpheleniyor. | Open Subtitles | ليس فقط نحن، لكنه يشك فى السيد شوبرا أيضا |
| Lender projesini dışarıya senin sızdırdığından şüpheleniyor. | Open Subtitles | انه يشك انك اسقطت الكره على نموذج مشروعه |
| Planımız sorunsuzca işliyor. Zhao hiçbir şeyden şüphelenmedi. | Open Subtitles | خطتنا تسير بشكل جيد ، زاو لا يشك بشئ ابدا |
| Çenemizi sıkı tutacağız, rolümüzü oynayacağız ve kimse de bir şeyden şüphelenmeyecek. | Open Subtitles | سنغلق افواههنا و سنلعب دورنا و لن احد يشك احد في شيئ |
| Nükleer enstitüdekilerden şüphelenen olmadı mı? | Open Subtitles | ماذا عن المحطة النووية ألم يشك أحد بشيء هناك؟ |
| Benden kuşkulanıp kuşkulanmadığını bilmiyorum; ama şu anda şüpheli biriyim. | Open Subtitles | لا أعرف إلى أي مدى يشك بي، لكني واثق من أنه كذلك |
| Kocan hapisten çıktı, oğlan şüphelendi diyorsun. | Open Subtitles | لقد خرج زوجك من السجن وأنت قلت إن الصبي يشك في الأمر |
| Haftada bir veya iki kez. Kimsenin en ufak bir şüphesi yoktu. | Open Subtitles | مرة او مرتين اسبوعيا, ولم يشك بنا احد مطلقا |
| Ve sabahları da işiyle ilgileniyor. Ve kimse bir şeyden şüphelenmiyor. | Open Subtitles | في الصباح ، يعود لعمله و لا أحد يشك بشيء. |
| Normal davranabilseniz yapardık, Ama neyse ölçüyü kaçırmayın yeter. Yoksa şüphelenmeye başlar. | Open Subtitles | الاعتراف به هو الطريقة المتبعة عادة لكن لاتبالغوا سيجعله يشك |
| Amthor'un şüphelendiğini düşündüyse seni koruma için tutmuş olabilir. | Open Subtitles | وانه اعتقد لو ان امثور يشك فيه, فربما لهذا استأجرك لتقوم بحمايته |
| Yani, kim bir beynin kaybolmasından şüphelenir ki? | Open Subtitles | كيف؟ أعني، من الذي يشك في أن الدماغ مفقود؟ |
| Şimdi ise, ne zaman gelirsem geleyim işimi nasıl yaptığımı kimse sorgulamıyor. | Open Subtitles | الآن ، لا يهم الوقت الذي آتي فيه لا أحد يشك في قدرتي على إكمال العمل |
| Birincisi, saldırganın Gregory Allen olabileceğinden şüpheleniyordu. | Open Subtitles | أثبت لي بإنه كان يشك في ملف جوريجي ألان بأنه المعتدي |
| Bana, kendi akıl sağlığından şüphelenecek kadar müthiş bir buluşun eşiğinde olduğunu söyledi. Gözlerinde garip bir bakış vardı. | Open Subtitles | قال انه كان قريبا جدا لأكتشاف مذهل لدرجه انه يشك في حالته العقليه |