| Bu demek oluyor ki, beş yaş itibariyle hayatınızın kalanında iyi göremiyorsunuz. | TED | هذا يعني بأن قبل بلوغ عمر الخمس سنوات لن تتمكنوا من الرؤية بشكل جيد طيلة فترة حياتكم |
| Bu demek oluyor ki gerçek atık miktarını bilmemeleri gibi nedenlerden dolayı her zaman bunun büyük bir problem olduğunu düşünen insanlar olacaktır. | TED | وهذا يعني بأن هناك دائمًا أشخاص يعتقدون أنها مشكلة كبيرة لأسباب ربما ليس لديها علاقة مع النفايات الفعلية كما نعتقد. |
| Bu demektir ki Karanlık Kişiler de tebeşirin peşinde. | Open Subtitles | هذا يعني بأن جهة الظلام تبحث عن الطباشير أيضا.. ذلك يعني بأن اللعبة الكبيرة قد بدأت |
| Bu da demektir ki bizim kendi... sayfalarımızı poliçeye koymamız gerekiyor. | Open Subtitles | ما يعني بأن علينا وضع صفحاتنا في المشروع |
| Bu, bir şeyin olduğu anlamına gelmez. Hemen sonuca varma. | Open Subtitles | ذلك لا يعني بأن لديك أي شيء لا تستبق الأحداث |
| demek ki sağlık helikopteri Garrett'ın ağabeyini başka bir yere götürdü. | Open Subtitles | ذلك يعني بأن المروحية التي أخذت أخوي غاريت لمكان أخر |
| demek oluyor ki, yumurtaların sıcak ve soğuyacaklar. | Open Subtitles | يعني بأن بيضك ما زال حار، كله قبل أن يبرد |
| Bu demek oluyor ki mezar, Krallar Vadisi'nde olmalı. | Open Subtitles | هذا يعني بأن المقبره يجب أن تكون في الوادي |
| Buda demek oluyor ki; onu yakalamak İçin çok küçük bir imkanınız vardı. | Open Subtitles | يعني بأن عندك فتحة صغيرة جدا تضمن أن تنزعيه |
| Bu demek oluyor ki,bu adam o mektupla ölmüş. | Open Subtitles | حسناً هذا يعني بأن الشبح مات ومعه الرسالة |
| Bu demek oluyor ki polisler sınırda geziyor. | Open Subtitles | ذلكَ يعني بأن الشرطة مضغوطين لأقصى حد لهم |
| Bu da demektir ki bizim çıkabileceğimiz tek yer... | Open Subtitles | ..هذا يعني بأن المكان الوحيد الذي يمكننا الوصول إليه لـ |
| Ne? Bu demektir ki, Housen ve Suzuran savaşı tekrar başladı. | Open Subtitles | ذلك يعني بأن ال هاوسين والسوزوران سوف يعودون للقتال مرة أخرى ، أليس كذلك ؟ |
| Bu demektir ki 9 dakika 30 saniyeniz var. | Open Subtitles | هذا يعني بأن لديكم 9 دقائق و 30 ثانية |
| Prue, seks yaptık. bu seni kaçıracağım anlamına gelmez. | Open Subtitles | برو لقد مارسنا الحب, وهذا لا يعني بأن نهرب |
| Daha değil, ama bu hafızanın yerine gelmeyeceği anlamına gelmez. | Open Subtitles | ليس بعد، لكنه لا يعني بأن ذاكرتها لن ترجع. |
| Yagami Light hapsedilmek istiyor gibiydi. Bu da Yagami Light'ın Kira olduğu anlamına geliyordu. | Open Subtitles | يبدو ذلك وكأن ياغامي لايت ألقى بنفسه في الحبس لكن ذلك يعني بأن ياغامي لايت هو كيرا |
| Hatta -- Hatta kötüden bile daha kötüydü..., ...ama bu tüm koruyu ailelerin kötü olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | كان أسوأ من السيء لكن هذا لا يعني بأن جميع الوالدين البدلاء وحوش |
| Hayır,ama bana o kılıkta göründüyse demek ki öldüğünde üstünde onlar vardı. | Open Subtitles | لا ، ولكن اذا كانت ظهرت لي بتلك الصورة فهذا يعني بأن تلك هي الملابس التي ماتت بها |
| Bak, bu gerçekten 1,80 olduğum manasına gelmiyor. | Open Subtitles | هذا الكريم لا يعني بأن يدي أنعم مما كانت من قبل لا أعلم أنا أتحدث عن الموت هنا ، حسناً؟ |
| Bunun anlamı, bıçak temiz ve R için hazır demek, tamam mı? | Open Subtitles | هذا يعني بأن السكين أصبح نظيف وجاهز لإستخدامه مع المربي , حسنا؟ |
| Kimse bizim zaman ayırın anlamına gelir burada olduğumuzu biliyor. | Open Subtitles | لا أحد يعلم بأننا هنا مما يعني بأن نأخذ وقتنا |
| Bu da isminin sisteme kaçak göçmen olarak geçeceği anlamına geliyor. | Open Subtitles | وهذا يعني بأن اسمهُ سيكون في النظام كغير مٌسجل وحاملُ للوثائق |