| Nasıl biliyorsun benim tuşlara bastığımı falan duyabiliyor musun? | Open Subtitles | هل يمكنك سماع صوت ضغطي على الأزرار أو أيّ شيء من هذا القبيل؟ |
| Kanaryaların aşk şarkısını duyabiliyor musun? | Open Subtitles | هل يمكنك سماع طيور الكناري تغني للحب؟ |
| Dinle. Dalgaların sesini Duyuyor musun? | Open Subtitles | استمع ، يمكنك سماع صوت الموج من هنا |
| Seyirci kaydırma olayını ilk kez görür ve oksijenin odadan çekildiğini duyabilirsin. | TED | يري الجمهور لأول مرة التمرير لأول مرة، يمكنك سماع الأكسجين يُسحب من الغرفة. |
| Bu gülünç gözlüklerden, söylediğim her kelimeyi duyabiliyorsun değil mi... | Open Subtitles | و يمكنك سماع كل ما أقوله عبر تلك النظارات السخيفة |
| Kulenin tepesindeki saati duyabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك سماع الساعة؟ في أعلى البرج |
| Karakterlerinizin kelimeleriyle konuşunca, onların doğal konuşmalarını duyabilirsiniz ve gerekirse düzeltirsiniz. | TED | عندما تتحدث بكلمات شخصيتك، يمكنك سماع ما إذا كانت تبدو طبيعية، ويمكنك إصلاحها إذا لزم الأمر. |
| O adamlar tarafından sikilmekten ne kadar hoşlandığını duyabiliyordun. | Open Subtitles | يمكنك سماع كم كانت تحب أن تُضاجع من قِبل كل أولئك الرجال. |
| (Gülüşmeler) Ve bazı yönleriyle Carnegie Hall ya da seyircinin sessiz kalması gerektiği zamanlar gibi, çünkü şimdi her detayı duyabiliyorsunuz. | TED | (ضحك) و بطريقة ما هو يشبه قاعة كارنيجي، بعدما أصبح على الجمهور إلتزام الصمت التام، لأنك الآن يمكنك سماع أدق التفاصيل. |
| Sen öncü parçayı duyabiliyor musun? | Open Subtitles | هل يمكنك سماع المسار التجريبي؟ |
| Evet, aynen. Cidden duyabiliyor musun bunu? | Open Subtitles | نعم، صحيح يمكنك سماع هذا فعلا؟ |
| Şunu duyabiliyor musunuz? | Open Subtitles | هل يمكنك سماع ذلك؟ |
| duyabiliyor musun? | Open Subtitles | هل يمكنك سماع هذا؟ |
| Herkes her şeyi duyabiliyor. | Open Subtitles | يمكنك سماع كل شيء. |
| Araba alarmını Duyuyor musun? | Open Subtitles | هل يمكنك سماع إنذار هذه السيارة؟ |
| Sesini Duyuyor musunuz? | Open Subtitles | ألا يمكنك سماع صوتها؟ |
| Gece yarısı uyandığında onun sesini duyabilirsin. | Open Subtitles | عندما تستيقظ أثناء الليل يمكنك سماع صوتة |
| Gece yarısı uyandığında onun sesini duyabilirsin. | Open Subtitles | عندما تستيقظ أثناء الليل يمكنك سماع صوتة |
| Çünkü karşındaki kişinin ne düşündüğünü duyabiliyorsun. | Open Subtitles | لأنّك يمكنك سماع ما يفكّر به الشخص الآخر. |
| Sesini duyabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك سماع الصوت ؟ |
| Küçük kulübemizde kaldığımız süre boyunca içeriden gelen davul seslerini her daim duyabilirsiniz. | TED | يمكنك سماع الطبول تقريبا تخفق في ذلك الكوخ الذي نعيش فيه |
| Savaş çığlıklarını ta pazarın oradan duyabiliyordun. | Open Subtitles | -كان يمكنك سماع صرخه الحرب منه على طول الطريق الى السوق |
| Buz çatırtılarını duyabiliyorsunuz. | Open Subtitles | ويمكنك سماع؛ يمكنك سماع تصدع الجليد، |
| Çanları duyuyorsun. Tüm şehirde çalıyor böyle. | Open Subtitles | يمكنك سماع الأجراس، إنها تقرع في أنحاء المدينة |
| Duvarlar çok kalın. O yüzden pek bir şey duyamazsınız. | Open Subtitles | الجدران سميكة جداً لا يمكنك سماع أي شيء في الحقيقة |