| Adamın biri şeytanla anlaşma yaptı diye bir kızı ölüme terkedemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا ترك الفتاة تهلك لأن أحدهم عقد صفقة مع الشيطان |
| Bil bakalım kim Başkan Gainey'nin eşiyle bir anlaşma yaptı? | Open Subtitles | خمن من عقد صفقة الليلة مع زوجة العمدة جيني ؟ |
| Pirinç tasını kırmaktan nefret ediyorum ama karın bizle başka bir anlaşma yaptı. | Open Subtitles | أكره أن أخيب أملك لكن زوجتك عقدت صفقة أخرى |
| O ufaklık benimle bir anlaşma yaptı. Kimse odasına hiçbir şey için kesinlikle girmeyecekti temizlik olsa bile. | Open Subtitles | لقد عقد إتفاقاً هاماً بعدم دخول أيّ شخص إلى غرفته لأيّ سبب كان، ولا حتى للتنظيف |
| Bir rahip aracılığı ile Tanrı Cacao ile anlaşma yaptı. | Open Subtitles | لذا قام بعقد صفقة مع الإله (كاكاو) عن طريق كاهن أعلى |
| Roku San'ı savunmasız bırakmak için böcekle anlaşma yaptı. | Open Subtitles | لقد عقد اتفاقاً مع الحشرة بجعل روكو سان خالية من الدفاعات |
| Kaybolmadan önce klüp sahibi adamla bir anlaşma yaptı. | Open Subtitles | إنه نفس الرجل الذي عقد صفقة مع مالك النادي قبل أن تختفي |
| Bir yıl öncesinde ağır suçtan tutuklamıştım onu ama anlaşma yaptı ve çıktı içerden. | Open Subtitles | اعتقلته السنة الماضية بجريمة من الدرجة الاولى لكن عقد صفقة مع الشرطة وخرج |
| - Bu şirketi kurtarmak için anlaşma yaptı. | Open Subtitles | هو عقد صفقة لإنقاذ هذه الشركة من الإنهيار |
| Bir felaketle karşı karşıydık ve üretim ile bölge müdürü gidip bir anlaşma yaptı. | Open Subtitles | كنا نواجه كارثة في نقص الإنتاج ومديري الإقليمي عقد صفقة |
| Teamsterlar'dan ayrılmam için anlaşma yaptı. | Open Subtitles | عقد صفقة حول أبتعادي عن النقابة. |
| Uzun, çok uzun zaman önce vücudunu ve ruhunu tüketen bir şeytanla anlaşma yaptı. | Open Subtitles | لكن عقدت صفقة مع شيطان الذي اخذ, جسدها و روحها منذو زمن بعيد |
| Bizim şirket Sudan'daki çocuklara afet yardım ambalajlarından yapılmış bir milyon soccer topu bağışlamak için bir anlaşma yaptı, biz de lojistiğini yapıyoruz. | Open Subtitles | شركتنا عقدت صفقة للتبرع بمليون كرة قدم لأجل الأولاد في السودان |
| Bir cinle anlaşma yaptı. | Open Subtitles | لكنها عقدت صفقة مع أحد العفاريت |
| Kapalı kapılar ardında bir anlaşma yaptı. | Open Subtitles | لقد عقد إتفاقاً سرياً |
| Pul, Ark'la bir anlaşma yaptı. | Open Subtitles | سكيلز لقد عقد إتفاقاً مع أرك |
| - anlaşma yaptı. | Open Subtitles | لقد قام بعقد صفقة. |
| Caspere, Chessani'yle anlaşma yaptı. | Open Subtitles | (كاسبر) عقد اتفاقاً مع (تشيزاني) |
| 200.000'lik bir anlaşma yaptı. | Open Subtitles | لقد وقع عقد ب 200,000 |
| Bence Florian ile anlaşma yaptı. | Open Subtitles | أعتقد أنه عقد صفقه مع فلوريان |
| Marcus bilerek yenileceğinin sözünü verip anlaşma yaptı. | Open Subtitles | , ماركوس عمل صفقة وعد بأنك ستخسر المباراة عن عمد |
| Söylenenlere göre, suç patronu Alfonse Fiorello eski yardımcı patron Joseph De Luisa'dan sonra zulümü önlemek için bir anlaşma yaptı. | Open Subtitles | رئيس الجريمة الفونس فيوريلو، عقب السابقين بموجب رئيسه، جوزيف دي لويزا أفيد انها ابرمت اتفاقا لتجنب الملاحقة القضائية. |