| Aynı proje hakkında aynı hafta içinde her şeyi duydum. | TED | سمعتُ كل شيء بشأن نفس المشروع في نفس الأسبوع. |
| O parayı aynı hafta içinde emlak alımında kullanmış. | Open Subtitles | وإستعمله لسداد قيمة عقّار والذي اشتراه في نفس الأسبوع |
| Büyükannenin ve şoförünün aynı hafta içinde öldüğüne - inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التصديق بأن سائقك وجدتك ماتوا في نفس الأسبوع |
| Araştırmama göre, hem Matthew Benton hem de Thomas Valentine 4 ay önce aynı hafta içinde İspanya'nın Galicia kasabasına gitmişler. | Open Subtitles | وفقا لتجسساتي كل من ماثيو بنتون و توماس فالنتين سافرا الى غاليسيا في اسبانيا في نفس الاسبوع,قبل 4 اشهر |
| Araştırmama göre, hem Matthew Benton hem de Thomas Valentine 4 ay önce aynı hafta içinde İspanya'nın Galicia kasabasına gitmişler. | Open Subtitles | كل من ماثيو بنتون و توماس فالنتين سافرا الى غاليسيا في اسبانيا في نفس الاسبوع,قبل 4 اشهر هل يعني ذلك أي شيء لك؟ |
| aynı hafta hem biriyle buluşmaya, hem de mahkemeye çıkmaya çalışmak çok aptalcaydı. Çok kafa karıştırıcı. | Open Subtitles | هو كَانَ غبيَ للمُحَاوَلَة حتى الآن ويَقاضي في نفس إسبوعِ. |
| Bu ailem için çok önemli çünkü babamın doğum günü, Paskalya ve kız kardeşimin evlilik yıldönümü hepsi aynı hafta içinde. | Open Subtitles | وذكرى زواج أختي كله في نفس الإسبوع مجموعة نعم |
| Tasarımlarını gönderdiği sırada defilenin aynı hafta sonu olacağını bilmediğini söyledi. | Open Subtitles | فقد قالت أنه لم يكن عندها أى فكرة بأن يوم العرض سيتوافق مع نفس يوم مسابقتك |
| Anlaşılan o ki Ekim 2010'da aynı hafta içinde 20 kişi ölmüş. | Open Subtitles | توفي 20 شخصا في نفس الأسبوع في أكتوبر 2010. |
| Ve bizim ilk kurbanın öldürüldüğü hafta oğlunun ölüm yıIdönümüyle aynı hafta. | Open Subtitles | و ضحيتنا الاولى قتل في نفس الأسبوع المطابق لسنوية موت إبنها |
| Biliyorum. Biliyorum. aynı hafta ben de kanal tedavisi yaptırıyorum. | Open Subtitles | أعرف، سأقوم بحشو أسناني في نفس الأسبوع |
| Neden her ikisi de aynı hafta 150,000$'lık ödemeler almış? | Open Subtitles | لما قد يستلم الاثنان دفعات من 150,000$ في نفس الأسبوع ؟ |
| Birkaç aynı hafta içinde farklı bir ölüm. | Open Subtitles | موتة أخرى دائماً في نفس الأسبوع |
| Sonra aynı hafta, bir cenazede benzer bir ilahiyi söyledik "Biz tarlaları sürdük ve serptik" Oldukça İngiliz bir ilahidir. | TED | بعدها في نفس الأسبوع, بينما كنا في جنازة, كنا نغني الترنيمة المعروفة "نحرث الحقول, ونرمي البذور" وهي ترنيمة إنجليزية حتى النخاع. |
| Anna Wintour ile Tina Brown aynı hafta geliyor! | Open Subtitles | (آنا وينتور) و (تينا برون) في نفس الأسبوع |
| Palin Katie Couric 'i aynı hafta iptal etti | Open Subtitles | وتلغي بالين مقابلة كاتي كوريك في نفس الاسبوع |
| aynı hafta içinde savaştık ve savaşı protesto ediyoruz. Daha havalı olabilir mi? | Open Subtitles | أن تخوض الحرب وتعترض عليها في نفس الاسبوع كم يكون هذا رائعاً |
| aynı hafta Jessica Marcus ile nişanlanmış. | Open Subtitles | نفس إسبوعِ خَطبَ إلى جيسيكا ماركوس. |
| Gerçekten dördümüzden üç kişinin aynı hafta ölme şansı nedir? | Open Subtitles | حقيقةً, ما هي فرص أن ثلاثة من أصل أربعة يموتون في نفس الإسبوع |
| Meğer beni Rogue Vogue'a sokmasının tek sebebi, defilenin turnuvayla aynı hafta sonuna denk gelmesiymiş. | Open Subtitles | (و التى اكتشفت أنها أشركتنى فى مسابقة (روج فوج لمجرد أنها فى نفس يوم عرض المشجعات الرئيسى |