| Sen benim avukatımsın, bilmen gerek bir sürü insan öldürdüm. | Open Subtitles | أنت محامي وأظن أنك يجب أن تعرف أنني قتلت الكثير من الناس |
| Bir şeyi bilmen gerek sürtük. Buradan canlı çıkma ihtimalin yok. | Open Subtitles | يجب أن تعرفي شيئاً، أيتها الحقيرة ليس هنالك طريقة للخروج من هنا حيّة |
| Sanırım o gece gördüklerimle ilgili gerçekleri bilmen gerek. | Open Subtitles | اعتقد انه يجب عليك معرفة الحقيقة عن مارأيته تلك الليله |
| Kim olduğunu kabullenebilmek için, önce kim olduğunu bilmen gerek. | Open Subtitles | وقبل أن تستطيع تقبّل شخصك، عليك أن تعرف من تكون |
| Sanırım bilmen gerek, James Heller az önce kızıyla beraber ayrıldı. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجب أن تعلم جيمس هيلر" غادر للتو مع إبنته" |
| Santana, bilmen gerek ki, uzman danışmanlara ait telefon numaraları bende var. | Open Subtitles | سانتانا يجب أن تعلمي ان لدي رقم مستشار مختص في هذا الأمر |
| Yaşadığımız onca şeyden sonra bunu bilmen gerek. | Open Subtitles | بعد كلِ ما مررنا به عليكِ معرفة ذلك وحسب |
| Kendini nasıl bir duruma soktuğunu bilmen gerek. | Open Subtitles | عليك أن تعرفي ماذا ستقحمين نفسك فيه |
| Ama göründüğünden çok daha hasta olduğunu bilmen gerek. | Open Subtitles | لكن عليك أن تعلم أنها أكثر مرضاً مما تبدوا |
| Ve sadece çok yakışıklı olduğun için değil. Ki öylesin, bunu bilmen gerek. | Open Subtitles | و ليس فقط لأنك تبدو وسيماً جداً و يجب أن تعرف ذلك |
| Senin de bir şey bilmen gerek. Aslında erkek arkadaşımla gerçekten ayrılmadık. | Open Subtitles | يجب أن تعرف شيئاً، أنتَ أيضاً أنا لم أنفصل عن خليلي |
| Dinle, seni bulamadığımda Yüzbaşı Gregson'a gittiğimi bilmen gerek. | Open Subtitles | أنظر أنت يجب أن تعرف اني ذهبت للكابتن كريكسون عندما لم أستطع العثور عليك |
| Kanser olmadığını bilmen gerek. | Open Subtitles | يجب أن تعرفي أنكِ ستكونين بأمان من السرطان |
| Arkadaşlarının kim olduğunu bilmen gerek. | Open Subtitles | يجب أن تعرفي من هم أصدقائكِ هذه.. |
| Olay yerinde bilincini kaybedip kaybetmediğini bilmen gerek. | Open Subtitles | يجب أن تعرفي إن فقد الوعي و هو بالميدان |
| Tetiği çekmeden önce, adımı bilmen gerek. | Open Subtitles | ماهو الشئ الثاني؟ قبل أن تضغط على الزناد عليك معرفة إسمي |
| Bebeğin poponun hangi kısmından çıktığını bilmen gerek. | Open Subtitles | عليك معرفة من أي جزء من منطقتك السفلى سيخرج الطفل |
| Bunu bilmen gerek, çünkü eger kaderin saçma bir darbesiyle benimle evlenmeye karar verirsen o hayatini cehenneme çevirecek. | Open Subtitles | عليك أن تعرف ذلك لأنه إذا كنت قد قررت في لحظة مجنونة أن تتزوج بي ستجعل حياتك جحيما |
| Şerif'e bunu anlattığımı bilmen gerek. | Open Subtitles | ،يجب عليك أن تعرف لقد قمت بإخبار المأمور بشأن هذا |
| Eğer öyleyse benim için sorun yok. Hiçbir sorunum yok. Fakat bilirsin, bilmen gerek ben kızlarla ilgileniyorum. | Open Subtitles | لإنه إذا كانت كذلك , فلا مشكلة ولكن يجب أن تعلم أنني أنجذب للسيدات |
| bilmen gerek, karımdan yeni ayrıldım. | Open Subtitles | يجب أن تعلمي أني إنفصلت للتو مع زوجتي. |
| Harika bir adaysın, kalbinin derinliklerinde bunu bilmen gerek. | Open Subtitles | أنتِ مرشحة رائعة و يجب عليكِ معرفة ذلك في أعماق قلبك ِ |
| Biraz edepsiz kelimeler bilmen gerek. | Open Subtitles | عليك أن تعرفي بعض الكلمات القذرة. |
| Ne çalacağını bilmen gerek. | Open Subtitles | عليك أن تعلم مالذي ستقوم بأدائه. مالذي تفضله؟ |
| Sanırım şunu bilmen gerek... Karının geldiği ilk kişi ben değilim. | Open Subtitles | عليك ان تعرف ذلك لاننى لست اول من اتت اليه |
| Seni kurtarmaya geliyorum, tamam mı? Bir şey bilmen gerek. | Open Subtitles | "إنظري، أنا قادم لإنقاذكِ عليكِ أن تعرفي شيئاً..." |
| Dan'in geçen hafta beni aradığını bilmen gerek. | Open Subtitles | يجب أنْ تعرفي أنّ دان اتصل بي الأسبوع الماضي. |
| Ama seninle birlikte olabilmek için nelerden vazgeçtiğini bilmen gerek. | Open Subtitles | لكن يجب ان تعرف أنها ستتخلى عن الكثير من اجلك |
| Bu çok komik, çünkü bu ikisinin nasıl yapıldığını çoktan bilmen gerek. | Open Subtitles | هذا مضحك ، لأنّه يجدر بك معرفة طريقة القيام بهما مسبقاً |
| Tanrım, eğer her kimsen beni öldürmenin hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini bilmen gerek. | Open Subtitles | يا الهي ، انظر اياً كنت انت يجب ان تعلم ان قتلي لن يغير شيء |