| Bütün bu dünyada, sevebileceğin hiçbir şey bulamadın, değil mi? | Open Subtitles | لم تجد شيئا بهذه الدنيا الفسيحة لتهتم به، أليس كذلك؟ |
| Saint Chapelle'den başka bir buluşma yeri bulamadın mı? | Open Subtitles | ألم تجد مكاناً آخر للمقابلة ، غير هذا المكان ؟ |
| Dün mü? Ve hala çıkışı bulamadın ha! | Open Subtitles | وصلت أمس وحتى الآن لم تجد طريقا للخروج من المطار |
| Böyle mükemmel bir teklif yönteminden sonra nasıl oldu da mutluluğu bulamadın acaba! | Open Subtitles | وباقتراح من هذا القبيل ، فإنك لن تجدي السعادة الأبدية؟ |
| Sen ilhamını bulamadın diye riske giren benim boynum mu olsun yani? | Open Subtitles | وهل سأخاطر بدق عنقي، لأنك لا تعثر على إلهامك؟ |
| Babanın cenazesi için siyah bir takım bulamadın mı? | Open Subtitles | ألم تستطيع أن تجد بذلة سوداء لجنازة أبيك؟ |
| -Önümüzdeki 4,5 dakika içinde. -Kendin bulamadın mı? | Open Subtitles | خلال الأربع دقائق والنصف القادمين ألا يمكنك أن تجد مكانة بنفسك؟ |
| Şimdi pes edemezsin, daha paranı bile bulamadın. | Open Subtitles | لا يمكنك الاستسلام بعد فأنت لم تجد مالك بعد |
| Çünkü hiç bir şey bulamadın, çünkü bu vaka değil. | Open Subtitles | لأنك لم تجد شيئاً لأنه لا توجد حالة أصلاً |
| Ne oldu büyü torbamı bulamadın mı? | Open Subtitles | و شأنه ما الخطب؟ ألم تستطع ان تجد كيس التعويذة؟ |
| Kas kafalı arkadaşım! Başka birini bulamadın mı? | Open Subtitles | لا تستطيع ايها المجنون .يمكنك ن تجد أي شخص آخر |
| Hiçbir zaman da kayda değer bir şey bulamadın. | Open Subtitles | مرة تعقبها أخرى تجد أشياء لا أهمية لها على الاطلاق. |
| O zaman sanırım daha önce eşyalarımı karıştırırken bir şey bulamadın. | Open Subtitles | أظنك لم تجدي شيئاً عندما عبثتي بأشيائي. لنهدأ قليلاً. |
| Görüntüsünü sabıka veri tabanında araştırdın ve bir şey bulamadın. | Open Subtitles | قارنتِ صورته مع ما في قاعدة البيانات الجنائية ولم تجدي تشابهاً |
| Kocamda onlardan biriydi ve sen onun katilini bulamadın | Open Subtitles | كيف تجرؤ؟ زوجى كان مستلقي في إحدى تلك الألواح ومازلت لم تعثر على قاتله |
| O yıl bitmek üzere ve hiçbir şey bulamadın. | Open Subtitles | السنة على وشك أن تنتهي وأنتي لم تعثري على أي شيء |
| İç huzuru bulmuş olmalıydın. bulamadın. | Open Subtitles | كان يجب أن تجد السلام ولكنك .لم تجده |
| Kate onu bulamadın. Varolduğunu bile bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لم تجديه ابدا أنت لم تعرفي أذا كان موجودا |
| Ayrıca kendisini bulmanı da istemiyor haftalardır onu arıyorsun ama bulamadın. | Open Subtitles | وجليّ أنّها لا تودّ بأن تجدها أنت تبحث منذ أسابيع دون جدوى |
| Kalmanı isteyen bir erkek bulamadın mı? | Open Subtitles | ولم تجدى أبداً رجل يسألك البقاء؟ |
| - İki saat 18 dakika boyunca bunu ona vermenin bir yolunu bulamadın mı yani? | Open Subtitles | ساعتان و18 دقيقة، ولم تستطع إيجاد طريقة لإعطاءه. |
| Şu büyücü testini hâlâ bulamadın mı? | Open Subtitles | هل وجدتِ اختبار المشعوذ بعد؟ |
| Beş yıllık evliliğimizde doğru zamanı bir türlü bulamadın mı? | Open Subtitles | خلال خمس سنوات من زواجنا، لم تستطيعي إيجاد الوقت المناسب؟ |
| Kılsız adam bulamadın mı hiç? | Open Subtitles | ألم تجدوا رجالا بلا شعر؟ |
| Henüz King Shark'ın izini sürmenin bir yolunu bulamadın mı? | Open Subtitles | أوجدت طريقة لإيجاد القرش الملك بعد؟ |
| Çalışacak başka bir yer bulamadın mı? | Open Subtitles | آه، و لم تتمكن من إيجاد عمل أو العمل في أي مكان آخر؟ |
| Ama aradığın kanıtı bulamadın, Mulder. | Open Subtitles | أنت لم تحصل على البرهان بأنّك أردت، مولدر. |