| Monitörde ani düşüşler var ve denge ayarları durumu pek kurtaramıyor. | Open Subtitles | أعاني من تشوش الشاشة ويبدو أن أزرار التوازن لا تستجيب لي |
| Alerjileri vardır, denge sorunu çeker ama şimdi çok daha iyi. | Open Subtitles | أقصد إنه يعاني من الحساسية وعدم التوازن بالوزن لكنه تحسن الآن |
| Ayakkabılarını değiştirmelisin, ya da topuklarını yeniletmelisin, doğru denge için. | Open Subtitles | يجب عليك أن تغييره أو نزعه الان من أجل التوازن |
| Bugün burada olsaydı bizlere Bükücülük'ün dünyaya denge getirdiğinden bahsederdi. | Open Subtitles | و إن كانت هنا ستخبركم بأن التحكم يجلب التوازن للعالم |
| Yalnızca Avatar dört elemente hükmedebilir ve dünyaya denge getirebilir. | Open Subtitles | فقط الأفتار يمكنه أتقان جميع العناصر وجلب التوازن إلى العالم |
| Düşünüyorum da belki eksik olan detay değil daha çok denge gibi. | Open Subtitles | .. أفكر ما هو مفقودٌ هو تفاصيل أقل و المزيد من التوازن |
| Kendi hayatınızı siz tasarlamazsanız, bunu sizin yerinize başkaları yapar, ve onların bu denge hakkındaki fikrini beğenmeyebilirsiniz. | TED | إذا لم تصمم حياتك , شخص آخر سيقوم بتصميمها لك, و قد لا تعجبك . إن فكرتهم عن التوازن |
| PM: Peki o noktaya nasıl geleceğiz? Dünyadaki bu denge durumuna? | TED | بات ميتشيل : حسناً كيف اذا يمكننا ان نحصل على التوازن الذي نبحث عنه في هذا العالم ؟ |
| Diyor ki, termal denge ile ilgili sorun bizim orada yağayamıyor olmamız. | TED | يقول ، أن المشكلة مع التوازن الحراري أننا لا نستطيع أن نعيش هنالك. |
| Adam saati açmış, ve çıkardığı şeylerden biri de denge çarkıymış. | TED | فقام الساعاتي بفك قطع الساعة واخذ يقوم بتنظيفها وواحدة من تلك القطع كانت عجلات التوازن |
| İnsan ve makine arasındaki ideal denge nedir? | TED | ما هو التوازن المثالي بين الإنسان والأله؟ |
| Ve sonra, Dünyayla denge içinde yaşamın devam etmesi için nüfusun ne olması gerekir, 2050, 2100, 2150 yılına kadar? | TED | ومن ثم ماذا سيكون التعداد السكاني في أعوام 2050 ، 2100 ، 2150 إذا استمر التوازن الطبيعي ؟ |
| İnsülin direnci geliştiğinde, organizmadaki bu denge bozuluyor. | TED | عندما نصبح مقاومين للإنسولين فإن التوازن الحاصل في حال عمل الإنسولين بشكل طبيعي لا يعود موجود. |
| Ayrıca daha ciddi bir not düşmek gerekirse, bilimin tamamında veriler ve teori arasında bir denge ararız. | TED | بلهجة أكثر جدية، في جميع العلوم نحن نبحث عن التوازن بين البيانات و النظرية. |
| Sistemde denge vardı ama şimdi dengeyi yoketmek isteyen bir güç var... | Open Subtitles | كان هناك توازن فى النظام لكن يوجد الآن من يريد تدمير النظام |
| Bazıları her şeyde bir denge olduğunu söyler. | Open Subtitles | بعض الناس يقولون أنه يوجد ميزان لكل شيء |
| Bir vampirin kalbini durdurmak için yaşayanlar arasından buna bir denge sağlamalısın. | Open Subtitles | لإيقاف قلب مصّاص دماء، فلا بد من موازنة الكفّة من بين الأحياء. |
| Bu yüzden ben denge duyularımı güçlendirecek aktiviteler yapıyorum. | TED | وبالتالي فأنا أمارس أنشطة لبناء حسي الخاص بالتوازن. |
| İşte sahip olduğumuz bu ilginç denge, kontrolsüz iyimserliğimizin vizyonumuzu ateşlemesini sağladı. | TED | لدينا هذه الموازنة الشيّقة حيث نسمح لتفاؤلنا غير المنضبط بإشعال جذوة رؤانا. |
| Yaşayanla ölüye saygı arasında bir denge kurmak zorundasınız. Size suçlamada bulunmayacağım. | Open Subtitles | يجب أن تضع توازناً بين احترام الأحياء واحترام الأموات . لن أرفع تهماً ضدّك |
| Büyükbabamdan yaşam enerjisinin döngüsel olduğunu... denge içinde, kesintisizce aktığını öğrendim. | Open Subtitles | لقد علمنى جدى ان طاقة الحياه تذهب فى دائره000 فى تدفق تام, متوازن. |
| İç kulak denge ile bir ilgisi yoktur. Çünkü bütün Magic Okulu şey | Open Subtitles | الأذن الداخلية و عملها بالتوازن ، ربما أنت غير متوازنة |
| bundan daha fazlasını biliyorsun, ama ölünün bir tek göz yaşı,ve denge sarsıIır anahtar sadece oğlun. | Open Subtitles | أكثر مما تعلمين لكن مجرد دمعة واحدة وكفة الميزان يمكن أن ترجح لهم وإبنك المفتاح |
| Leviathan onun ailesini kaçırdığı için denge pek kolay olmuyor. | Open Subtitles | ومنذ أن حرمه الليفايثان من عائلته الاستقرار لا يأتي بسهولة |
| Elleri bir terazi gibi ve Dünya ile kozmosun denge içinde olduğuna dair mitolojik ilişkiye sahip. | TED | وكفيها كالميزان وهي تمثل الحالة الاسطورية للتوازن بين الأرض والكون |
| İkisi arasında hassas bir denge vardır hatta tahmin edebileceğinizden çok daha hassas. | Open Subtitles | التباين بين العالمين يُمكن أن يكون توازنٌ دقيق أكثرَ دِقةٍ مما قد تتخيلون. |
| Şarkı söylerken dans ediyorsan denge gerekir. | Open Subtitles | لذا إن قمتي بالرقص بينما تغنّين ستحتاجين إلى توازنك. |
| Geminin büyüklüğünü anlatan bir isim olsun istedim. Büyüklük ise denge, lüks ve en önemlisi... güç demektir. | Open Subtitles | اردتُ اسماً مُعبّراً عن الضخامة المُطلقة للحجمِ، إذ أن الحجم يعني الثبات والترفِ. |