| Bugün öğleden sonra, gemim o barikatta kendine zorla yol açtı. | Open Subtitles | في ظهيرة هذا اليوم قاتلت سفينتي كي تشق طريقها هناك عند السلسلة |
| Fakat gemim saldırıya uğradı ve sizi Alderaan'a götürme görevim başarısız oldu. | Open Subtitles | لكن سفينتي سقطت هندمت هوجمت وأَنا خائف ان تفشل مهمتى لنقلك الى الديران |
| ve gemim yeni dünyaya akşam gelgitinde yelken açacak. | Open Subtitles | وستبحر سفينتي للعالم الجديد على المد المسائي |
| İşin komik tarafı, uzay gemim fazla uçmayı beceremez. | Open Subtitles | المضحك أنه بالنظر إلى كونها سفينة فضاء فهي لا تطير كثيراً |
| - Bay Justin, gemim nasıl? - Kaymak gibi gidiyor efendim. | Open Subtitles | ـ سيد جوستين ، كيف حال سفينتى ـ إبحارها هادئ ، يا سيدى |
| gemim hazır bekliyor, herkese yetecek yerimiz var | Open Subtitles | سفينتي تنتظر ، هناك اماكن كافية لكلّ شخص |
| İçinize doğan bir his yüzünden gemim altüst oldu Ajan Gibbs. | Open Subtitles | سفينتي بفوضى بسبب ما سببه حدسك الخاطيء ايها العميل جيبز |
| gemim yarın denize açılıyor. En az iki ay daha burada kalırım sanmıştım. | Open Subtitles | سفينتي ستُبحر غداً، وظننت أني سأعلق هنا لمدة شهرين آخرين |
| Senin için burada değilim. Burada demirlemiş olan gemi benim gemim. | Open Subtitles | أنا لا أعرف لماذا أنا هنا سفينتي قد رست بالقرب من هنا |
| İki gemim yok edildi ve kendi gemim hasar aldı. | Open Subtitles | دمرت سفينتين من سفني وتعرضت سفينتي للقيادة للضرر -علينا الانسحاب |
| Eğer bu mesajı görüyorsanız gemim Atlantis'e sağ salim varmış demektir. | Open Subtitles | إذا كنتم تُشاهدون هذه الرسالة سفينتي وَصلتْ بسلام إلى أطلانطس |
| Demek gemim yok olunca en sonunda bana güvendiniz. | Open Subtitles | كل ما كان يقتضيه الأمر هو تدمير سفينتي لتثقوا بي أخيراً. |
| Bu benim gemim ve onu bir yere götürmüyorsun. Dümenden uzaklaş. | Open Subtitles | هذه سفينتي وأنت لن تحركها إبتعد بعيداً عن العجلة |
| Bunun en anlama geldiğini biliyorsunuz. Benim gemim giderse hepinizi onunla birlikte gidersiniz. | Open Subtitles | وأتعرفون مالذي يعنيه ذالك لو تدمرت سفينتي ستتدمرون أيضا |
| Ama görünüşe bakılırsa benim gemim var ve sizin yok, kurtarmaya ihtiyacı olan sizsiniz ve havamda olduğumu da sanmıyorum. | Open Subtitles | لَكنَّه يَبْدو ذلك كما أَمتلكُ a سفينة وأنت لا، أنت الواحدَ في حاجةِ إنْقاذ، ولَستُ متأكّد بأن أَنا في المزاجِ. |
| Ben de benim gemim olduğu, sizin olmadığı için sizi kurtarmam gerekiyor sanmıştım. | Open Subtitles | لكن يبدو إني أملك سفينة وأنتم لا أنت من تحتاجون الإنقاذ هنا وليس لي مزاج رائق حقاً لهذا |
| - gemim nasıl? | Open Subtitles | أنا أسمعك ، يا سيد سميث كيف حال سفينتى ؟ |
| Bir şeyi farketmedin, zırhın gidince benim gemim seninkini kağıt gibi yırtacak. | Open Subtitles | لقد فشلت فى إدراك ضياع الدرع سفينتى ستتخلل سفينتكم كما تتخلل الإبره النسيج |
| Bütün yüküm ve gemim imha edilmiş olacak. | Open Subtitles | "حمولتي كلها وسفينتي سيتم تدميرها" "الثمن" |
| Gemi sanki canlanmıştı. Kendi gemim bize düşman olmuştu. | Open Subtitles | دبت الحياة في حبال الأشرعة، سفينتنا انقلبت ضدنا! |
| Sana Dünya'da şu anda gerçekten böyle bir gemim olabilir. | Open Subtitles | أتعرفين فى العالم الإفتراضى يمكنى الحصول على سفينه مثل هذه الأن |
| Anlıyorum, gemim! | Open Subtitles | هذا هو مركبي ، هيا نذهب |
| gemim kaza yaptı. Bu üniformayı giyen adamı kazayla öldürdüm. | Open Subtitles | آل بي حطام قاربي لهنا، وقتلت ذا الزيّ العسكريّ مصادفةً. |
| Bu benim gemim, benim mürettebatım ve insanlarımızı geri getirmekte benim görevim. | Open Subtitles | وهذه باخرتي وطاقمي ومهمتي |
| - Amiral, tüm saygımla, bu benim gemim. | Open Subtitles | - عميد، مع كُلّ الإحترام المُسْتَحق، هذا مركبُي |
| gemim için mürettebatım yok, fakat ilk görev nasıl değil | Open Subtitles | ليس لدي طاقم لسفينتي ولكن المهمة الأولى ليست كيف |
| Ve bu konuda daha fazla konuşmak isterdim... fakat gemim yarım saat içinde kalkıyor. | Open Subtitles | ..وأنا أودأنأتحدثعنهذا أكثرِ. لكن سفينتَي ستبحر في خلال نصف ساعه. |