"hayat değil" - Translation from Turkish to Arabic

• ليست حياة
• ليست الحياة
• ليست بحياة
• ليست حياةً
• ليس حياة
• ليس الحياة

Seni bizimle yola götürdüm ama bu köpeğin yaşayacağı bir hayat değil.
أتمنى لو كان بإستطاعتنا أخذك معنا في الطريق ولكنها ليست حياة كلب

Bulunduğum yeri seviyorum. Bu kötü bir hayat değil.
أريد البقاء في مكاني ليست حياة سيئة

Kısacası, kötü bir hayat değil.
بوجه عام ، إنها ليست حياة سيئة

Görünüşe göre kadınlar, kızlar ve küresel ısınma arasındaki temel bağlantı hayat değil ölümün kendisi.
‫ليست الحياة ، بل الموت.‬ ‫ويتزايد الوعي بأن الآثار المناخية‬ ‫تصيب النساء والفتيات أشد الضرر ،‬

Bakın bu gerçek hayat değil.
حسنًا، هذه ليست بحياة حقيقية، حسنًا؟

Artık buna dayanamam. Bu hayat değil.
لا يمكنني التحمّل بعد الآن هذه ليست حياةً

Ama taşıyınca, o yeni bir hayat değil de, o canından bir parça.
لكن عندما تحمليه، هو ليس حياة جديدة، هو فقط جزء من جسمك

Geri dönüp ona hak ettiği hayatı vereceğim, zorla yaşadığı hayat değil.
وأنا سوف أعود وأمنحه الحياة التي يستحقها ليس الحياة التي أُجبر عليها

Aşksız bir hayat, hayat değil.
حياة بدون مخاطر ليست حياة على الاطلاق

Kötü bir hayat değil,değil mi?
انها ليست حياة سيئة , اليس كذالك

Bu zor bir hayat değil. Biliyorsun değil mi?
هذه ليست حياة صعبة تعرف ذلك , صحيح؟

Bu, hayat değil.
و لكنها ليست حياة

Bu bir artiste göre hayat değil.
هذه ليست حياة فنان

Bogart. O gerçek hayat değil. Çok yüksek bir standart koymuşsun.
هذه ليست الحياة الحقيقية انت مررت بمستويات قياسية عالية

Bu onun inşa ettiği hayat değil, layık olduğu da değil.
هذه ليست الحياة التي بناها . . الحياة التي يستحقها .

Bu hayat değil.
هذه ليست بحياة.

Bu hayat değil.
إنها ليست بحياة.

Buna hayat değil, ölüm denir!
تلك ليست حياةً ذلك موت

Renkli bir hayat değil yani.
ليست حياةً سحريّة

Bu artık haber değil. Bu hayat değil. Daha büyük.
هذا لم يعد أخبار ، هذا ليس حياة هذا أكبر، هذا التلفاز

Yeni bir işim olduğu doğru, Fi; lakin yeni bir hayat değil.
انه عمل جديد "في"ـ لكنه ليس حياة جديدة .

Her zaman yaşamayı hayal ettiğim hayat değil, ama Beth var, ve yeni Broadway çocuk yuvası işim var, ve şimdi ikimiz de aynı şehirdeyiz, bu yüzden seni daha fazla görebilirim.
إنها ليس الحياة التي كنت أتخيل نفسي أعيشها، لكن أملك (بيث)، ولدي هذا الشروع لحضانة برودواي،