| Amerika'da her üç kanser ölümünden birinin sebebi sigara içmek. | TED | في الواقع، حوالي واحدة من كل ثلاث حالات وفاة بسبب السرطان في الولايات المتحدة تحدث بسبب التدخين. |
| Guttmacher Enstitüsü'ne göre, Amerika'da her üç kadından biri hayatında bir kez kürtaj olacak. | TED | وفقاً لمؤسسة غاتماكر واحدة من كل ثلاث نساء في أميركا ستخضع لعملية إجهاض واحدة على الاقل خلال حياتها. |
| Şimdi, bugün şehirlerde yaşayan her üç insandan biri aslında bir gecekonduda yaşıyor. | TED | واحد من كل ثلاثة أشخاص اليوم يعيشون في المدن وفي الواقع يعيشون في أحياء فقيرة. |
| Eğer kışın her üç inekten birini kaybedersek, Ulusal güvenlik hemen yola çıkar. | TED | إذا فقدنا واحدا من كل ثلاثة الأبقار في فصل الشتاء ، كما تعلمون ، والحرس الوطني متغيب. |
| Son otuz yılda 4000 cinayet işlendi. her üç günde bir kişi. | Open Subtitles | بلغ عدد الموتى 4000 في الثلاثين سنة الماضية، بمعدل جريمة قتل واحدة لكل ثلاثة أيام |
| 18 ile 30 yaş arasındaki her üç siyahi erkekten birisi ya hapiste, ya da şartlı veya kefaletli tahliyle salınmış. | TED | فواحد من بين كل ثلاثة رجال سود في الأعمار مابين ١٨ و ٣٠ في السجن ، أو الحجز ، أو تحت الإفراج المشروط. |
| her üç kadından birinin aile içi şiddete maruz kaldığı Güney Afrika'yı ve yapay zekânın bu kadınlar için yapabileceklerini bir düşünün. | TED | أو تخيلوا ما يمكن للذكاء الاصطناعي فعله في دعم كل سيدة من كل ثلاث في جنوب أفريقيا تعاني من العنف المنزلي. |
| Venezuela'da neredeyse her üç ölümden biri güvenlik hizmetlerinden. | TED | في فنزويلا، حوالي واحدة من كل ثلاث جرائم قتل تُقترف بمعرفة رجال الأمن. |
| Her dört memelinden biri, her sekiz kuştan biri, her üç amfibiden biri yok olma tehlikesi altında. | Open Subtitles | واحد من كل اربع ثديات و واحد من كل ثمانية طيور و واحد من كل ثلاث برمائيات معرض للإنقراض |
| her üç Amerikalı kadından biri aile içi şiddeti ya da tacizci takibi hayatının bir noktasında yaşıyor. Ve CDC [ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri], her yıl 15 milyon çocuğun istismar edildiğini bildiriyor, 15 milyon. | TED | واحدة من كل ثلاث نساء أمريكيات تمر بتجربة العنف الأسري أو المطاردة في فترة من حياتها. وال "سي دي سي" يعلن أن 15 مليون طفل يتعرض للاعتداء كل سنة، 15 مليون. |
| Enteresan olan şey, her üç çocuktan biri marşmelova baktı ve şöyle ... | TED | ما يثير الانتباه أن واحد من كل ثلاثة سينظر إلى الحلوى و |
| Yaklaşık her üç kişiden biri su kriziyle karşı karşıya bir ülkede yaşıyor. | TED | وتقريبا واحد من كل ثلاثة يعيشون في بلد تواجه أزمة مياه. |
| Melbourne'de yaklaşık her üç kişiden biri kendi evleri için yağmur suyu toplayan depolar satın aldı. | TED | تقريبا واحد من كل ثلاثة من مواطني ميلبورن استثمر في تركيب خزانات حافظة لمياه الأمطار كلّ من أجل عائلته. |
| Her sekiz polisten ve her üç yargıçtan birine sahip. | Open Subtitles | واحد من كل ثمانية ظباط، وواحد من كل ثلاثة قضاه على سلّم رواتبه |
| Yaklaşık olarak iki milyon insan -- bu da demek oluyor ki bu dünyadaki her üç insandan biri -- Himalayalar' dan gelecek suya bel bağlamış durumda. | TED | قرابة المليارين نسمة -- واحد من كل ثلاثة أشخاص على كوكب الأرض يعتمدون على المياة من الهمالايا. |
| Aniden gelen, birkaç gün içinde normal seyrini izleyen ve genellikle yayıldığı yerdeki her üç erkek, kadın ve çocuktan birini öldüren bir hastalık. | Open Subtitles | المرض الذي يصل فجأة وجرى بمجراه الطبيعي في غضون أيام وعادةً ما يقتل واحداً من كل ثلاثة من الرجال والنساء والأطفال أينما انتشر |
| her üç adımda bir kişi olacak şekilde. | Open Subtitles | شخص لكل ثلاثة أقدام |
| Düşündükten ve araştırdıktan sonra fark ettim ki - BM de bunu geçenlerde açıkladı- bu gezegendeki her üç kadından biri dayak yiyecek ya da tecavüze uğrayacak. | TED | و اتضح ، بعد التفكير و التحقيق انني اكتشفت -- و في الواقع قد قالت الامم المتحدة ذلك مؤخرا -- ان واحدة من بين كل ثلاثة نساء على هذا الكوكب سوف تضرب او تغتصب في فترة حياتها. |