"muazzam" - Translation from Turkish to Arabic

    • الهائلة
        
    • الهائل
        
    • ضخمة
        
    • العظيمة
        
    • عظيمة
        
    • ضخم
        
    • هائلة
        
    • الضخمة
        
    • العظيم
        
    • الرائعة
        
    • الضخم
        
    • هائل
        
    • هائلاً
        
    • تذكاري
        
    • مهولة
        
    Bir sonraki muazzam çağ ise, hepinizin tanıdık olduğu, muazzam bilgi devrimi. TED المرحلة المقبلة العظيمة ، التي جميعكم على دراية بها ثورة المعلومات الهائلة.
    Evet, muazzam karışıklığın içinde açık seçik olan bir şey var: Open Subtitles أجل, ففي ظل هذا الإرتباك الهائل لا يتضح إلا شيء واحد
    Binlerce yıl önce, muazzam depremler dünyayı yerle bir etti. Open Subtitles منذ آلاف السنين زلازل ضخمة قلبت العالم رأساً على عقب
    Chip, bu ev arkadaşım Lucy Shmeeler.muazzam bir kızdır. - Nasılsınız? Open Subtitles شيب ، هذه رفيقة سكني لوسي شميلر ، إنها فتاة عظيمة
    Bu seviyeye yaklaşmak için bile muazzam bir nükleer reaksiyon gerekir. Open Subtitles نحتاج إلى تفاعل نووي ضخم جدا لمجرد الإقتراب من هذا المستوى
    Şimdi, bu çarpıcı husus zaman içerisinde önemli I.Q. artışları ile dikkatimi çekti. muazzam bir artıştan söz ediyorum. TED والآن، لفت نظري هذا التغير الجذري إلى زيادة هائلة في معدّلات الذكاء بمرور الزّمن، و لقد كان فعلا هائلا.
    Büyük yerçekimi kuvvetleri yüzeyi muazzam hızlarda açıyorlar ve kapatıyorlar. Open Subtitles القوى الجذبية الضخمة تعمل على فتح وغلق السطح بسرعات هائلة
    Başardığımız muazzam şeyleri korumak için canımı feda etmeye hazırım. Open Subtitles وانا مستعد ان أهب حياتى لحماية العمل العظيم الذى قمنا به
    İçine çekilemeyecek kadar uzaktaki nesnelere gelince muazzam yer çekimi kuvveti yörüngelerini etkiliyor. TED وبالنسبة لأشياء بعيدة كفاية ولا يتم إبتلاعها، فإن الجاذبية القوية الهائلة تأثر على مداراتها.
    Bu devler, maddeleri yutarak ve diğer kara deliklerle birleşerek muazzam oranlarda büyüdüler. TED نمت هذه العمالقة حتى وصلت إلى هذه الأبعاد الهائلة باندماجها مع ثقوب سوداء أخرى وابتلاع مادتها.
    muazzam ordularıyla birlikte neredeyse durdurulamaz oldu. TED مع جيوشه الهائلة الحجم كان إيقافه أمرًا شبه مستحيل.
    Sahra-altı Afrikadaki muazzam ayrılığı görmek ilgi çekicidir. TED إنه من المثير أن ترى هذا التنوع الهائل داخل أفريقيا الجنوبية للصحارى.
    Yeni sinir hücreciklerini belirten kara noktaların muazzam artışını görüyorsunuz. TED و تلاحظون الارتفاع الهائل للنقاط السوداء التي تمثل الخلايا العصبية الجديدة التي ستتكون
    Adı Darcy. muazzam bir serveti ve Derbyshire'da büyük bir malikanesi varmış. Open Subtitles أسمه السيد دارسى وهو ذو ثروة ضخمة بالأضافة الى أملاك فى داربشير
    Ve kendileri hakkındaki düşünceyi yaymaları muazzam işgalci bir proje. Open Subtitles ونشر الفكرة في حد ذاتها تكون عملية ضخمة لإجتياح المشروع
    160 kilometrelik boru hattına ve bu muazzam ülkenin bağımsız üreticilerine. Open Subtitles مائة ميل من خطوط الأنابيب كل المنتجون المستقلون لهذه المحطة العظيمة
    muazzam bir cesaret gösterdin. Ödenmesi gereken bir borç var. Open Subtitles لقدْ أظهرتَ شجاعةً عظيمة و هنالكَ دينٌ يجب أنْ يُرد
    Hiçbir Koşul Altında Basılmaması Gereken muazzam Büyük Tehditkâr Bir Düğme. Haklı mıyım? Open Subtitles زر ضخم خطير يجب ألا يتم ضغطه تحت أي ظرف، أليس كذلك ؟
    Ancak aynı zamanda açıktan kapalıya muazzam bir hareket de olacak. TED و لكن أيضا سيصبح هناك حركة هائلة من المفتوح إلى المغلق
    Devasa okyanus dünyası, muazzam yağmur fırtınaları oluşturarak sellere ve erozyona neden oluyordu. Open Subtitles عالم المحيط العملاق أنتجَ نطاقٍ عريض من العواصف الضخمة مُسببة فيضانات و تعرية.
    Bu muazzam çağlayandan alternatif akım ile güç üretebilmek için Westinghouse Electric ile derhâl bir sözleşme imzalandı. Open Subtitles وتم إمضاء العقد علي الفور مع ويستنجهاوس لتوليد طاقة الشلال العظيم علي شكل تيار متردد
    muazzam bir Kuzeyimiz var. Ve orada küçük bir populasyon vardi, ve babam hirsli bir acik hava insaniydi. TED لدينا منطقة الشمال الرائعة و فيها عدد قليل من السكان، وكان والدي رجل يحب الهواء الطلق.
    Majesteleri bu muazzam donanma, savunmamızı yarar geçer ve sonuçta topraklarımız istila olur. Open Subtitles صاحبة الجلالة هذا الأسطول الضخم سوف يسحق بالتأكيد دفاعاتنا البحرية ويجتاحنا على الأرض
    Ancak havadan ve denizden gelen muazzam destek ile Salerno işgalcileri tutunmayı başarabildi. Open Subtitles لكن بوصول دعم هائل من الجو والبحر أصبح بأمكان قوات الحلفاء الأحتفاظ بمواقعهم
    Tekerlekli sandalye kullanmaya başlamak, yeni muazzam bir özgürlüktü. TED عندما بدأت باستخدام الكرسي المتحرك، أكسبني قدراً هائلاً من حرية جديدة
    Böylesine muazzam bir yapıyı inşa ederken talihsizlikler yaşanacaktır. Open Subtitles سيكون هناك دائماً ضروريات مؤسفة أثناء بناء نصب تذكاري كهذا.
    Bu şekilde muazzam miktarda, öngörülen fiyatın 1/8 maliyetiyle, öngörülenin yarısı kadar petrolü tasarruf edebiliriz. TED هناك كمية مهولة من الغاز لادخارها حوالي نصف الغاز المتوقع بحوالي ثمن سعره.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more