| Ve burası, eskiden çocuk odası ve kahyanın odasıydı, şimdiyse senin yeni odan! | Open Subtitles | وهذة الغرفة كانت فيما سبق غرفة المربية ومن ثمّ المعلمة هى الآن غرفتك |
| İkinci yatak odasını boşaltırsam, ...kocaman bir giyinme odan olur. | Open Subtitles | لو أفرغتُ غرفة النوم الثانية فستحصلين على مساحة تخزين هائلة |
| Bir yatak odan var, balık yetiştirme havuzun var. Kendi meditasyon tapınağın var. | Open Subtitles | لديك غرفة نوم و معبد للعبادة أن هذا المكان عليه أقبال من السياح |
| Gizli zaman makinasi odan hakkında bir şey bilmediğimi mi düşünüyordun? | Open Subtitles | لم تعتقد بأنني كنت أعرف بشأن غرفتك السرية للآلة الزمنية ؟ |
| odan her zaman hazır. İstediğin zaman eve dönebilirsin. | Open Subtitles | اتعلمين, غرفتكِ جاهزة, يمكنك القدوم لمنزلي اذا اردتِ ذلك. |
| Bebeğim, çok tatlısın, ama orada boş odan var mı ki? | Open Subtitles | يا عزيزي، ذلك رائع حقاً، لكن ليس هناك غرفة خالية لي؟ |
| - Ayakta duruyorum. - Benim odam solda. Senin odan sağda. | Open Subtitles | ـ يمكنني الوقوف ـ غرفة نومي عل اليسار وغرفتك عل اليمين |
| Bizi ağırladığın için teşekkürler falan da misafir odan yok mu yani? | Open Subtitles | شكرًا لترحابك بنا وكل شيء ولكن أليس لديك ما يشبه غرفة ضيوف؟ |
| Kendi yatak odan olacak. Her gece kilitleyebileceksin. | Open Subtitles | بإمكانك اختيار غرفة نومك لكِ وحدك يمكنك أن تغلقيها كل ليلة |
| Tamam. Generalin otelinde bir odan olacak. | Open Subtitles | حسنا ، الآن سيكون لديك غرفة باٍسمك في فندق الجنرال |
| Bütün konforuyla kendi odan olacak. | Open Subtitles | سيكون لديك غرفة خاصة بها كل وسائل الراحة |
| odan, oyunların ve oyuncakların var ve çok yakında evin gibi hissedeceksin. | Open Subtitles | انت تبلى حسناً هنا لديك غرفتك والعابك وقريباً جدا ستشعر انك بالمنزل |
| Eğer odan bu kadar toplu olursa, sabahları kemerini çabucak bulursun! | Open Subtitles | لو كانت غرفتك بمثل هذه الأناقة كنت لتجد جزمتك بشكل أسرع في الصباح |
| Burası benim olduğu kadar senin de odan. Burayı beraber paylaşıyoruz. | Open Subtitles | أنها غرفتك بقدر ما هى ملكى نحن الأثنتان مقيمتان هنا |
| Gece korkarsam eğer, odan hemen aşağıda değil mi? | Open Subtitles | هل غرفتك أسفل القاعة.. في حالة إن أصابنى الخوف أثناء اللّيل؟ |
| Bu hediyen. Ve bu kupa da, odan için. Tamam mı? | Open Subtitles | هذا من أجلك، وهذا الكأس أيضاً لكي تضعيه في غرفتك |
| -Odam merdivenlerin başındaydı. -Biliyorum. Orası hep senin odan olarak kaldı. | Open Subtitles | ـ غرفتي كانت في أعلى السلالم ـ أعلم , وبقيت غرفتكِ دائماً |
| Yani odan da ben değil de bu şapkaların olması mı daha önemli? | Open Subtitles | -إذن هذه القبعات أكثر أهمية لكِ .. -بأن تظل في غرفتكِ وأنا لا؟ |
| Kurallarımda gevşeme olmuş ama sanırım artık burası senin odan. | Open Subtitles | هذا تغاضي عن قواعدي لكن أظنها حجرتك الآن |
| odan, merdivenlerin sonunda. | Open Subtitles | غرفتكَ في قمةِ السلم خلال البابِ |
| Göz açıp kapayıncaya kadar senin odan babamın benim odamda annemin TV odası oluvermiş ve sonra hepimiz evlenip çocuk sahibi olmuşuz ancak ailemizi koyacak odamız olacak mı? | Open Subtitles | وستصبح حجرتي حجرة تلفاز أمي ثم سنتزوج جميعًا وننجب الأولاد لكن هل سيكون عندنا حجرات لكي نحشر عائلاتنا داخلها؟ |
| Aslında pek güzel bir oda değil. Muhtemelen senin çok güzel bir odan vardır. | Open Subtitles | اعتقد انها ليست غرفه جميله ربما لديك غرفه رائعه |
| Eğer kabul edersen sen kendi odan olsun isteyeceksin. | Open Subtitles | فلو وافقت على القيام بهذا فسترغبين بغرفتك الخاصة |
| Tanrı Krishna'nın küçük bir heykeli, senin odan için. | Open Subtitles | تمثال صغير للألها كريشنا لغرفتك |
| Harika bir plan bence. Umarım senin odan için sipariş ettiğim ev sineması koltuklarında uyumak sorun olmaz. | Open Subtitles | حسناً، أتمنّى أن تكوني مُرتاحة في النوم بكراسي المسرح المنزلي الذي طلبتُ توصيله لغرفتكِ. |