"rıza" - Translation from Turkish to Arabic

• رضا
• ريز
• ريزا
• الموافقة
• يوافق
• الموافقه
• مباركتي
• بالتراضي
• اعهد
• موافقتهما
• موافقتي
• يجب أن توافق
• يعفو عنه
• أعفو عنه
• سيعفو

Anne, yanlışlıkla Muhammed Rıza'nın defterini aldım. Gidip geri vermem lazım.
أمّـي، لقـد أخــذت دفتر "محمد رضا" بالصُـدفة، ويجب أن اُعيــدهُ إليه!

Hüccetül İslam Saygıdeğer Molla Rıza oldum. Her şey yolunda inşallah?
لقد أصبحت حجة الإسلام والمسلمين الشيخ رضا

Rıza'nın anne babası erken gelecekmiş, Brents'i arayıp yemek ısmarladım.
سيأتي اصدقاء ريز مبكرا وقد اتصلت ببيريت وامرت بالغذاء

Hayır Marie. Rıza'nın bazı kötü insanlarla ilişkisi olduğu için.
كلا يا مارى انه بسبب اتصال ريز بأشخاص خطيرين

Kızım Rıza'nın geçmişini araştırmak için özel bir dedektif tuttu.
لقد استأجرت ابنتى محققا خاصا للتحقق من شخصية ريزا

Bu doğrulayıcı Rıza fikri her tür cinsel aktivite için Rıza olması gerektiğini savunan tecavüz karşıtı aktivistlerden geliyor.
وتأتي فكرة الموافقة المؤكدة هذه من نشطاء مكافحة الاغتصاب الذين يخبروننا بأننا بحاجة للحصول على موافقة لكل فعل جنسي.

Alınan bilgiye göre, Hoca Rıza Ahmedi....
من المركز الرئيسي إلى قسم الشرطة نبلغكم أن حجة الإسلام والمسلمين الحاج رضا أحمدي

Yanlışlıkla Muhammed Rıza'nın ... ödevini yaptığı defteri aldım.
أخذت دفتر "محمد رضا" بالصُـدفة وواجبه المنزلي

Muhammed Rıza'nın ödevini yaptığı defteri aldığımı fark etmedim.
لم أدرك أنّنـي أخذت دفتر "محمد رضا" بالصُـدفة ودفتر واجبه المنزلي

Onun hakkında konuşmuyordum, Muhammed Rıza hakkında konuşuyordum.
لم أكُن أتحدّث عنه، بل كنت أتحدّث عن "محمد رضا"!

- Muhammed Rıza nerede oturuyor biliyor musunuz?
-هل تعرفين أين يسـكن "محمد رضا"؟ -شـكراً لكَ يا بُنـيّ

Rıza, şirketin ticari hesabından dört kez para çekmiş.
وقام ريز بسحب اربع مبالغ من رصيد الشركة الاحتياطى

Rıza muhtemelen CTU'yu bunları babanın onayladığına inandırdı,
لقد اقنع ريز الوحدة بأن ابوك هو من خول هذه الصفقات

Eğer babam hükümete çalışıyorsa, ki inanmak imkansız, Rıza'nın yasadışı işler yaptığını öğrenmez miydi?
فمن المستحيل ان يعتقد ان ريز يفعل شيئا غير شرعى

Rıza, otorup çeneni kapatsan iyi olacak yoksa hayatın boyunca pişman edecek şeyler söyleyeceksin.
ريزا ، اجلس واخرس قد تقول شيئا يكلفك حياتك

Gayet bariz Bob. Kızın, Rıza ve iki ajanımızı öldürdü.
انه ابيض او اسود يابوب ابنتك قتلت ريزا والعميلين

Yaklaşık 1.5 saat önce Rıza ve iki ajanımız babanın binasında vurularak öldürüldü.
لقد وجدنا ريزا واثنان من عملائنا مقتولون بمبنى والدك منذ ساعة ونصف

Pek çok diğer alanda gerçekten çok yüksek Rıza standartlarımız var.
وبالفعل لدينا مستويات عالية من الموافقة في العديد من المجالات الأخرى.

Bu Rıza formunu imzalayarak, vücudunu asil bir davaya bağışlamış olacaksın.
بتوقيعك على استمارة الموافقة هذه ستتبرع بجسدك من أجل قضية نبيلة

- Herhalde Rıza göstermeyecek. - Elimizi çabuk tutalım.
حسنا أعتقد انه لم يوافق على خطتنا من الأحسن لك الاسراع

Sana ihtiyacımız var bu yüzden Otopsi Rıza için .
و لهذا السبب نريد منك ان توقع على الموافقه على تشريح الجثه

Bu işe Rıza göstermemeliydim.
لم يكن علي أبدا أن أعطي مباركتي

Rıza gösterildiği sürece her türlü seks iyidir.
كُل ممارسة للجنس ممتعة طالما انها بالتراضي

Ya Rıza göster Bay Chandler ya da bu topluluğu ve ardındaki esrarı terk et.
، (اعهد إلينا يا سيد (تشاندلر أو غادر هذه الصحبة وسرّها

Tanrı'nın önünde, burada bulunanlar... da birlikte bu kutsal evliliğe Rıza gösterdiler... ve ellerini birbirine bağlayan bir yüzük ile... birbirlerine aynı sözü verdiler... ve aynı yemini ettiler...
وشهدا بهذا أمام السماء وأمام هذا الجمع وكذلك تعاهدا لبعضهما وأعلنا موافقتهما بتبادل خاتم وبضم يديهما

Şimdi söyle bana canım, Henry'nin sosyeteden olmayan biriyle evlenmesine hiç de gönüllü olmadan Rıza göstermem beni temize çıkardı mı?
والآن ، اخبريني ياعزيزتي هل لدي العذر في تقديم موافقتي المترددة أخيرا لزواج "هنري" لأناس ليسوا من طبقة مجتمع راقية؟

Güç Rıza mı göstermeli?
يجب أن توافق السلطة؟ ما الذي يعنيه هذا؟

Eğer kan parasını tedarik ederse asla Rıza vermez.
إذا حصل على المال فلن يعفو عنه -ماذا تقترح؟

Rıza göstereceğime dair umutları olduğu müddetçe... peşimi bırakmayacaklardır.
لن يتركوني... إلى أن أعفو عنه...

Rıza verecek.
سيعفو عن (أكبر)