| Chandler, Joey'e Tulsa'da olmadığını söylemek zorundasın. | Open Subtitles | تشاندلر، عليك أن تخبر جوي أنك لست في تولسا. |
| Onlara kim olduğunu söylemek zorundasın. O zaman, seni bırakırlar. | Open Subtitles | عليك أن تقول لهم من أنت إذا فعلت ، سيطلقون سراحك |
| Tekrar sorduğum için özür dilerim Kaley ama burada doğruyu söylemek zorundasın. | Open Subtitles | آسفة لسؤالكِ مرة أخرى يا كايلي ولكن يجب أن تقولي الحقيقة هنا |
| Bana gerçeği söylemek zorundasın, tamam mı? | Open Subtitles | عليك أن تخبرني بالحقيقة ، حسناً؟ |
| Kıvırcık.söylemek zorundasın. | Open Subtitles | -من ذو الشعر الأجعد -كان يجب عليك قول ذلك |
| Bu gece burada kalamazsın, ...babana Spencer'larda kalmak istediğini söylemek zorundasın. | Open Subtitles | لا يمكنك البقاء هنا الليلة عليكِ إخبار والدك إنك ستقضي الليلة عند (سبنسر) |
| Bize kod adı V olan teröristin yerini ve kimliğini söylemek zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تخبرينا عن هوية و مكان تواجد المدعو (في) |
| Nerede olduğunu söylemek zorundasın. Kocanın hayatını kurtardım. | Open Subtitles | يجب أن تخبريني عن مكانها لقد أنقذت حياة زوجك |
| Ama sen söylemek zorundasın. | Open Subtitles | و لكن يجب أن تقولها |
| Tamam, bak, her nereye gittiysen, ailene söylemek zorundasın. | Open Subtitles | حسناً، إسمع أيتما كنت يجب عليك أن تخبر والديك |
| Dedektiflere bildiklerini söylemek zorundasın. | Open Subtitles | عليك أن تخبر المحققين بما تعرفه |
| Kelso'ya söylemek zorundasın, tamam mı? | Open Subtitles | عليك أن تخبر كيلسو ؟ |
| Evet ama bunu söylemek zorundasın değil mi? Müsaadenizle. | Open Subtitles | أجل، ولكن يجب عليك أن تقول هذا أليس كذلك؟ |
| Bunu bana söylemek zorundasın Bana söz vermek zorundasın. | Open Subtitles | عليك أن تقول هذا لي عليك أن تعدني. |
| Bir şey söylemek zorundasın. | Open Subtitles | عليك أن تقول شيئاً |
| Ona değer veriyorsan ve gerçekten başı dertteyse birilerine bir şey söylemek zorundasın. | Open Subtitles | إن كنت تهتمين لأمرة وكان حقا في مشكلة، يجب أن تقولي شيء ما لأحدهم. |
| Mola isteyince bir şey söylemek zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تقولي شيئاً بعد طلب وقت مستقطع |
| Benimle kal. Demetri'nin nerede olduğunu söylemek zorundasın. | Open Subtitles | إبقَ معي عليك أن تخبرني عن مكان (ديميتري) |
| Ona gerçeği söylemek zorundasın. | Open Subtitles | و لكن يجب عليك قول الحقيقة لها |
| Calder'a hazır olmadığını söylemek zorundasın. | Open Subtitles | عليكِ إخبار (كالدر) بانكِ لستِ مستعدة |
| Bize söylemek zorundasın, Tess." | Open Subtitles | (يجب أن تخبرينا يا (تيس" |
| Bu kardeşin nerede saklandığını bana söylemek zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تخبريني أين يختبأ ذلك الأخ إذا ساعدتني |
| Hayır! söylemek zorundasın. | Open Subtitles | كلاّ، يجب أن تقولها! |
| Onlara Hiçbir bakterinin olmadığını söylemek zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تخبرهم انه لا توجد بكتيريا. |
| - Michael, bu böyle gitmez! Ona, baban olduğu söylemek zorundasın! | Open Subtitles | - مايكل , لا استطيع مشاهدتك وانت غير مقبول بالنسبة له يجب عليك اخباره انه والدك |
| İblis hakkında bize bildiğin her şeyi söylemek zorundasın şu anda. | Open Subtitles | عليك أن تخبرنا كل شيء تعرفهعنالمشعوذالآن. |
| Ondan çok hoşlanıyor Tony. Ona söylemek zorundasın. | Open Subtitles | هو معجب بها جدّا يا (طوني)، عليك أن تخبره. |
| Bak, bak, bakın, yaptıklarını herkese söylemek zorundasın. | Open Subtitles | انظري، عليكِ أن تخبري الجميع بما فعلوا. |
| - Nai söylemek zorundasın! | Open Subtitles | ناي، عليكِ أن تخبريه |