| Aynı zamanda Sera'nın kaybolduğu gece ona mesaj atmış ve sonra silmiş. | Open Subtitles | لقد راسل سيرا أيضا في ليلة إختفائها و من ثم حذف الرسائل |
| Ve Sera'nın iki arkadaşı o akşam çalışma grubuna gelmediğini söyledi. | Open Subtitles | و اثنان من أصدقاء سيرا أكدا أنها لم تذهب لمجموعة الدراسة |
| Sera Lorans erkek Patrıck. Garip hissettiriyorsun. | Open Subtitles | هؤلاء رجال سارة لورانس يا باتريك أنت تجعلني أشعر بالغرابة |
| Ağlama, Sera. | Open Subtitles | آه لا تبكين يا سارة |
| Tüm ülkeler, en küçüğünden en büyüğüne, Sera gazı yaymayı azaltacaklarının sözünü verdiler. | TED | كل البلدان من الصغيرة جدا إلى الكبيرة جدا إلتزمت بتقليص إنبعاثات الغازات الدفيئة. |
| Sera etkisi bir yüzyıldan uzun bir süredir iyice anlaşıldı. | TED | تأثير الاحتباس الحراري تم فهمها بشكل جيد لأكثر من قرن. |
| Sonra daha fazla su buharı havaya karışacak, Sera gazını oluşturan bir diğer güçlü etmen. | TED | ثم تزيد كمية بخار الماء في الهواء، ليشكل غاز دفيئة آخر. |
| Corriere Della Sera ve Roberto Feluci'den İtalyan gazetecilerin oraya yığılacağını biliyordum. | Open Subtitles | كنت اعرف صحفي ايطالي مقيم هناك لاجل كورييري ديلا سيرا, روبرتو فيلوسي |
| Sera'nın çalışma grubu vardı, yani akşam 10:00 civarıydı. | Open Subtitles | سيرا كان لديها مجموعة دراسة لذا الوقت كان أقرب للعاشرة |
| Büyük kızı Sera'nın 4.0 not ortalaması var doğu bölgesinde bir üniversiteye başvurmamış. | Open Subtitles | الابنة الاكبر سيرا كان معدلها 4.0 لكنها لم تقدم أوراقها الى أي جامعة بالشرق |
| Sera, Katie'den daha çok atmış, ama yine de... | Open Subtitles | انهن يتراسلن أكثر مما أفعل و سيرا أكثر من كايتي,لكن مع ذلك |
| Tüm bu olanlara rağmen hâlâ Sera'nın futbol takımına kaptanlık ediyor. | Open Subtitles | ما زال يدرب فريق سيرا لكرة القدم رغم أنه سخيف |
| Sera ve araştırdığımda Jeff Godwin'i gösteren bir numara arasında birçok mesaj atılan bir numara var. | Open Subtitles | هناك مجموعة من الرسائل النصية بين سيرا و رقم قمت بمتابعته و تبين أنه لـ جيف غودوين |
| Sera' nın öğretmenine gidicem, faturaları yatırıcam ve çocukları okuldan alıcam | Open Subtitles | ثم علي أن أجد مدرس غيتار لـ (سارة) و أن أدفع الفواتير و مرافقة الأولاد |
| Ablanı üzme,Sera sen de köpeği dışarı çıkar | Open Subtitles | لا تعذب أختك يا (سارة) هذا الكلب يريد الخروج |
| Sera, kapıyı aç kapıda biri var | Open Subtitles | (سارة) لقد وصلت البيتزا محفتظي بقرب الباب |
| Dünyada Sera gazlarının sadece en fazla yayıcısı insan aktiviteleridir. | TED | إنها أكبر مصدر للغازات الدفيئة من أي نشاط بشري في العالم. |
| Ardından daha fazla atmosfer veriyorum, buradaki Sera gazını artırmaya başlayacağız ve belki fark etmeye başlamışsınızdır -- zamanla okyanus seviyelerinin yükseldiğini göreceğiz. | TED | بينما أضخ المزيد منه في الغلاف الجوي، سوف نبدأ بدفع الغازات الدفيئة هنا اذا بدأتم بالملاحظة، سنرى زيادة مستوى المحيط على مر الوقت. |
| Gıda üretimi şu an Sera gazı salınımının 1/4'ünden sorumlu. | TED | الإنتاج الغذائي مسؤول حاليًا عن ربع انبعاثات غازات الاحتباس الحراري. |
| Bu, Güneş'in değişimlerinin iklim üzerindeki etkisinin genel olarak fosil yakıt yakmaktan kaynaklanarak artan Sera gazları tarafından bastırıldığını gösteriyor. | TED | هذا يظهر أن تأثير اختلافات الشمس على المناخ تطغى عليه غازات الاحتباس الحراري المتزايدة، القادمة أساسا من إحراق الوقود الأحفوري. |
| Daha basit biçimde, atmosfere salgılanan Sera gazından daha fazlasını çıkarabilmektir. | TED | وبشكل أبسط، هو تلك النقطة التي نتخلص فيها من كمية غازات دفيئة تفوق تلك الكمية التي نصدرها في الغلاف الجوي. |
| İlk inşa edilen Denizsuyu Sera'sında içerde bulunan bitkilerin ihtiyacından biraz fazla su ürettiğini fark etmişler. | TED | وما حصل بعد بناء البيت الزجاجي البحري الاول .. انها تقوم بانتاج مياه عذبة اكثر مما تحتاجه النباتات الموجودة في داخلها |
| Ve işte bina bu, ve buda maketi, sağ tarafta yüksek teknoloji Sera'sı var ve ortada tıbbi teknoloji binası. | TED | وذلك هو المبنى، وذلك هو النموذج وعلى اليمين المشتل ذو التقنية الفائقة و في الوسط مبنى التكنولوجيا الطبية. |
| Arazi sınırının hemen yakınında bir Sera var. | Open Subtitles | هنالك بيت زجاجي يمتد بالقرب من خط الملكية |
| Fakat binlerce kilometre öteden yayılan Sera gazları Kuzey kutbunda denizi daha asidik hale getirmiştir. | Open Subtitles | لكن غازات البيوت الزجاجية التي نطلقها من بعد آلاف الأميال جعلت المحيط المتجمد الشمالي أكثر حامضية |
| Güzel karımla tabi artık eski karım, sürtük birlikte Sera açtık. | Open Subtitles | حالياً هي زوجتي السابقة ... قامت العاهرة بافتتاح مشتل |