"soluyor" - Translation from Turkish to Arabic

• يتنفس
• تتنفس
• تتلاشى
• تذبل
• باهته
• شحوباً

Yani, bu adam vücut kimyasını yükseltecek her şeyi soluyor, içiyor ve kendine enjekte ediyor ve tüm testler normal çıkıyor.
إنه يتنفس و يشرب و يحقن نفسه بكل شئ كي يضاعف كيميائية جسده و رغم ذلك كل الفحوصات طبيعية

Sizi izleyen ben olacağım. O derin derin soluyor olacak.
سوف أراقبكُم أنا, إنها سوف يتنفس بصُعوبة.

Sokaklarda yaşıyor, 24 saat pis hava soluyor.
إنها تعيش بالشوارع تتنفس كل القاذورات طوال النهار و الليل

Sıvıyı soluyor.
إنها تتنفس سوائل فقط دعها تُخرِجُها

O cadıların bıraktıkları chi ile hareket ediyor, ve çok hızlı soluyor.
إنها تعيش على ما تبقى من طاقة الساحرات وهي تتلاشى بسرعة

Shawn, işimiz yüzünden hayatım tehlikeye giriyor ve aşk hayatım soluyor.
"شون)، أنا مُعرّض للخطر بسبب عملنا)، وحياتي العاطفية تذبل."

Hayır, çoktan bozuldu bile. Çözelti çok kuvvetli. soluyor.
لا، تدمرت المحلول قوي جداً، الصورة باهته

- Rengi soluyor.
-إنها تزداد شحوباً

Oğlun ofisin temiz havasını soluyor.
سيارة مكشوفة ابنك يقود الى مكتبه وهو يتنفس الهواء النقى

Bir bilsem. Bir şey demiyor. Sadece telefona soluyor.
لا أعرف، إنه لا يتكلم يتنفس فحسب

O hâlâ yaşıyor, o hâlâ bu havayı soluyor.
انه ما زال حيا ما زال يتنفس هذا الهواء

Kim öyle soluyor?
من الذي يتنفس هكذا؟

Sıvı soluyor. Bırak çıkarsın.
إنها تتنفس مائعاً دعها تلفظه فحسب

Sıvıyı soluyor. Çıkarması gerek.
إنها تتنفس من السائل فقط دعها تخرجه

Ayakkabılar yeşil kaplı ağaçlar özgürce soluyor.
الاشجار تتنفس الصعداء

Tenseigan soluyor.
التينسيغان تتلاشى.

Riley bir hatırayı önemsemediğinde, solup gidiyor. - soluyor mu?
عندما لا تبالي (رايلي) لذكريات معينة، فهي تتلاشى

Renkler soluyor
الألوان تتلاشى

Soluyorlar, çiçekler soluyor.
بدأت تذبل الزهور بدأت تذبل..

Çiçekleri soluyor.
الأزهار تذبل

soluyor.
إنها باهته