| - Dur sana bir bakayım. - Şimdi bakma, tıraş olmam lazım. | Open Subtitles | ـ دعنى أتفقدك ـ لا تفعلى ذلك الآن ,فأنا بحاجة إلى الحلاقة |
| Belki önce tıraş olmalısın. Randy, bu bir seçenek değil. | Open Subtitles | ــ ربما عليك الحلاقة أولاً ــ راندي، هذا ليس خياراً |
| Tanışmanızdan iki dakika sonra hayalarını tıraş eden bir kadın. | Open Subtitles | أنثى والتي بعد دقيقتين من مقابلتك كانت تحلق شعيرات خصياتك |
| - Galiba odasında tıraş oluyor. - Neden burada görevinin başında değil? | Open Subtitles | لقد قال أنه بحاجة إلى حلاقة لماذا ليس هنا ليؤدى خدمته ؟ |
| Çok yazık. Kendimi öptürmek için bu sabah, sinek kaydı tıraş olmuştum. | Open Subtitles | ياللحسرة , لقد حلقت جيداً اليوم أستعداداً لذلك |
| Bana iç çamaşırı alır, tıraş makineme yeni jiletler takardı. | Open Subtitles | إنها تشتري ملابسي الداخلية وتضع شفرات جديدة في موس الحلاقة |
| Köpek kokusu çam ve tıraş losyonundan yağ kokusu alıyorum. | Open Subtitles | أشم رائحة كلاب وخشب صنوبر وزيت أسفل عطر الحلاقة هذا |
| Bu tıraş modası, labioplastide yükselişi de beraberinde getirdi. | TED | اثار الميل إلى الحلاقة إرتفاعاً آخرًا في شفاه الفرج. |
| Maalesef, tıraş bıçağının jiletini almak zorundaydım. | Open Subtitles | كان يجب عليّ آخذ الشفرة من ماكينة الحلاقة |
| Çavuş, bundan sonra tıraş aleti ve sabun verilmeyecek. | Open Subtitles | أيها العريف , لن يكون هناك مشاكل آخرى على الحلاقة أو الصابون |
| Bu asker cephede nasıl yıkanıp tıraş olunur gösterecek. | Open Subtitles | هذا الرجل سيقوم بإجراءات الحلاقة والإستحمام فى الساحة |
| İçeri girdiğinde gömleğinin ütülenmediğini ve tıraş olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | عندما دخلت لاحظت أن قميصك مكرمش لم تحلق منذ فترة |
| Hadi sevişelim tabii önce tıraş olup şapkanı da yakmalısın. | Open Subtitles | دعنا نقبّل بعضنا بعد أن تحلق و نحرق تلك القبّعة. |
| Geçen cumadan beri hiç değişmemişsin. Bakıyorum da tıraş olmamışsın. | Open Subtitles | انت لم تتغيّر اطلاقا منذ الجمعة الماضية ارى انك لم تحلق ايضا |
| Bak, Jerry, bu TV'de çıkan tıraş kremlerinden çok daha üstün. | Open Subtitles | أنصت يا جيري، إنها أفضل كثيراً من أي معجون حلاقة تجاري. |
| - tıraş olmak gece uykusu kadar iyi gelir. - Şef. Bu genç bayan senin için bilgisi olduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | حلاقة الذقن جيدة كنوم الليل سيدي هذه الشابة تزعم ان لديها معلومات لك |
| Kaçmamdan korktu ve kafamı tıraş etti. | Open Subtitles | كانت خائفة انني أهرب، لذلك حلقت شعر راسي |
| Beni kelepçelemesi, dövmesi veya kafamı tıraş etmesi önemli değildi. | Open Subtitles | لم يكن الأمر يتعلق بالأصفاد أو الضرب أو حلق رأسي. |
| Ama tıraş olmak için kuaföre kıyafet diktirmek için terziye gidiyoruz. | Open Subtitles | ولكن كما نذهب إلى الصّالون للحلاقة.. وللخيّاط لنحصل على ملابس مخيطة.. |
| Affedersiniz, Profesör ama tıraş olmak yasak. | Open Subtitles | اعذرني بروفيسور ولكن غير مسموح بالحلاقة هنا |
| Bir daha mı tıraş olayım? Onu daha önce yaptım. | Open Subtitles | اوه, لا تقل لي احلق مره اخري لقد فعلت هذا |
| Sen de pek temiz sayılmazsın. Neden tıraş olmadın? | Open Subtitles | وأنت لا تبدو نظيفا كذلك لماذا لم تقم بحلاقة ذقنك ؟ |
| Nasıl tıraş olunacağını bilmediği gerçeği dışında etrafınızda bir erkeğin olmasından oldukça memnunum. | Open Subtitles | إذن, غير حقيقة انه لا يستطيع الحلاقه انا سعيد لأن لديك رجل حولك |
| Ya biz askerde de böyle bakımlıydı. Araziye çıkmadan önce tıraş oluruz... | Open Subtitles | لقد كنا متأنقين في الجيش، كنا نحلق قبل الذهاب للتمارين العسكرية. |
| tıraş olacağım, saçımı kestireceğim, manikür yaptıracağım, her bir şeyi. | Open Subtitles | سأحلق ذقني و شعري و أقلم أظافري و كل شيء ربما ابدل وجهي |
| 4 yıldır, karşılığında bir krep bile koklatmadan hergün bedava tıraş olan adama başka ne denir? | Open Subtitles | ماذا تقول عن رجل يحلق من غير مقابل يوميا لـ 4 سنين من دون اعطائء الكثر مثل الفطائر المحلاة والوجبات ؟ |
| Ama her sabah uyanıp sakallarını tıraş etmenin... nasıl bir duygu olduğunu bilemezsin. | Open Subtitles | ولكن أنتِ ليس لديك أدنى فكرة أن تضطري لحلاقة ذقنك عندما تستيقظين صباحا |
| Aradaki fark, lapotomi için alt taraftaki bölgelerini tıraş ediyorlar. | Open Subtitles | الاختلاف ان الابوتومي يحلقون به المناطق السُفليه من الجسم |