| Neden üstünde "McCain Feingold" yazan bir servis tabağı tutuyorum? | Open Subtitles | ولماذا انا احمل طبق الطعام هذا؟ المكتوب عليه ماكين كالذهب |
| "Önümde duran acılı kanat dolu devasa tabağı fark etmişsinizdir. | Open Subtitles | لا بد وأنكم لاحظتم طبق أجنحة الدجاج العملاق الذي أمامي |
| Kanlarını aynı kanser hücrelerinin halısına döktün, şimdi tüm tabağı temizleyebilirsin. | Open Subtitles | تَقطُر دمهم على نفس بساط الخلايا السرطانية، فيمكنك تطهير كامل الطبق. |
| Ekmek tabağı düzenin sol üst köşesine ve tereyağı bıçağı özel bir açıyla, tekrar ağzı içeriyi gösterecek şekilde, tabağın içine konur. | TED | طبق الخبز يوضع أعلى يسار التجهيز، وسكين الزبدة يوضع على الطبق بزاوية، مرة أخرى، و شفرتها تشير إلى الداخل. |
| Ama er ya da geç, bu tabağı kim alacak diye birbirinize bağıracaksınız. | Open Subtitles | لكن لتعرفا أنه عاجلاً أو آجلاً، ستتشاجران بشأن من صاحب ملكية هذا الصحن |
| Aman tanrım. İkinci bile olsam orada yine de tabağı yalardım... | Open Subtitles | أوه, يا إلهي, سأطلب واحدة أخرى و ما زلت تلعق الصحن |
| Ama diğer taraftan bakarsan, tabağı kucağımda tutmaya çalışmayıda sevmiyorum. | Open Subtitles | ولكن من ناحية أخرى، لا أحب وضع صحن على ساقي. |
| Ve ozamanlar Gowanus kanalında yemek tabağı büyüklüğünde istiridyeler bulunduğunuda öğrendik. | TED | وعلمنا أيضا في هذا الوقت هل يمكن أن يأكل المحار في حجم طبق عشاء في القناة نفسها |
| Yani "odada bir fil var" dediğinizde, masada fıstık tabağı arayan gerçek bir fil yoktur. | TED | فإذا قلت بوجود فيلٍ في الغرفة؛ فذلك لا يعني بالضرورة وجود فيل يتجول باحثاً عن طبق فول سوداني على الطاولة. |
| Bu yüzden mi "tabağı ben kırdım" dediniz? | Open Subtitles | أتعرف ماذا . انت غطيت على اليوم عندما كسرت طبق الفطيرة نعم |
| Büfe tabağı 12.50 dolar. Şeftali, erik, portakal ve muz var. | Open Subtitles | الطبق الواحد يكلف 12.5 دولار فيه خوخ وبرتقال وموز |
| – tabağı altı hafta önce kırdım! – Peki ya bardak? | Open Subtitles | – لقد أوقعت هذا الطبق منذ 6 أسابيع – ماذا عن الكأس ؟ |
| tabağı saat yönünde döndürüyorsun çapraz kesiyorsun... | Open Subtitles | تبدأين بإداره الطبق .عكسعقاربالساعه. .تقطعينبشكلقطرى. |
| Tipik amerikan tabağı dediğimiz şey, yarı yarıya et ve fazla pişirilmiş sebzelerle ya da beyaz patatesle dolduruluyor. | Open Subtitles | الطبق المُفضل في أمريكا يتكون من لحم ربعه خضار مطبوخه أو بطاطا بيضاء. |
| Bob, sence tüm tabağı elinden alsam daha iyi olmaz mı? | Open Subtitles | بوب، ألا تعتقد بأنه من الأفضل إذا أخذت الصحن بالكامل منها |
| Ama tabağı o kadar doldurmuşlar ki, seçme şansım yoktu. | Open Subtitles | و لذلك لم يكن لي الخيار فقد ملؤوا ذلك الصحن عن آخره |
| Ben tüm tabağı yedim. Çerez zannetmiştim onları. | Open Subtitles | أكلت الصحن بأكمله، لم أعرف أنه ثوم حسبت أنه فستق |
| Hayır, peynir tabağı ve ufak bira. | Open Subtitles | لا , اريد صحن من الجبن و نصف زجاجاة بيرة |
| Size mönüyü getirebilirim. Ama herkes Noel tabağı alıyor. | Open Subtitles | بوسعي احضار قائمة ولكن اغلب الناس يطلبون صحن العيد |
| Partilerde mutlaka servis tabağı kullanırım, onun için de Sub Zero buzdolabı istiyorum. | Open Subtitles | في الحفلات أستخدم أطباق واسعة لذلك أنا أحتاج إلى ثلاجة عملاقة |
| İçinde sade kahve olan iki kahve fincanı. Meyve tabağı. | Open Subtitles | فنجانان من القهوة بهما بقايا القهوة , وطبق فاكهة . |
| Söyler misin, neden bu yaşlı karılar bir çorba tabağı için servet harcıyorlar? | Open Subtitles | اخبريني، لماذا سيدفع هؤلاء مبالغ طائلة من أجل صفيحة حساء؟ |
| Herkesin tabağı dolu olacak! | Open Subtitles | أخرج و اخدم الناس و تأكد من امتلاء صحون الجميع |
| Hope'a en sevdiği renkten olan tabağı ver. | Open Subtitles | فقط تأكدي من اعطاء ( هوب ) لون طبقها المفضل |
| Emeklikler evinde kızlar gecesi. İki dolara sınırsız cin ve peynir tabağı. | Open Subtitles | كحول بدولارين وكل مايمكنك اكله من الاطباق الحارقة تبدو خطة جيدة |