| Bir miktar DNA olsa da terle buharlaşmıştır. | Open Subtitles | مهما يكن هناك من حمض نووي في العرق فقد تبخرت |
| Çiftçilik bir gelenek gibi terle, zahmetle nesilden nesile aktarılıyor. | Open Subtitles | الزراعة تعتبر تقليد وطني يتوارثونها جيل بعد جيل في العرق العمل والكد |
| Güneş, dalgalar, bronzlaşmış ve terle parıldayan vücutlar... | Open Subtitles | الشمس، الأمواج، الأجساد الجميلة أخذت لون السمرة وتلمع من العرق |
| Kendini göster, terle. Güzel. | Open Subtitles | أثبت ذلك يارجل , تعرق |
| terle ve sık. | Open Subtitles | على شكل رؤيه تعرق... |
| Ya eğer, bütün bunlardan sonra, kanla, canla, terle ve milletin sidiğinin temizlenmesiyle uğraşarak alındığını bilmeyecekse bu biletlerin? | Open Subtitles | ماذا لو أنها لم تعرف الدمّ والعرق وبول الآخرين التي واجهتها للحصول على التذاكر |
| Bir anda Ethan'dan farklı bir koku gelmeye başladı. terle karışık bir koku. Şu kızla bir ilgisi var mı acaba? | Open Subtitles | رائحة العرق أتساءل عما إذا كان لهذه الفتاة علاقة به |
| Tiner kokuyorum. Azıcık terle karışık. | Open Subtitles | قليل من مزيل الطلاء ممزوج مع العرق |
| terle kaplanmış durumda. | Open Subtitles | فهو غارق في العرق |
| Bu terle karışık kokuyu biliyorum. | Open Subtitles | أدرك رائحة العرق |
| Yine o terle karışık koku geldi. | Open Subtitles | رائحة تفوح منه رائحة العرق |
| - terle kaplı haldeyim. | Open Subtitles | -انا غارق في العرق |
| terle! | Open Subtitles | تعرق |
| Neler yapabildiğimizi; kanla, terle ve azimle neler başardığımızı hatırlayın; dur durak bilmeden işleyen çarkları göbeği çatlayana kadar çalışıp ekmeğini çıkaran insanları. | TED | دعونا نتذكر ما نحن قادرون على فعله؛ كل الذي بنيناه بالدم والعرق والأحلام؛ كل عجلةٍ لا تزال تدور؛ والذين ضلّوا واقفين على أقدامهم بسبب عملنا المضني. |
| Kanla, terle, gözyaşıyla işlenmiş bir film. | Open Subtitles | إنه مجهول بالدم والعرق والدموع |