| Suç oranlarını gizleyip Carcetti'yi Vali kendini de başkan yapmak için. | Open Subtitles | و أخفي الجريمة كي يتم إنتخابه لمنصب الحاكم وتصبح هي المحافظ |
| Vali Bey internet sitemize koyabilmek için tabletlerle ilgili zaman aralığı istiyor. | Open Subtitles | المحافظ يريد عمل فيلم عن حواسيبك اللوحية لأجل وضعه على موقعنا الإلكتروني |
| Yani Vali boşuna çabaladı. | TED | لذلك كلّ ما حصل عليه المحافظ كان هيكلا فارغا. |
| Yani Vali haklı çıkmıştı. Ama gün içerisinde, şehirden bir adam geldi onun yanıldığını söyledi bu yüzden adamı vurdular. | Open Subtitles | فشعر العمدة أنه على حق، ولكن بالنهار جاء رجل من المدينة وقال للعمدة أنه مخطيء وأنه قد يُقتل على فعلته |
| - Yeni bir Vali. - Belki Vali bile olabilirsin, Baba. | Open Subtitles | ـ حاكم جديد ـ قد تكون أنت الحاكم ، يا أبـيّ |
| Vali Sarah Palin Alaska, ve Demokratik aday Joe Biden Delaware. | Open Subtitles | المحافظة سارة بالين من ألاسكا والمرشح الديموقراطي، جو بايدن من دالوير |
| Ortaklarımızın biri eski bir Vali, ikisi kongre üyesi, | Open Subtitles | واحدة من شركائنا محافظ سابق وأثنين من أعضاء الكونغرس |
| Burası değişik bir eyalettir ve Vali de biraz tuhaf biridir. | Open Subtitles | هذه حاله نادره و المحافظ غريب الأطوار قليلآ |
| Bizzat Vali'ye kendim gidip anlatacağım. O zaman yaptıklarının... | Open Subtitles | سوف أشتكي إلى المحافظ نفسه وسوف تحاسب على ما فعلت |
| "İnsan" demedim, Sayın Vali. "Acımasız" dedim. | Open Subtitles | أنا لم أقل بشر يا سيادة المحافظ أنا قلت الوحشيَون |
| Vali Breck bu emri tüm sivillere vermektedir. | Open Subtitles | المحافظ بريك أصدر هذا الأمر الى جميع :المواطنين |
| Ve Vali halkı polisten soğutamaz. | Open Subtitles | لذا لا يستطيع المحافظ أن يعزل قوة الشرطة |
| Vali şu anda arkadaşlarıyla birlikte. | Open Subtitles | المحافظ الأن يُحي الأصدقاء و يستمتع بالعشاء في قاعة الرقص |
| Bir baraj çökerse Vali arar. Ona balık avladığımı söylemeni istemiyorum. | Open Subtitles | إذا تحطم السد، سيتصل العمدة لا أريدك أن تقول أننى اصطاد |
| Vali, nehir kıyısına bir park inşa etmek istediğini söylemişti. | Open Subtitles | العمدة لم يقل أنّه يريد بناء حديقة على الواجهة البحرية |
| Eğer müstakbel Vali, eski veznedardan daha uzlaşmacı biri olursa bundan memnuniyet duyacağım. | Open Subtitles | وسأقدر ل وأن الحاكم المفترض أكثر إتفاقاً من حاكم الخزينة الذي كان مؤخراً |
| - Kendine acımak. Şimdi Sayın Vali, Seve seve bulaştığınız bu karmaşadan sizi kurtarmak adına ne gerekiyorsa yapacağım. | Open Subtitles | رثاء الذات الان, سيادة المحافظة سأكون سعيد لمساعدتك في الخروج من هذه الفوضي |
| - Vali Bush, ben Michael Moore. | Open Subtitles | محافظ بوش،إنه مايكل مور تأدب وأحسن التصرف.. |
| Vali Devlin'in Oswald'da güç kullanımıyla ilgili kararına yönelik halkın protestosu devam ediyor. | Open Subtitles | الصَرخَة العامة ضِدَ قرارِ الحاكِم ديفلين باستخدام القُوة في سِجن أوزولد تبقى عالية |
| Şef Fox, bizi Vali ile tanıştırma teklifinden dolayı minnettarız. | Open Subtitles | الرئيس فوكس ، نحن نقدر اقتراحك بتقديم انفسنا للحاكم. |
| - Vali hanım buradan ayrılmış olmalı. - Güzel konuşma yaptı. Hep aynı şeyler. | Open Subtitles | يبدو أن الحاكمة خرجت خطاب جيد , إنه الخطاب المعتاد |
| Demokrat jüriler tarafından yargılanmakta olan demokrat bir Vali kendisi. | Open Subtitles | إنه حاكماً ديموقراطياً يُحكم عليه من قِبل هيئة محلّفين ديموقراطية |
| Vali bey, lütfen mümkün olduğunca sorularımıza doğru cevap vermeye çalışın. | Open Subtitles | أيّها المُحافظ ، حاول أنّ تـُجيب أسئلتنا بقدر المُستطاع من دّقة. |
| Korkarım, yakında dahil olunacak bir Birlik kalmayabilir, Vali Bey. | Open Subtitles | أخاف إنه لن يكون هناك إتحاد لننضم له أيها الحاكم |
| Bu yeni elemanımız, Vali Chandrasekaren. | Open Subtitles | هذا رجل فريق التصليح الجديد "فالي شاندريسكيران" |
| Vatandaşlar ilk gün bir araya gelip Vali seçtiler. | TED | اجتمع السكان في ذلك اليوم وانتخبوا عمدة. |
| Gösterişli bir ziyafet verilecek, Vali ve eşiyle de fotoğraf çektireceğiz. | Open Subtitles | سيكون هناك حفل عشاء ضخم، وسنأخذ صورة مع رئيس البلدية وزوجته. |
| Delaney söylediklerini değiştirecek. Vali bir komisyon atayacak. | Open Subtitles | ويغير ديلاني لهجته وسيعين النائب مفوضاً آخر |