| Hiç kimse bir şey demiyor diye her tarafa pisliğini yayıyor. | Open Subtitles | فقط لأن أحداً لا يقول شيئاً.. ينشر قذارته في كل مكان |
| -Yani sence birisi ortalığa çirkin söylentiler mi yayıyor? | Open Subtitles | إذاً أنت تعتقد أن هناك شخص ما ينشر إشاعات سيئة حولك ؟ |
| Ya potensiyel bir salgınla karşı karşıyaysak? Haşareler serbestçe dolaşıyor, hastalık yayıyor ve mülklerimizin değerini düşürüyor. | Open Subtitles | ماذا لو لدينا وباء كامن أمامنا قوارض طليقة مقززة تنشر الأمراض |
| Düşük menzildeki sonik dalgaları patlama şeklinde yayıyor bu dalgalar akciğer dokusu titreşimleriyle aynı frekansta | Open Subtitles | إنه يصدر ضربات مباشرة بمدى قصير من الموجات الصوتية التي تهتز بتردد يضاهي أنسجة الرئة |
| Gözünüzü kaçırabilirsiniz, çünkü bu uzvunu yeniden üretmek üzere olan bir kertenkele, ve ellerini sallayıp öpüşmekten daha fazla mikrop yayıyor. | TED | قد ترغب في تجنب النظر، لأن ذلك نيوت قارب على إعادة تجديد أطرافه، ويصافح بنشر المزيد من الجراثيم التي تقبّل. |
| Karadelikleri bulmak gerçekten son derece zor. Siyah olmasa ve enerji yayıyor olsa bile, şöyle söyleyelim; yine 20 mil genişliğinde olacaktı. | Open Subtitles | العثور على الثقوب السوداء أمر في منتهى الصعوبة حتّى لو لم تكن سوداء ولا تشع الطاقة |
| Enerji parçacıkları yayıyor. | Open Subtitles | أنه يبث طاقة لجسيمات عالية السرعة |
| Yani, şuanda sizin ürettiğiniz virüsü yayıyor. | Open Subtitles | إذاً الآن هو بالخارج ينشر الفيروسالذيخلفتوهأنتم. |
| Karısının zehirlendiğini ve bunu benim yaptığım dedikodularını yayıyor. | Open Subtitles | إنه ينشر شائعات بأن زوجته سُمِمت وأني من فعل ذلك. |
| Buckingham , Kuledeki Prenslerin öldüğüne dair bir söylenti yayıyor . | Open Subtitles | باكنغهام ينشر إشاعة بأن الأميران الموجودين في البرج قد ماتا |
| Korkunç amacının azmiyle virüslerini kanındaki parazitler sayesinde etrafa yayıyor. | Open Subtitles | أنه ينشر فايروساتِه عبر الطُفيليات التي في الدم، مدفوعةٌ بإرادتِهِ المُريعة |
| Biri, Papa'nın eşcinselleri cezalandırmak niyetinde olduğuna dair bir söylenti yayıyor olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أن أحدًا ينشر أشاعة أن البابا سيعاقب الشاذّين |
| Buna bolca dikkat kesildiler çünkü bu görsel bir şey ve yabancılara karşı nazik İbrani konukseverliğini fikrini yayıyor | TED | فهم يلقون بالضوء الاعلامي عليه بكثافة لانه حدث " مرئي " ! وهذا ينشر الفكرة فكرة حسن الضيافة الابراهيمية تجاه الغرباء |
| Bilirsin, çiçek açmış ve etrafa kokusunu yayıyor. | Open Subtitles | ،مُتفتحة وكما تعلم فهى تنشر شذاها فى كل مكان |
| Okyanus akıntıları, endüstrimizin yarattığı kimyasalları ve çevre kirliliğini bütün dünyaya yayıyor. | Open Subtitles | المحيط يخفي واقع آخر لنا التيارات تنشر موادنا التفاعلية |
| Bu taşlar özel bir enerji yayıyor, benim de yaptığım bunları odaklanmak. | Open Subtitles | هذه الأحجار تنشر طاقة خاصة, كل ما أفعله هو تركيزها. |
| A katında ki Sigma da kirlenme alarmı gözlendi 87. protein duvarı aşınıyor ve ısı yayıyor | Open Subtitles | . " عندنا إنذار تلوث في وحدة " سيجما . الحائط البروتيني 87 يتصدأ و يصدر سخونة |
| Peşinde olduğumuz Harley virüsü yayıyor fakat etkilenmiyor. | Open Subtitles | ما هو ؟ يبدو أن الهارلي التى نتبعها تقوم بنشر الفيروس |
| Alınma ama kıçın iguanaların üstünde yatmasına yetecek kadar ısı yayıyor. | Open Subtitles | وبدون إساءة، ولكن مؤخرتكِ تشع حرارة عالية أنا مندهش أنه لا يوجد عظاءة تعيش عليها |
| Bir verici bu. Sürekli bir sinyal yayıyor. | Open Subtitles | و هذا جهاز بث إنه يبث إشارة ما |
| Görünüşe göre, hücresel yapına zarar verecek özel bir radyoaktivite yayıyor. | Open Subtitles | يبدوا أنها تصدرُ إشعاعاً محدداً والذي يضرُ ببنيتكِ الجزيئية. |
| Birini görebilmek için Dünya boyunda bir teleskop yapmanız gerek çünkü baktığımız kara delik çok radyo dalgası yayıyor. | TED | لكن لرؤية أحدها، ستحتاج لبناء تلسكوب بحجم الأرض، لأن الثقب الأسود الذي ننظر إليه تنبعث منه موجات إشعاعية وفيرة. |
| Kolyesi bir GPS sinyali yayıyor. 90 metrelik bir alan içinde. | Open Subtitles | قلادتها تبعث إشارات لتحديد المواقع، إنها في مكان ما داخل مائة ياردة |
| Fakat doğal gazın dezavantajını da unutmayın, aynı zamanda CO2 yayıyor. | TED | لكّن تذكر الجانب السيء للغاز الطبيعي حيث ينبعث منه أيضًا ثاني أكسيد الكربون. |