| Bence nerede durduğumuzu bilmemiz gerekiyor ama ben de bunu kaybetmek istemiyorum. | Open Subtitles | أعتقد أننا نحتاج لفهم أين نقف لكنّني لا أريد أن أفقد هذا |
| Umudumu kaybetmedim. Yeni bir strateji bulmak için zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | لم أفقد الأمل , لكن أحتاج وقت لأعمل على إستراتيجية جديدة |
| Belki aklımı kaçırıyorum, ama bir şekilde bütün bu dünyanın benim etrafımda döndüğünü hissediyorum. | Open Subtitles | ربما أفقد عقلي ولكن. يبدو كما لو كان العالم كله يراقبني |
| Seni ne teste tabi tutarsam tutayım sana olan inancımı asla kaybetmeyeceğim. | Open Subtitles | مهما كانت المحاكمات التي وضعتك بها لن أفقد أملي بك أبداً |
| Zamanla görme yetimi kaybettim, senden ayrılmanın yanlış olduğunu düşünerek. | TED | مع الوقت بدأت أفقد رؤيتي أعتقدت أني على خطأ بأن أهجر جانبك يوماً. |
| Tek oğlumsun ve seni bir saçmalık yüzünden kaybedemem, duydun mu? | Open Subtitles | أنت ابني الوحيد ولن أفقد بسبب أمر تافه، أتسمعني؟ |
| Kötü şebeke yüzünden neredeyse bir kuzenimi kaybediyordum! | Open Subtitles | كدت أفقد قريباً بسبب خدمة اللاسلكي السيّئة. |
| Aklımda sürekli şunu düşünüyorum: Belki bir uzvumu kaybedebilirim. | TED | تراودني هذه الفكرة في عقلي اللاواعي أنه من الممكن أن أفقد طرفاً. |
| Bu hafta karpuzları toplamazsam, tüm hasadı kaybederim. | Open Subtitles | إذا لم أحصل على هذا البطيخ في هذا الأسبوع فسوف أفقد محصولي بأكمله |
| Bu hayatımı kurtarmak değil, kaybetmek olur. | Open Subtitles | معنى ذلك ان أفقد حياتى و ليس ان انجو بها |
| Son zamanlarda çok destekleyici, ve onun güvenini kaybetmek istemiyorum. | Open Subtitles | فلقد كانت مساندة لي جداً ولا أريد أن أفقد ثقتها ثانية ً |
| Çünkü nihayet arkadaş olduk. Bunu kaybetmek istemiyorum. | Open Subtitles | لأن بعد كل هذا الوقت، أنت وأنا أخيراً أصدقاء، ولا أريد أن أفقد ذلك |
| Ama büyüdüğümde diğerlerinden farklı olarak bu yeteneğimi hiç kaybetmedim. | Open Subtitles | ولكن على عكس الأخرون عندما كبرت لم أفقد تلك الخاصية |
| Çok yetenekli bir taktikçi ama daha tek taş bile kaybetmedim. | Open Subtitles | انه ماهر بالتكتيكات وخبير جدا لكني حتى الآن لم أفقد قطعة واحدة |
| Belki aklımı kaçırıyorum, ama bir şekilde bütün bu dünyanın benim etrafımda döndüğünü hissediyorum. | Open Subtitles | ربما أفقد عقلي ولكن. يبدو كما لو كان العالم كله يراقبني |
| En iyi elemanlarımı kaybetmeyeceğim. | Open Subtitles | بأي حال من الأحوال ، بأي حال من الأحوال. انني لا أفقد بلدي أفضل وأذكى. |
| Ama şapkamı kaybetmedim. Sadece tabancamı kaybettim ama tekrar buldum. | Open Subtitles | أنا لم أفقد عقلى فقدت مسدسى,لكننى استعدته |
| Birini daha kaybedemem! O yaratıklar cehennemden gelmiş! | Open Subtitles | لا, لن أفقد شخصً آخر هذه المخلوقات من الجحيم |
| Kırıcı olduğum falan yok. Neredeyse mememi kaybediyordum. | Open Subtitles | أنا لست عنيداً, كدت أن أفقد حلمتي, إتفقنا؟ |
| Olacağım yeri ve zamanı biliyorsunuz. O yüzden silahlarımı kaybedebilirim. | Open Subtitles | ، تعرفون أين و متى سأكون أنا عُرضة لأن أفقد أسلحتي |
| Benim için altın kural bu. Aksi halde konsantrasyonumu kaybederim! | Open Subtitles | إنها القاعدة الذهبية بالنسبة لي خلاف ذلك، أفقد تركيزي |
| Eğer hemen hastaneye varmazsak o adamların ikisini de kaybedeceğim. | Open Subtitles | إذا لم أصل إلى المستشفى، سوف أفقد هؤلاء القوم والآن، فلتقومى بما أمرتك به |
| Zamanla kendimi kaybetmeye başladım, sürükleniyor gibiydim. | TED | وبدأت ببطء أفقد نفسي، وكأني بدأتُ أتلاشى بعيدًا. |
| Bu duygu yoğunluğunu en son bebeği kaybetmeden önce yaşamıştım. | Open Subtitles | آخر مرة شعرت بكل ذلك كان قبل أن أفقد الطفل |
| Soğuğa ve sıcağa karşı duyarlılığımı yitiriyorum. | Open Subtitles | انا أفقد الأحساس تدريجياً بالسخونة و البرودة |
| Balo gecesi bekaretimi kaybetmem en büyük klişe olmaz mı? | Open Subtitles | أن أفقد عذريتي في ليلة الحفل هو أمر مبتذل للغاية |
| Eğer yardım almazsam, aklımı kaçıracağım. | Open Subtitles | إن لم أحصل على بعض المساعدة فهناك احتمال كبير أن أفقد عقلي |