| Evet, bir sürü yer var. Bir sürü alternatifim var. | Open Subtitles | نعم,لدى العديد من الاماكن لأذهب إليها لدى العديد من الخيارات |
| Daha fazla yeri kontrol altına aldığımızda daha az saklanacak yer olur. | Open Subtitles | المزيد من الاماكن التى نبحث فيها فيقل ما يستطيع ان يختفي به |
| Ama görüyoruz ki bu yerler göz ardı edilemez bir ölçekte değişiyor. | Open Subtitles | لكن يُمكننا الإدراك بأنفسنا أنّ هذه الاماكن تتغير على مستوىً يصعب تجاهله |
| Ona senden ve gittiğin yerlerden bahsettim ve o çok ilgilendi. | Open Subtitles | و عندما اخبرته عنك و عن الاماكن التى زرتها كان متشوقا |
| BJ: Araştırmamız yüzünden Afrika'daki... ...en vahşi yerleri araştırmak zorundaydık. | TED | بيفرلي : وعبر ابحاثنا كان يجب ان نتجول في اكثر الاماكن خطراً في افريقيا |
| Aslında, bütün insanlar seçimler için arzularını ve basit bir ihtiyacı paylaşırlar, hepimiz seçimleri aynı yerlerde ya da aynı kapsamda görmeyiz. | TED | في الحقيقة معظم البشر يبحثون عن الرغبة بحرية الاختيار وجميعنا لا نرى الاختيار .. في نفس المجالات .. ولا في نفس الاماكن |
| Ama sıcak yerlere gitmeyi sevdiğini böylece kısa şortlarını giymeyi sevdiğini sanıyordum. | Open Subtitles | لكني اعتقدت انك تحب الذهاب الى الاماكن الحاره حيث يمكنك ارتداء شورتاتك |
| Öyle yerlerin günün 24 saati açık olması gerekiyor. | Open Subtitles | هذة الاماكن يفترض ان تبقى مفتوحة 24 ساعة كيف حدث هذا |
| Bana buranın dünyadaki en güvenli yer olduğu konusunda güvence verdin. | Open Subtitles | لقد اكدتى لى انها واحده من اكثر الاماكن امانا فى العالم |
| Diğer gördüğünüz yedi yer arasında buranın kirası dörtte biri. | Open Subtitles | حسنا , انها ربع الايجار من الاماكن السبعة الاخرى رأيتها |
| Bulunacak bir sürü güzel yer var. | TED | توجد الكثير من الاماكن الجميلة التي يمكن العثور عليها. |
| Bu becerileri sivil dünyasına geçirebileceğiniz çok fazla yer yok. | TED | ولا وجود للكثير من الاماكن حيث يمكنك تطبيق مثل هذا النوع من المهارات. |
| Varlığımızın tamamınında güzellik çevresinde dönüp duruyoruz; güzel yerler, güzel şeyler ve nihayetinde güzel insanlar. | TED | نمضي طيلة حياتنا نسعى وراء ما هو جميل: الاماكن الجميلة والأشياء الجميلة والأشخاص الجميليين بشكل أساسي. |
| Bizim galaksimizin engellemesinden ötürü veya uygun teleskoplar olmadığı için bakamadığımız bazı yerler var. | TED | وهناك بعض الاماكن التي لا يمكن رؤيتها بسبب مجرتنا أو لانه لا توجد تلسكوبات للقيام بذلك. |
| Bazı şeyler düşünüyorsunuz, yerler, insanlar. | Open Subtitles | الأشياء مختلفة، الاماكن مختلفة، الناس مختلفون |
| Şeytan üstünde bir güce sahip. Regan o yerlerden birini tanıdı. | Open Subtitles | له تأثير على الشر ريغان عرفت احد الاماكن |
| Bu çocukları bu tür yerlerden uzak tutmak I için iyi bir sebebim var | Open Subtitles | هناك سبب لم احاول ان ابقي الطفل بعيد عن هذه الاماكن.. |
| Macera ve keşfe, ön kapımdan sadece birkaç dakika alan bütün bu farklı yerleri keşfetmeye âşık oldum. | TED | وقعت في حب المغامرة والاستكشاف الذهاب لاستكشاف كل هذه الاماكن المختلفة التي تكون على مسافة قريبة من منزلي. |
| Uzak yerlerde ki ahlaksızları, semiz ve zenginleri... gerçekleşen bu mucizelerin korkusuyla bunları döndürün ve bu anı belirtin. | Open Subtitles | و دع البدين و الغنى و الفاسد فى الاماكن البعيدة تذكر هذه اللحظة و بدل بالخوف كل المعجزات القادمة |
| Farklı yerlere gitmelerini isteyin, kendi gözleriyle görmelerini, aslında öğrenmeyi deneyimlemelerini, oyun oynamalarını, araştırmalarını. | TED | والذهاب الى الاماكن لرؤية المعلومات والامور بأم اعينهم لكي يعيشوا التعليم حقاً لكي يلعبوا .. لكي يحققوا |
| Şüphelinin genç kızlara yaklaşabileceği yerlerin izlenmesini istiyoruz. | Open Subtitles | ننصح بمراقبة الاماكن حيث قد يقزم المجرم بالاقتراب من الفتيات الصغيرات |
| Kamuya açık yerde kavga edip sivil yetkililerle zıtlaşmak... kabul edebileceğim şeyler değil. | Open Subtitles | الشجار فى الاماكن العامه و التمرد على الهيئات المدنيه ليست بالصفات الجيده |
| Ve dünya genelinde uydular ve uyarı sistemleri Bangladeş gibi sel eğilimli alanlarda hayat kurtarıyor. | TED | وحول العالم، فإن الاقمار الصناعية وأنظمة الإنذار المبكر تقوم بإنقاذ الحياة في الاماكن المعرضة للفيضانات كبنجلادش. |
| Ve görünen o ki en iyi hareket verilerinin alındığı alan spor branşları. | TED | لذلك تبين ان احد الاماكن حيث وجدنا ان افضل بيانات حول الحركة هي الرياضة |
| Burada yolculuğumuz bizi Çin'in en vahşi yerlerinden birine götürüyor. | Open Subtitles | هنا، تقودنا رحلتنا شمالا إلى الاماكن الاكثر وحشية فى الصين. |
| İçinizden birinin hiç böyle bir yere gitmişliği var mı? | Open Subtitles | شباب , هل زار احدكم احد هذه الاماكن حقا ؟ |
| İsterseniz bunu bir göl gibi, güzel bir yerde de yapabilirsiniz. | TED | كما يمكنك ان تقوم بنفس التمرين في الاماكن الجميلة .. مثل البحيرات .. |