| Daha çok bir üst kat hizmetçisi gibi davranıyorsun evin hanımı gibi değil. | Open Subtitles | تتصرفين كأنكِ خادمة أو شئ من هذا القبيل وليس سيدة المنزل على الإطلاق |
| Çok tuhaf davranıyorsun. Piyangodan para falan mı çıktı, Darla? | Open Subtitles | تتصرفين بغرابة يا دارلا ربحت يانصيب او شيىء كهذا ؟ |
| Sen de buraya gelip gülücükler dağıtarak her şey yolundaymış gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | وعندها تأتين إلى هنا كل ابتسامات و تتصرفين كأن شيئا لم يحدث |
| Çünkü harika bir eşlik yapmıyorsun, harika bir dadılık yapıyorsun. | Open Subtitles | هذا لأنّك لا تتصرفين كزوجة عظيمة أنت تتصرفين كمربّية جيدة |
| Ayrıca kusursuzmuşsun gibi davranıyorsun ve hesap vermemen gerektiğini sanıyorsun. | Open Subtitles | وأنتِ تتصرفين بغرور وكأنه ليسَ عليك أن تجيبي على شيء. |
| Sanki hep burada kalmamı istiyormuş gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | تتصرفين كما لو كنتِ تريديني أن ابقى هنا إلى الأبد |
| Küçük, aptal, öldüren cazibe gibi davranıyorsun! | Open Subtitles | تتصرفين كامرأة قاصر, مثيرة للشفقة تغوي الرجال |
| Onların istediği gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تتصرفين بالطريقة التي يرغبونها منكِ |
| Georgina, biliyor musun, bazen bir erkek gibi davranıyorsun? | Open Subtitles | أتعلمين، في بعض الأحيان أعتقد بأنكِ تتصرفين كرجل |
| Sana her dokunmaya çalışmamda bana sanki boka batmışım gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | كل مرة أحاول أن ألمسكِ، تتصرفين وكأني مقزز |
| - Sinirli gibi davranıyorsun. - Şey, evet. Öyleyim. | Open Subtitles | ــ تتصرفين كأنِك متوترة ــ نعم أنا متوترة |
| Garip davranıyorsun. Piyango falan mı kazandın, Darla? | Open Subtitles | تتصرفين بغرابة يا دارلا ربحت يانصيب او شيىء كهذا ؟ |
| Çünkü çocukça davranıyorsun, sanki hiç gelişme yokmuş gibi. | Open Subtitles | أنّكِ تتصرفين مثل الطفلة، كما لو ليس هناك عواقب. |
| Yani, sanki seninle aynı evde yaşamıyormuşum gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | أَعْني، تتصرفين وكأني لا أعيش معكم بنفس البيت |
| - Çocuk gibi davranıyorsun, Buffy. | Open Subtitles | أنتى تتصرفين حقا تصرفات غير ناضجة ، بافى |
| Tae Gong Shil fındıkkıran hayalet kadın bana sırrını söyledi diye mi böyle yapıyorsun? | Open Subtitles | تاي غونغ شيل هل تتصرفين هكذا بسبب السر الذي اخبرته للشبح؟ |
| Bu benim için bir uyanış çağrısıydı, senin böyle davrandığını görmek. | Open Subtitles | كان هذا نداء الاستيقاظ بالنسبة لي رؤيتك تتصرفين بهذه الطريقة |
| Madem bu kadar inciniyorsun neden böyle davranmaya devam ettiğini anlayamıyorum. | Open Subtitles | إذا كان يؤلمك، فلا أفهم لماذا تتصرفين بالطريقة التي تتصرفين بها |
| Bunca zamandır bunu biliyordun... ve onu benim uydurduğum birşeymiş gibi mi davranıyordun bana? | Open Subtitles | أنك تعرفين عنه كل هذا الوقت و تتصرفين كأنه شئ اختلقته |
| Bu senin hareket tarzını hissediyorum,demek--beni kandırma. | Open Subtitles | يعني ، أن الطريقة التي أشعر أنك تتصرفين بها معي لا تعجبني |
| Madem bizimle olmak istiyorsun, neden normal davranmıyorsun? | Open Subtitles | أتريْن، أنت تريدين أن تظلي معنا، فلماذا إذن لا تتصرفين بشكل طبيعي؟ |
| Tek bildiğim çok garip şekilde davrandığın. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنك تتصرفين بطريقة في غاية الغرابة |
| İnsanlara çok iyi davranıyorsunuz ve böylece sizden yararlanmak istiyorlar. | Open Subtitles | إنّكِ تتصرفين بحسن مع الأشخاص وبعد ذلك يفرضون إنفسهم عليكِ. |
| Asla bu şekilde davranma. Katiyen hiçbir yerde. | Open Subtitles | أبدا لا تتصرفين هكذا أبدا لا تتصرفين هكذا في أي مكان |
| Sanki bu yaptığım ilk aptallıkmış gibi konuşuyorsun | Open Subtitles | توقفي لويس, انتي تتصرفين و كأنها المرة الأولى التي افعل فيها شيء سخيف |
| Ama böyle davranacaksan tüm kutuyu göz bebeklerine sıkarım! | Open Subtitles | لكن إن ظللت تتصرفين على شاكلة مؤخرة الحصان فليس أمامي من خيار إلى أن أقوم برش هذه العبوة بكاملها فى عينيك مباشرة |