| Evet, geçen yıl emekli olmayı planlıyordum ama Hazır olmadığıma karar verdim. | Open Subtitles | نعم. تم تعيين كل من الأول إلى التقاعد في العام الماضي، ولكني قررت أنني لم أكن مستعدة لذلك. |
| Sohbet etmeyi çok isterdim ama standart isyan yönetimi hakkında... - ...hapishane müdürüyle randevum var. | Open Subtitles | حسناً, أنا أحب المحادثة, لكنى حصلت من المراقب على تعيين فى إجراء الإضطرابات |
| Rotayı ayarla ve bizi yakınında bir yere götür ve gerektiğinde bizi çabucak çıkarmaya Hazır ol. | Open Subtitles | تعيين دورة وإسقاط لنا بها فقط ضمن النطاق. وتكون على استعداد للحصول على الخروج من هناك بسرعة إذا كان علينا أن. |
| Eğer az önce bahsettiğim bu düzeni değiştirmek istiyorsanız yapmanız gereken tek şey kadın yönetmenler tutmak. | TED | إذا أردت تغيير أيًا من النماذج التي تحدثت عنها للتو، كل ما عليك فعله هو تعيين مخرجات إناث. |
| Avukat tutma hakkın var. Avukata verecek paran yoksa, sana bir avukat tahsis ediIecektir. | Open Subtitles | لديك الحق في تعيين محامي ون لم تستطع تحمل تكلفة المحامي |
| Hakkındaki düşüncen, yaptığın hata yüzünden seni görev değişikliğine zorladığı için değişmedi yani? | Open Subtitles | ورأيك هذا لم يؤثر بها للحصول على إعادة تعيين بعد أن إرتكبت خطأ؟ |
| Kongre sizi soruşturursa özel bir danışman atamak zorunda kalırım. | Open Subtitles | لو الكونغرس حققوا معك سوف أضطر إلى تعيين مستشار خاص |
| Seksi bir İsveçliyi işe almak "sana güveniyorum, bakıcıya değil," demekti. | Open Subtitles | تعيين سويدية مثيرة كانت طريقتي للقول أثق بك كي لا تخونني |
| Şirket affetmeye Hazır evet, cebinde para ve midesinde... ekmek isteyen herkesi işe yeniden almaya Hazır. | Open Subtitles | الشركة مستعدة لمسامحة نعم و إعادة تعيين أي رجل يتوق لمال في جيبه و خبز في أحشائه |
| Harika, her şey Hazır olduğunda, lütfen bana haber verin, tamam mı? | Open Subtitles | العظمى. لذلك اسمحوا لي أن أعرف فقط عندما يتم تعيين أنتم جميعا، حسنا؟ |
| Ama sekizde Spokane'de randevum var. Bu uçağı kaçıramam. - Seni ben götürebilirim. | Open Subtitles | لَكنِّي عِنْدي 8.00 صباحاً تعيين في Spokane وأنا لا أَستطيعُ التَأْخير عن طائرتُي. |
| Ama randevum var. | Open Subtitles | ولكن لدي موعد تعيين |
| Önce televizyonu üçüncü kanala ayarla. | Open Subtitles | أولا، تعيين التلفزيون لقناة ثلاثة، |
| Seni bulmak için bir özel dedektif tutmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | توّجب عليّ تعيين متحرٍ خاص حتى أتمكّن من إيجادك |
| Sessiz kalma hakkına sahipsin. Avukat tutma hakkına sahipsin. | Open Subtitles | لديك الحق في التزام الصمت لديك الحق في تعيين محامي |
| Bir görev dinamiği kurduklarının ve oyunu başlattıklarının bilincine ulaşmalılar. | TED | يفترض لهم أن يدركوا بوعي إنهم قد بنوا ديناميكية تعيين و استفادوا من اللعبة |
| Sadece İngiltere Kilisesine yeni bir başpiskopos atamak yeterli olur. | Open Subtitles | قد يكون كافيا تعيين رؤوساء جدد للكنيسة فى أنجلترا. |
| Bu yüzden polisi düzenlemek, yeni insanlar işe almak, toplum odaklı polisliğin yöntemlerini kullanmak için Salvadorlularla birlikte çalıştık. | TED | لذا فقد عملنا مع السلفادوريين على تطهير الشرطة؛ نعيد تعيين أشخاصٍ جدد ونستخدم أساليب الشرطة المجتمعية؛ |
| Zorunlu bir atama mıydı ya da kendi tercihiniz miydi? | Open Subtitles | هل هو تعيين إجباري، أم أنك جئت باختيارك الحر؟ |
| Kraliçe'nin yeni bir Temsilci ataması gerekir. Buna destek veremeyiz. | Open Subtitles | للملكة الحق في تعيين محقق ملكي اخر، لا يمكن ان يكون لنا دور في هذا الامر |
| iCal'ım çöktü, randevular 2019'a ayarlandı. | Open Subtitles | بلدي كال تحطمت، والآن يتم تعيين كافة التعيينات بلدي في 2019. |
| Suyun haklarının her zaman korunduğunu garanti edebilecek su muhafızları tayin edebiliriz. | TED | يمكننا تعيين حراس للماء للتأكيد أن حقوق الماء دائما محمية. |
| Kefalet aslında bir çeşit şartlı tahliye olarak yaratılmıştı. | TED | الآن، تم تعيين الكفالة في الأساس كشكل من أشكال إطلاق السراح المشروط. |
| Size tavsiyem, Raymond Shaw konusunu unutmanız ve binbaşı Marco'nun geçici olarak görevden ayrılarak daha az yorucu ve hassasiyet gerektirmeyen bir göreve geçmesidir. | Open Subtitles | لذا أوصى بغلق موضوع ريموند شو الآن .. وبإعادة تعيين ميجور ماركو .. بشكل مؤقت |