"ذلك كل" - Traduction Arabe en Turc

    • Bunu her
        
    • Bu kadar
        
    • hepsi bu
        
    • o kadar
        
    • Tüm
        
    • Bütün
        
    • Bu her
        
    • Tek
        
    • bunlar
        
    Karşıya geçip oraya da bakacağız dediniz. Bunu her yıl yapmıyorsunuzdur herhâlde. Open Subtitles قلتما أنكما ستذهبان الى الشقة المقابلة للبحث, هل تفعلان ذلك كل سنة؟
    Sen Bunu her söylediğinin sabahı kalktığımda cüzdanım gitmiş oluyor. Open Subtitles تقولين ذلك كل مرّة وأستيقظ في الصّباح التالي ومحفظتي مسروقة
    Bu kadar. Babam elbette öldü ve hiç kardeşim yok. Open Subtitles ذلك كل شيء، والدي متوفي، كما تعلمون وليس لديّ أخوة
    Bu kadar. Peki şimdi ne yapmalıyız? TED كان ذلك كل شيء. لذا ماذا يجب أن نفعل الآن؟
    Sadece içimden gelmedi, hepsi bu. Open Subtitles أمّي قادمة للبيت فى أي دقيقة أنا فقط لم أحسّ بهذا ذلك كل ما فى الأمر
    Sadece garip yerlerde yapmayı seviyorum, hepsi bu, tamam mı? Open Subtitles فقط عمله هو في الأماكن الغريبة ذلك كل شيء، حقا ؟
    - Bak, ben iyiyim. Sadece işde düştüm, o kadar. Open Subtitles أنا فقط سقطت في العمل، ذلك كل ما في الأمر
    Bunu her gün yaşayan çocukları düşünüyorum da anneme benden çok ihtiyaçları var. Open Subtitles أفكر في أولئك الأطفال الذين يخوضون ذلك كل يوم إنهم يحتاجونها أكثر مني
    Bu, hesabımı kullanarak bir araya getirdiğim bir model. Bunu her zaman yapan hesapları görüyoruz. TED على الرغم من أن هذا نموذج جمعته مستخدمةً حسابي، إلّا أننا نرى حسابات تفعل ذلك كل الوقت.
    Günümüzde, üniversite öğrencileri Bunu her sene yapıyor. TED في هذه الأيام، يفعل طلاب الجامعة ذلك كل عام.
    Bir dil rehberi olarak Yardımsız dil öğrenmelerinde insanlara yardım ediyor ve Bunu her gün görüyorum. TED كمعلمة لغة، أساعد الناس على أن يتعلموا اللغات بأنفسهم، وأرى ذلك كل يوم.
    İşte hikayem Bu kadar. Şimdi gideyim, efendim. Open Subtitles و ذلك كل ما يقال سأكون فى طريقى الآن يا سيد
    Tüm param Bu kadar. her şeyimi sattım. huzur evindeki halamı bile ziyaret ettim Open Subtitles ذلك كل ما لدي، بعت بذوراً، زرت عمتي في دار التمريض
    Tamam.Kabul. Nina'yla yattım, Bu kadar. Open Subtitles حسناً، أعترف، عاشرت نينا ولكن ذلك كل ما بالأمر.
    Bazıları yanlış seçim yapmış, hepsi bu. Hayat zor diyorlar. Open Subtitles وبعض الناس يقومون بإختيار سيئ ذلك كل شيء انهم يقولون ان الحياة صعبة
    Ben sadece sana savaşma fırsatı veriyorum. hepsi bu. Open Subtitles أنا فقط أحاول بأن أعطيك فرصة للقتال، ذلك كل ما في الأمر
    Sanırım polis arkadaşımız biraz kafadan çatlak, hepsi bu. Open Subtitles أعتقد أن الشرطى صديقنا عنيف بعض الشئ، ذلك كل ما فى الامر
    Ben olmaz. Hiçbir şey bilmiyorum. Ben bilet satarım o kadar. Open Subtitles ليس أنا، لا أعرف شيئاً سأبيع التذاكر لكن ذلك كل شيء
    Tüm olay bundan ibaret bile olsa yeterince ilginç birşey olurdu. TED وإن كان ذلك كل ما يتعلق بالأمر، لكان الأمر مثيرا للإهتمام.
    Bunu yapan trenin hareketiyle ilgili bir şey. Bütün bu hareket kadınları azgınlaştırıyor. Open Subtitles انه بخصوص حركه القطار التى تسبب ذلك كل تلك الحركه تجعل الفتاه شهوانيه
    Bu her şeyi değiştirdi. Bu andan itibaren mühendisleri bota geri getiremiyordunuz. TED غير ذلك كل شيء. منذ ذلك الوقت، لا تستطيع أن تعيد هؤلاء المهندسين إلى القارب.
    Bunu satabiliriz. Hayir, hayir. Sana annenden geriye kalan Tek sey bu. Open Subtitles اعتقد أنه علينا بيع تلك لا , ذلك كل ما تبقى لك
    Arkadaşının bizi götürdüğü depolama tesisinde bir Tek bunlar kaldı. Open Subtitles ذلك كل ما تبقى، من المخزن الذي أخذنا إليّه صديقُكِ

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus