| Beni razı etmek için silah taşımama gerek olmadığını söylüyorsun. | Open Subtitles | أنت فقط تقول ذلك لكى تقنعنى أنى لا أحتاج لسلاح |
| Dövüşçülerin, aktif hale getirildikten sonra silah bulabilecekleri alanlar mevcut. | Open Subtitles | هناك نقاط إن تم تفعيلها تمنح المقاتل الوصول لسلاح معين |
| Eğer sizin yüce ihtişamınıza adanmışsam beni yarı yolda bırakmayacak bir silaha ihtiyacım var. | Open Subtitles | لا، إذا كنت سأنتصر من أجل مجدك العظيم فأحتاج لسلاح لا يهزم |
| SG-1'in Antartika'da bulduğu silaha güç sağlayan tek şey. | Open Subtitles | إنه الشئ الوحيد الهائل الطاقه لسلاح القدماء الدفاعي الذي وجده اس جي 1 بالأسفل في أنتراكتياكا |
| Daniel masabaşında, Teal'c SG-3'le, Carter da bir tür kıyamet günü silahı üzerine çalışıyor. | Open Subtitles | و أسند لدانيال عمل مكتبى و أرسل تيلك مع إس جى 3 و كارتر تعمل فى مشروع لسلاح تدميرى خارق نفس العمل المعتاد |
| Cinayet silahının geminin herhangi bir yerinde olduğuna dair bir işaret yok. | Open Subtitles | أي أثر لسلاح الجريمة على متن القارب و لا نتائج إيجابية لفحص بقايا الرصاص |
| Bu makine, "yok edici silah" adıyla ikinci bir saldırı için programlanmış. | Open Subtitles | برمجت هذه الآلة لتصبح الضربة الثانية لسلاح الرجل الميت |
| George, basit bir nükleer silah için gereken Uranyum 10 ton Uranya'dan üretilebiliyormuş. | Open Subtitles | جورج تحتاج لعشرة أطنان فقط من معدن اليورانيوم لإنتاج مايكفي من اليورانيوم لسلاح نووي واحد |
| İstihbarat, onun en yüksek fiyatı verene satacağı bir biyolojik silah geliştirdiği yönünde. | Open Subtitles | معلوماتى تقول انة يحضر لسلاح كيماوى و سيقرر بيعة لصاحب اعلى سعر |
| İçinde ne silah var ne de piyano. | Open Subtitles | لقد بحثنا فيه لاأثر لسلاح الجريمة .. وكذلك البيانو |
| Bir insan tarafından dövülen hiçbir silah bir hayaleti öldüremez. | Open Subtitles | لايمكن لسلاح قد صنعه الإنسان أن يقتل شبحاً |
| - Ve FBI'ın bir silah için bu makinenin sağlam bir usul olmadığı hakkında bir uyarısı var mı? | Open Subtitles | ومعايير مكتب التحقيقات الفيدرالية تحذر من أن المعيار الثالث ليس قاعدة مستقرة لسلاح اليد ؟ |
| Bu da merminin hangi silaha ait olduğunu belirlemeyi nerdeyse imkansızlaştırıyor. | Open Subtitles | مما يعني أنه مستحيل تعريف هذا لسلاح محدد |
| ...ama çoğalıcıların yokedici silaha karşı bağışıklık geliştirmesini sağlayan şifreyi ayrıştırdık ve buna göre ayarlamalar yaptık. | Open Subtitles | لكن في النهاية,عزلنا الشفرة التي تجعل المستنسخين منيعين لسلاح التشويش و عدلناها تبعاً لذلك |
| İnsanlarımı ziyarete geliyordum. silaha ihtiyacım olduğunu düşünmedim. | Open Subtitles | كنت قادمة لزيارة قومي لم أعتقد أني بحاجة لسلاح |
| Ama bir cadı yeteri kadar güç toplayabilirse silaha ihtiyacı olmayacağını düşünüyordu. | Open Subtitles | لكنّه إعتقد إذا تمكنّت ساحرة من التواصل مع قدرٍ كافٍ من القوى، فلن تكون هنالك حاجة لسلاح. |
| Senin yaptığın cinayet silahı tarifine uyuyor. | Open Subtitles | هذا يطابق أوصافك لسلاح الجريمة أنظري إلى هذا |
| Bu, cinayet silahı için tesisleri arama izni. | Open Subtitles | هذا هو إذن للبحث عن أماكن العمل. لسلاح الجريمة. |
| Emin olmak için cinayet silahının balistik raporunu beklemeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نتحقق متى سوف تنتهي معاينة قذيفة لسلاح الجريمة. |
| Çünkü senin minik silahın kulaklığımı kızarttı. | Open Subtitles | لأن السماعه تعطلت بمجرد استخدامِ لسلاح الموجه الكهرومغناطيسيه |
| Kulüp sahibinin silahını inceleyip temize çıkarmamış mıydınız? | Open Subtitles | ألم ينظر رجالك لسلاح هذا الرجل وقاموا بإستبعاده ؟ |
| Öldürdüğün adamın silahına davrandığını söyledin. | Open Subtitles | كان يحاول الوصول لسلاح وقلت لي أنه كان دفاعًا عن النفس |
| 9 mm. cinayet silahıyla aynı kalibre. | Open Subtitles | عيار 9 مللم... إنه نفس العيار المطابق لسلاح الجريمة. |
| Cinayet silahından iz yok. Mağaza güvenliği hemen olay yerine gelmiş. | Open Subtitles | لم نجد أثراً لسلاح الجريمة المُستخدم وصل حرّاس الأمن لموقع الجريمة بسرعة |
| Yani yüreğiniz İsa'nındır... ama götünüz Deniz Kuvvetlerinin! | Open Subtitles | و لذلك عليك أن تسلم قلبك للرب لكن جسدك سيظل ينتمي لسلاح البحرية |