| Bir derinlik sınırı var elbette. | Open Subtitles | هناك حد معين يمكننا فقط تحمل الكثير من الضغط |
| Böyle bir şey yapılamaz ve yapılmayacak. Her şeyin bir sınırı var. | Open Subtitles | لا يمكن أن أفعل , ولن أفعل هناك حد للأمر |
| Ancak insanın güçlenmesi için bilgiyi kullanmaya devam edersek başaracağımız ''daha iyi''lerin bir sınırı yok. | TED | لكن ليس هناك حد إلى التحسينات التي يمكننا تحقيقها إذا واصلنا تطبيق المعرفة لتعزيز ازدهار الإنسان. |
| İşler buraya nasıl vardı, hiçbir fikrim yok, ama her şeyin bir sınırı vardır. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيف وصلنا إلى هذه النقطة، ولكن هناك حد لكل شيء. |
| Lycra pantolonlar için bir yaş limiti olmalı. | Open Subtitles | ينبغي أن يكون هناك حد أدنى من العمر لإرتداء السراويل |
| Sadece, içgüdülerine ve reflekslerine güvenmekle sınırlı kalamazsın. | Open Subtitles | هناك حد للإعتماد على الحواس و ردود الفعل. |
| Ötesine gidemediğim bir sınır var. | Open Subtitles | هناك حد أبعد مما أستطيع أن أحرزنا ر الذهاب. |
| Oyun alanında yaş sınırı var derlerse inanma. | Open Subtitles | لا تسمح لهم يقولون لك هناك حد زمني لحفرة الكرات |
| Ona yardımcı olmak için elimden geleni yapıyorum ama her şeyin bir sınırı var. | Open Subtitles | أنا أفعل كل ما بوسعي ل مساعدته، ولكن هناك حد. |
| Dinle, sen iyi bir annesin. Ama bir sınırı var. | Open Subtitles | أسمعي , أنت أم جيدة ولكن هناك حد |
| Bastırabileceğimiz isyanlarınsa belli bir sınırı var. | Open Subtitles | هناك حد لمدى قدرة جيشنا على قمع الثورات |
| Sonuçta, her şeyin bir sınırı var. Çünkü burası okul. | Open Subtitles | ف النهاية هناك حد لانها مدرسة |
| Atom altı dünya hakkında ne kadar bileceğimizin temel bir sınırı olduğunu farketti. | Open Subtitles | لقد أدرك أن هناك حد أقصى أساسي لما يمكننا أن نعرفه عن العالم تحت الذري |
| Kardeşimin aksine, katlanabileceğim şeylerin bir sınırı vardır ve bu benim yapacağım bir iş değil. | Open Subtitles | على العكس من أخي، هناك حد لما بوسعي تحمله وهذا الأمر، تخطى كل الحدود |
| Ama bir yıldızın büyüklüğünün de bir üst sınırı vardır. | Open Subtitles | ولكن هناك حد أعلى للحجم الذي يمكن أن يكون عليه النجم |
| Bu ayakkabılarda iki ton ağırlık sınırı vardır. | Open Subtitles | هناك حد الوزن اثنين طن على هذه الأحذية. |
| Başka bir şey daha, seanslarımızın sayı limiti var. | Open Subtitles | الشيء الأخر هو هناك حد لعدد الجلسات التي نحظي بها |
| Hayatım, sınırlı sayıda mendilimiz var. | Open Subtitles | عزيزتي، هناك حد أقصى لعدد المحارم الورقية هنا |
| Bir sınır var. | Open Subtitles | هناك حد لتحمل |