| İki kolon birbirine benzemez. Her zaman bir fark vardır. | Open Subtitles | لا وجود لعامودين متشابهين, هناك فرق دائماً |
| -Aklına bir fikir gelmesiyle bu fikri gerçekleştirmek arasında temel bir fark vardır. | Open Subtitles | هناك فرق بين وجود الفكر والعمل عليه. صحيح. |
| Afganistan ile Sri Lanka arasında çok büyük bir fark var. | TED | لكن هناك فرق كبير بين أفغانستان وسريلانكا |
| Aralarında fark var, unutmayın. | Open Subtitles | أو بالحبس تذكرو جميعاً أنه هناك فرق |
| - Hayır, otele tecavüz. arada fark var. - Beşle on yıI arası kadar. | Open Subtitles | كلا إقتحام فندق , هناك فرق من 5 إلى10 سنوات |
| Kaybetmedim. Sadece bulamıyorum. İkisi farklı şeyler. | Open Subtitles | أنا لم أفقده،أنا فقط غير قادر على العثور عليه هناك فرق |
| Ne mutlu ki dinozorlar ile aramızda bir farklılık var. | Open Subtitles | من حسن الحظ، هناك فرق بيننا وبين الديناصورات |
| Soyutlanmış bir ayaklanmayla, toplumların çöküşü arasından bir fark vardır. | Open Subtitles | هناك فرق بين ثورة فردية و انهيار الحضارة |
| Terörizm ile gerekçeli misilleme eylemi arasında bir fark vardır. | Open Subtitles | هناك فرق بين الإرهاب، و عمل إنتقامي مشروع. |
| Terörizm ile gerekçeli misilleme eylemi arasında bir fark vardır. | Open Subtitles | هناك فرق بين الإرهاب، و عمل إنتقامي مشروع. |
| Patolojik bir yalancı olma ile bir katil olma arasında büyük bir fark vardır. | Open Subtitles | هناك فرق كبير بين أن تكون كاذبا سيئا و أن تكون قاتلاً |
| Yani yerleşmeyle yerleşim arasında büyük bir fark vardır. | Open Subtitles | اعني ان هناك فرق كبير بين الإنتقال والحلول |
| Bilirsiniz, eğitimde komut vermek ve kontrol altında tutmak arasında çok büyük bir fark vardır.-- Bazı sistemlerde böyle oluyor. | TED | كما ترون، هناك فرق كبير هنا بين الخوض في وضع قيادة وسيطرة في التعليم - هذا ما يحدث في بعض الأنظمة. |
| Evin faturalarını ödemek zorunda kalınca anlayabileceğin bir fark var aralarında. | Open Subtitles | هناك فرق ستلاحظينه إذا طالعتي فواتير هذه الشقة. |
| Ama Bay Chisum'la aramda temel bir fark var. | Open Subtitles | لكن هناك فرق جوهري بيني وبين السيد شيزوم |
| Kilisedeki aşk, mağaradaki aşk sanki aralarında bir fark var. | Open Subtitles | حبّ في كنيسة أو في كهف كما لو أنَّ هناك فرق |
| Aralarında fark var. | Open Subtitles | هناك فرق. |
| Aralarında fark var. | Open Subtitles | هناك فرق .. |
| Aralarında fark var. | Open Subtitles | هناك فرق |
| Ona yalan söylemiyorsun, sadece ona gerçeği söylemiyorsun, arada fark var. | Open Subtitles | انت لاتكذبين عليه انت فقط لاتخبرية بالحقيقة هناك فرق كبير |
| Yerleşim mekânları dışında yaşamayı tercih ediyorum. arada fark var. Kesin öyledir. | Open Subtitles | أختار أن أعيش بتواضع هناك فرق ما بال البذلة الكبيرة ؟ |
| Kendimi tuttum.İkisi farklı şeyler. | Open Subtitles | -لقد تراجعت، هناك فرق |
| Diğer yandan bu çift yumurta ikizleri ile kardeşler arasında bir farklılık var. Çift yumurta ikizleri için genel bir maruz kalma durumu söz konusu iken kardeşler arasında böyle bir şey söz konusu değil. | TED | و من ناحية أخرى، هناك فرق بين هذه التوائم غيرالمتماثلة و الأشقاء، باعتبار أن هنك تعرضات شائعة لهذه التوائم غيرالمتماثلة و التي ربما لا تكون مشتركة بشكل شائع بين الأشقاء لوحدهم. |
| Annen seni hizmetçilik için yetiştirirken kabalık ve incelik arasındaki farktan hiç bahsetmedi mi? | Open Subtitles | لما لم تخبرك أمك من قبل , بقدر مانشعر بقلق من الخدم هناك فرق شاسع بين لطف الغرابة ووقاحة الصراحة؟ |