"يفسد" - Traduction Arabe en Turc

    • berbat
        
    • mahvetmesine
        
    • mahvediyor
        
    • mahvedecek
        
    • bozuyor
        
    • mahveder
        
    • mahvetmek
        
    • mahvedebilir
        
    • ediyor
        
    • bozar
        
    • rezil
        
    • mahvetmesini
        
    • bozacak
        
    • mahvetti
        
    • bozmasına
        
    Sanırım partimizi berbat eden esrarengiz dostumuz sensin. Open Subtitles أَفترضُ بأنّك الرجل الغامض الذي يفسد امورنا
    Beş yüz kilometre genişliğinde minicik bir asteroitin planlarınızı mahvetmesine izin mi vereceksiniz? Open Subtitles هل ستدعون مجرد جرم سماوي صغير بعيد 300 ألف ميل يفسد خططكم ؟
    Savaşın çıkması, bütün partileri mahvediyor. O kadar sıkıldım ki, çığlık atabilirim! Open Subtitles هذا الحديث يفسد متعة كل احتفال هذا الربـيع
    Bu işi mahvedecek bir ukalanın çıkmasını istemiyorum. Tamam, gidelim! Open Subtitles لا أريد أن يفسد أي شخص مهم هذا الأمر علي حسناً لنذهب
    Doğrudur, bazıları kondom kullanmak istemiyor çünkü. Hissetmeyi bozuyor diyorlar. Open Subtitles بعضهم لم يكن يرتدي الواقيات، إنهم يقولون إنه يفسد الاستمتاع
    Geceyi mahveder, havayı bozar. Open Subtitles هذا من شأنه أن يفسد الأمر، يعكّر المزاج.
    Açılış berbat oldu diyorlar. Open Subtitles لا يتحدثون سوى عن أنه لا يجب أن يفسد ذلك الرجل في الطابق
    Bu küçük şeyin partiyi berbat etmesine izin vermeyelim! Open Subtitles دعونا لا ندع شيئا صغيراً مثل هذا يفسد الحفل
    Pazartesi Gecesi Futbolu'nu berbat etmese iyi olur. Open Subtitles من الأفضل ألا يفسد الأمر في المباراة المهمة
    Ama şimdi, bir aceminin işimi mahvetmesine izin veremem. Open Subtitles أما الآن لا أريد شخصاً عديم فائدة يفسد عملي
    Bana bir fırsat verdin. Hiçbir şeyin mahvetmesine izin vermem. Open Subtitles لقد أعتيطنى الفرصة ولن أدع شيئاً يفسد تلك الفرصة
    Sence lanet bir siyahın bunu mahvetmesine izin verir miydim? Open Subtitles هل ظننت إني سأترك هذا الزنجي الحقير يفسد هذا؟
    Mahkemede bu parfümü kullanma. Konsantrasyonumu mahvediyor. Open Subtitles ممنوع وضع هذا العطر في المحكمة إنه يفسد تركيزي
    Hayır, bunu bana karanlık yolcum yaptı. Hayatımı mahvediyor. Open Subtitles كلاّ، راكبي المظلم هو من فعل هذا بي، إنّه يفسد حياتي
    Sorun istemiyorum. O adam her şeyi mahvedecek. Open Subtitles لا اريد اي مضايقات ذلك الرجل قد يفسد كل شيء
    Virüs kişiliği bozuyor ve vücutta düzensiz değişim meydana getiriyor. Open Subtitles هذا الفيروس سوف يفسد دماغك و سيمر جسدك بتغييرات غير معتادة
    Uyuşturucu satmak bunu mahveder, yani temiziz. Open Subtitles بيع المخدرات من شأنه ان يفسد اطلاق السراح اللعين هذا لذلك نحن نظيفين
    Söylediğine göre öğretisini mahvetmek istemiyor, 46 Euclid'e daha fazla porno taşımak istemiyor. Open Subtitles لقد قال بأنه لا يريد أن يفسد الكارما بتوصيله أية أفلام إباحية إضافية للمنحرف في 46 إكليد
    Şunu unutmayın ki bir kötü mahkûm geri kalan herkes için işleri mahvedebilir. Open Subtitles تذكروا دائماً أن سجين واحد من الممكن أن يفسد الأمور على الآخرين
    Gidip her şeyi darmadağın ediyor ve eskisinden beter hale getiriyor. Open Subtitles فيحاول إصلاحها و يفسد كل شيء لتصبح أسوء مما كانت عليه
    Ayrıca seks arkadaşlığı bozar. Open Subtitles إلي جانب أن الجنس دائما ما يفسد الصداقة بطريقة ما, إذا تركناه
    Gece çalışacağımı bilmek tüm günümü rezil etmeye yetiyor. Open Subtitles معرفتي بأن علي العمل ليلًا يفسد عليّ النهار بأكمله.
    Bu benim işim ve bazı salakların bunu mahvetmesini istemiyorum! Open Subtitles هذا عملي، وأنا لا أريده أن يفسد من بعض البلهاء ماذا قلت؟
    Ve eğer ona bu gece ödeme yapmazsak, yarın bu anlaşmayı bozacak biz de on dakika sonra işsiz kalacağız. Open Subtitles وإنّ لمْ ندفع له الليلة، سوفَ يفسد الإتفاق بالغد ولسوفَ نخسر وظائفنا بعد ذلك بعشرة دقائق.
    Bence bu her şeyi mahvetti. 35 sene hapse mahkum edilmiş birine bakıyorsunuz. Open Subtitles أظن أن هذا يفسد كل شيء أنت تنظر إلى عقوبة تتراوح بين 35
    Hiçbir şeyin bunu bozmasına izin vermezsin değil mi? Open Subtitles اعنى انك لم تدع ابدا اى شىء يفسد هذا اليس كذلك؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus