| Unutma, sağ kolu at, başı sola çevir, sol kolu at... | Open Subtitles | فقط تذكر يدك اليمنى تلوح أدر رأسك لليسار يدك اليسرى تلوح |
| Unutma, sağ kolu at, başı sola çevir, sol kolu at... | Open Subtitles | فقط تذكر يدك اليمنى تلوح أدر رأسك لليسار يدك اليسرى تلوح |
| Titreyerek ve şefkatle yüzünü çevir. Fazla gösterişli gün ışığına bakma. | Open Subtitles | أديري وجهك بعيداً عن الضوء المبهرج للنهار |
| Bekle, ters olanı düze çevir. Abe'e ne yapmışlar öyle? | TED | انتظر، ادر الصورة المقلوبة على الجانب الصحيح. |
| Pekala, şu manganın adını İngilizceye çevir. | Open Subtitles | حسناً، ترجم هذا العنوان في كتاب مصور بالإنجليزي |
| Paranı al, cüzdanına koy... geriye dön, kapılardan geç... ikinci kapı bazen takılabilir... otoparka çık, arabana bin, anahtarı çevir... ve bir daha asla hayatın boyunca benimle konuşmaya kalkma! | Open Subtitles | خذ نقودك، أرجعه إلى محظفتك أو جيبك، استدر واعبر البابين. |
| Pekala... bileğimden tut, it ve çevir. | Open Subtitles | إذاً... شدّي معصمي أدفعي للأعلى و أديريه |
| Biraz daha, biraz da sağa şimdi. Biraz daha, çevir şimdi. | Open Subtitles | قليلاً أيضاً , القليل الى اليمين قليلاً أيضاً, أدرها الى اليمين |
| Bir adet monitör temizleyici al, ters çevir, | Open Subtitles | إشتر علبة لتنظيف الشاشة اقلبها رأسا على عقب |
| - Televizyonu çevir lan! Bir şey göremiyorum! | Open Subtitles | حرك التلفاز اللعين لا أستطيع أن أرى شيئاً |
| Sefil salını çevir ve uzaklara, gidebildiğin en uzak yere git. | Open Subtitles | أدر قاربك الهزيل، واذهب بعيداً جداً، أبعد ما يمكنك أن تذهب |
| Hayır bekle, kalıbı çevir. Şimdi de diğer beşi kubbeli gözüküyor? | TED | انتظر، أدر المقلاة. الخمسة الآخرون مقببون الآن. |
| Nefes alabilirsin, sadece kafanı öbür tarafa çevir. | Open Subtitles | لا بأس إن تنفست إنما أدر وجهك إلى الناحية الأخرى |
| "Gözünü ışığa doğru çevir. Görmezken gözlerin açılacak. " | Open Subtitles | أدر عينيك للضوء و انتقل من الظلام إلى النور |
| Diğer yanağını çevir ve aslında erkek olduğu dedikodusunu yay. | Open Subtitles | أديري لها الوجنة الأخرى وانشري شائعة مفادها أنها رجل |
| Yaklaştığı zaman düğmeyi çevir. İbre 200'ü gösterirse bana işaret ver. Kamyonu işaretleyeceğim, tamam mı? | Open Subtitles | عندما تقترب، أديري المحول الإبرة ستصل حتى 200، أعطيني إشارة لأعلّم على الشاحنة، اتفقنا؟ |
| Ben buna bir tür av tüfeği fleksibilitesi diyorum. Başını bu tarafa çevir, ateş et, ve mutlaka bir şeyleri vurursun. | TED | ادعوها نوعا ما بسلاح المرونة ادر رأسك بهذا الإتجاه .. بوم .. ها انت شاركت بقتل شئ |
| Çene, çevirebileceğini söylemiştin. çevir. | Open Subtitles | ماوث, قلت بأنك يمكن أن تترجم ترجم |
| Şöför. Taksiyi çevir, geri dönün. | Open Subtitles | أيها السائق, استدر وارجع بالسيارة من حيث أتيت |
| - çevir. Evet, çevir. çevir. | Open Subtitles | لفي المفتاح نعم ، أديريه ، أديريه |
| Geri çevir! Bütün gücü baştaki kalkanlara vereceğim. | Open Subtitles | لقد قلت أدرها ، سأضع كل الطاقة فى الدرع الامامى |
| Kafasını şu tarafa çevir. | Open Subtitles | اقلبها اقلبها على جانبها |
| AB: '66 -- takvimi 1966'ya çevir -- | TED | آرثر بينجامين: 1966، أقلب إلى تقويم عام 1966، |
| Telefonum, çevir ve düğmeye bas. | Open Subtitles | هذا هاتفي , إقلب وإضغط " نايلز كرين " |
| Tatlım, eğer müzik hoşuna gidiyorsa yanıma gel ve sayfaları çevir. | Open Subtitles | عزيزي، إذا أعجبتك الموسيفى اجلس قربي و اقلب لي الصفحات |
| Tekerleri kaldırımın zıt yönüne çevir. | Open Subtitles | دُرْ عجلاتَكَ بعيداً عن القيدِ |
| Sen de o yöne çevir. | Open Subtitles | لفّها على نفس الإتجاه من جهتك |
| Benim yumurtamı çevir, kardeş, üzerine de biraz acı sos ve kırmızı biber ekle, lütfen. | Open Subtitles | اقلبي بيظاتي يا اختاه وضعي بعض الصاص والفلفل الحار عليها رجاء |