| Peki ayakkabınız, arabanız veya dizüstü bilgisayarınızla işiniz bittiğinde ne yaparsınız? | TED | فماذا تفعلون بالحذاء أو السيارة أو الحاسب المحمول في نهاية حياته، عندما تنتهون من استخدامه؟ |
| Zulular ezeli düşmanım. Sizin burda işiniz ne? | Open Subtitles | الزولو أعداء لأصول عائلتى ماذا تفعلون هنا ؟ |
| Canınızın istediği gibi hayat verip alamazsınız. Sizin işiniz değil. | Open Subtitles | أنت لن تستطيع أن تعيش هكذا، إن هذا ليس عملك |
| Burada oturup dev karıncaların var olabilme ihtimalini tartışmaktan başka işiniz yok mu? | Open Subtitles | أليس لديكم ما تفعلونه أفضل من الجلوس و مناقشة احتمال وجود النمل العملاق؟ |
| Eğer o kadar ahlaklı biriyseniz, genelevde ne işiniz vardı o zaman? | Open Subtitles | إذا كنت رفيقاً مثالياً، أخبرني مالذي كنت تفعله في بيت الدعارة ؟ |
| Sabahın köründe burada, ne işiniz var? | Open Subtitles | اذهبي ونظفي الغرف ماذا تفعلين هنا في هذا الوقت من الليل؟ |
| İşiniz tavsiye vermek olduğuna göre, bunu da bilirsiniz sanmıştım. | Open Subtitles | كنت أظنك تعرفين هذا حيث أن وظيفتك هي إعطاء الإرشادات |
| LA ve Merseyside? Buralarda ne işiniz var? | Open Subtitles | لوس أنجلوس و ميرسي سايد ماذا تفعلان هنا ؟ |
| Onu sormadım. O yolda ne işiniz vardı? | Open Subtitles | لم أسألك عن هذا , انا سألتك ماذا كنتم تفعلون على هذا الطريق ؟ |
| Bana bir iyilik yapın, işiniz bitince etrafı temizleyin. | Open Subtitles | هلّا قدمتم لي معروفاً ؟ بعد أن تنتهوا مما تفعلون, فقط نظفوا المكان. |
| Aptal bir et paketleme fabrikasında ne işiniz var sizin? | Open Subtitles | ماذا تفعلون بعملكم في كوكب اللحم المخبوز العجيب هذا؟ |
| Yani bir çevirmen olarak çalışırsanız ve hiçbir bağlam olmadan şu cümleyle karşılaşırsanız: "Sen ve sen, hayır, sen değil, siz, sizin işiniz 'sen''i kendiniz için çevirmek"... | TED | لذلك إذا كنت تعمل كمترجم . وتطرقت لجملة بدون أي معنى : أنت و أنت ، لا . ليس أنت ، أنت ، عملك أن تترجم أنت لنفسك |
| Sizin işiniz, bu önde görünen gibi şeyleri gün ışığına çıkarıp, tarihin sayfalarına yerleştirmek. | TED | عملك هو التنقيب في أشياء مثل هذه الظاهرة بمقدمة الصورة وإدخالها لصفحات التاريخ |
| İşiniz hakkında verdiğiniz bilgilerin üzerinden geçtiğim için sizin buraya gelmenizi istedim. | Open Subtitles | لقد طلبت منك المجئ إلى هنا لأننى كنت أقوم بدراسة المعلومات التى قدمتها عن عملك |
| O halde, yapılacak işiniz varsa ve bir şey yapması gereken insanlara ihtiyacınız varsa, daha iyi bir yol var. | TED | فإذا كان لديكم ما تفعلونه وتحتاجون لأشخاص لفعله، هناك طريقةٌ أفضل. |
| Her gün sabahın köründe buraya gelip... saçma sorular sormaktan başka işiniz yok mu? | Open Subtitles | اليس لديكم شئ آخر تفعلونه اهم من مواصلة المجئ الى هنا, صباح كل يوم لتسألنى اسئلة حمقاء ؟ |
| Cellat değilseniz, burada işiniz ne? | Open Subtitles | إذا كنت لست الجلاد اذآ ما الذى تفعله هنا؟ |
| Görüntü yazarlığı işiniz bu mu? | Open Subtitles | تكتب نصوصاً سينمائية إذاً أهذا ما تفعله لأجل المعيشة؟ |
| Ama hiçliğin ortasında ne işiniz var diye sorabilirim. | Open Subtitles | ولكن قد أسال ماذا تفعلين هنا؟ في منتصف الا مكان |
| Ya işiniz ülkenizdeki ya da dünyadaki en güçlü mevki olursa? | TED | ولكن ماذا إن كانت وظيفتك هي أقوى وظيفة في البلاد، أو العالم؟ |
| Hem sizin ne işiniz var burada? | Open Subtitles | يارجالَ ماذا تفعلان هنا ، على أية حال؟ |
| Uzman odasında ne işiniz var sizin? | Open Subtitles | ما الذي تفعلانه في حجرة الأطباء المشرفين ؟ |
| Ya da bana geçen gece bankada ne işiniz olduğunu söyleseniz iyi olur. | Open Subtitles | أو ربما يجب عليكى أن تخبرينى بما كنت تفعلينه فى البنك تلك الليلة |
| Sizler hapishaneler diker, kalın duvarlar örersiniz ardından işiniz kalmaz, bitmiştir. | Open Subtitles | ... تضع السجون خلف الجدران السميكة و من ثَم تنتهي مهمتك |
| Bu sizin işiniz, onu eğitiyor olmanız gerekiyor. | Open Subtitles | أنتم الذين تسقطون من عملكم أنتم من المفترض أن تعلمونه |
| İşiniz bittiğinde onları bana geri yollayabilirsiniz. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَشْحنَهم يَعُودونَ إلاني متى أنت تَعْملُ. |
| - İyi günler, Bayım. Yine karşılaştık - Sizin burada işiniz ne, Quilp? | Open Subtitles | يوماً جيداً سيدي,ها نحن نلتقي مجدداً ماذا شأنك هنا ,كويلب؟ |
| Eğer geri dönüş için ilk uçağa binerseniz, döndüğünüzde hala bir işiniz duruyor olabilir. | Open Subtitles | إن استقلّيتما رحلة العودة الأولى، فلربما سيبقى عملكما هناك بانتظاركما |
| "Başka bir resminiz için beklemek isterim işiniz bittiğinde". | Open Subtitles | أريد أن أصوركِ مرة آخرى عندما تنتهين من عملكِ |